Gündem yoğun biliyorum ama dün beni en çok heyecanlandıran haberlerin birisinde Ulaştırma Bakanımız Sayın Lütfi Elvan’ın açıklamaları vardı, diğerinde ise KTO Başkanı Selçuk Öztürk’ün açıklamaları...

Ulaştırma ve Habercilik Bakanımız Lütfi Elvan şöyle diyor, “Konya-Karaman-Aksaray ve Niğde illerimiz, 2. Marmara bölgesi kapasitesindedir. Konya’ya bakıyoruz, makine imalatında rakipsiz. Burada fabrika yapan fabrikalarımız var. Karaman’a bakıyoruz, gıda da Türkiye’nin öncüsü olan bir Karaman. Aksaray ise ağır taşıt-makine üretiminde çok ilerlemiş durumda.  Tek eksikleri, denize olan bağlantılarının olmaması... Hızlı tren ile bu sorunu çözüyoruz.”

Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk ise "Konya-Karaman-Mersin tren hattı 4-5 yılda biter. Bu süre bizim için son derece makul bir süredir. Konya-Karaman-Mersin demiryolu hattı Adana ve Güneydoğu'ya uzanır Irak'ın içine kadar girerse, sadece bizi değil, bu illeri de uçurur." Diyordu.

Şimdi Konya’nın işte bu süreci, bu açıklamaları çok iyi tahlil etmesinin vaktidir. Öncelikle Konya, Marmara, Konya Ege, Konya Akdeniz, Konya Karadeniz, Konya Güneydoğu Anadolu, Konya Doğu Anadolu Bağlantılarını kuracak altyapının hızlı bir şekilde yapılması gerekiyor. Konya bu anlamda Karaman, Niğde, Aksaray ile birlikte adım atmalıdır, bu şehirlerin Konya’nın hinterlandında olduğunu ve bu şehirlerin de Konya ile kalkınmasının önemli olduğunu unutmamamız gerekiyor.

Konya’nın kendi başına yaklaşık 2 milyon 2 yüz bin nüfusu var ama buna Karaman, Aksaray, Niğde’yi de eklediğimizde bu rakam çok rahat bir şekilde 3 milyonu bulur. Ve bu dinamik nüfus yapısı ile birlikte oluşturulacak yeni ağ ile bizim bölgemiz çok rahat bir şekilde Yeni Türkiye’nin Marmara’sı haline gelebilir. Tabi Yeni Türkiye’nin Marmara’sı dediğimize bakmayın, inanınız arazinin rahat olması ve geniş olması açısından da olayı değerlendirebilirsek Marmara’yı bile geçebilir.

Yıllarca çok önemli bir hata yapılmış, ülkemizde, “Konya tarımın başkenti” ifadesi kullanılmış. Kimse yanlış anlamasın ama Konya nasıl tarımın başkenti olsun, Konya olsa olsa üretimin başkenti olur. Konya Ovasının bugün en büyük sorunu sudur, tarımın güçlü olmasının yolu ise sudan geçer. Marmara, Akdeniz dururken, hatta Güney Doğu Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgesi dururken Türkiye’nin en az su varlığına sahip bölgesi Orta Anadolu mu tarımın başkenti olacak?

Bu yanlış bir önermedir, Konya üretimin ve ticaretin başkenti olabilir ve olmalıdır da… Tarım yine olsun ama artık şu kırsal tarımdan bir vazgeçelim ve sanayi devrimimizi artık başaralım.

Karaman, Aksaray, Niğde’de coğrafi olarak Konya ile aynı karaktere sahiptirler. Bu bölgeden göç olmasın, bu bölge kalkınsın istiyorsak biran önce bu demir yolunu inşa etmeliyiz ve üretimin merkezi olarak bu bölgeyi geliştirmeliyiz.

Burada şunu da ifade edeyim, Türkiye’de tek yüzde yüz yerli malı dizel motor Konya’da üretilmektedir. Yahu bırakın bunu yaygın medyada dillendirmeyi, bizim Konyalılar bile ifade etmiyorlar. TÜMOSAN bugün yüzde yüz Türk mühendisler tarafından geliştirilmiş motor üretmektedir. Ve elbette traktör de üretiyor TÜMOSAN ama montaj sanayi değildir ve kendi motorunu kendi üretmektedir.

İşte dün bir haber vardı, Altay Tanklarımızın motoru TÜMOSAN’da üretilecekmiş. Bu müthiş bir haberdir. Umarım TÜMOSAN tank motorlarının yanı sıra hafif ticari araç motorları ve hatta otomobil motorunu da üretebilir.

Konya Ticaret Odamızın Başkanı Selçuk Öztürk gerçekçi bir şekilde Konya’da otomobil üretiminin olmasının düşük ihtimal olduğunu ifade ediyor. Tamam, otomobil üretmeyelim ama otomobile motorda mı üretemeyiz?

Üretiriz ve motor üretiminin ihracında da zorlanmayız. Bugün İran dâhil, bizden motor alacak çok fazla ülke vardır.

Burada kilit ifade tren yolu hattıdır. Eğer Konya, Mersin, Adana, Gaziantep ve İran, Irak bağlantılı bir demir yolu kısa zamanda yapılıverirse, (tabi hızlandırılmış demir yolundan bahsediyoruz)  inanınız Konya Ticaret Odamızın Başkanı Selçuk Öztürk haklıdır Konya uçar.

Şaka Gibi, Anadolu Ajansının Konya Bölge Müdürlüğünü Kapatıyorlarmış

Tabi biz Konya’yı merkez şehir ilan ederken bizim de çok sevdiğimiz Anadolu Ajansının Genel Müdürü Kemal Öztürk enteresan bir kararla Konya’daki Anadolu Ajansı Bölge Müdürlüğünü kapatma kararı almış ve Konya’yı Antalya’ya bağlıyor.

Tuhaf, hiçbir milletvekilimiz, odamız, borsamız, sivil toplum kuruluşlarımız, medyamız buna tepki göstermiyor. Nasıl olur? Diyen yok.

Basın İlan Kurumunda temsilcimiz var, duyduğumuz kadarıyla o bile gündeme getirmemiş. Gazeteciler Cemiyetimiz buna tepki göstermiyor.

Kim bu kararı aldırttı, Sayın Bülent Arınç mı? Sayın Kemal Öztürk Konya’nın Antalya’ya bağlanmayacak kadar büyük ve hatta Antalya’dan çok daha büyük bir medeniyet merkezi şehir olduğunu bilmiyor mu?

Bilmiyorsa bizim Konyalılar niye izah etmiyor?

Benim bildiğim MÜSİAD yıllarca TRT’nin Konya’ya temsilcilik açması için rapor hazırlamıştı. Evet, Konya’ya TRT temsilcilik açtı ama Anadolu Ajansı Konya’dan gidiyor, buna açıklama yapmayacak, tepki göstermeyecek mi MÜSİAD?

Konya’nın hakkını savunacak kimse yok mu?

Valimiz, Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Akyürek, KTO Başkanımız Selçuk Öztürk, KSO Başkanımız Memiş Kütükçü, KTB Başkanımız Mehmet Kara, Milletvekillerimiz, Sivil Toplum Kuruluşlarımız Konya’dan Anadolu Ajansının Bölge Müdürlüğünün gitmesi, Konya’nın Antalya’ya bağlanması, adeta Konya’nın cezalandırılması normal midir, buna niye hiç tepki gösterilmez?

Bu konuya tepki göstermeyeceksek, böyle bir kararın karşısında birlik ve beraberlik içinde olmayacaksan, ne zaman birlik ve beraberlik içinde olacağız?

Konya bu kadar aciz bir şehir mi? Konya’nın en mağdur olduğu yıllarda bile kimsenin aklına AA’nın bölge müdürlüğünü kapatmak gelmemişti ve böyle bir zamanda Konya cezalandırılıyor, Antalya’ya bağlanıyor. Bu kabul edilebilir bir şey midir? Anlayan lütfen bana da anlatsın…