Konyalı hayırseveri "okul yaptıracağız" diyerek dolandırmışlar

Konyalı hayırseveri "okul yaptıracağız" diyerek dolandırmışlar

Konya'da Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının, bir hayırseverin bağışladığı 9 bin 600 metrekarelik arsasına taahhüt ettikleri okul ve yurdu yapmadıkları, geri istenen araziyi de çeşitli bahanelerle vermedikleri ortaya çıktı.

Konya'da yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında ifadelerine başvurulan iş adamlarından A.K, örgüte 17-25 Aralık sürecine kadar çeşitli yardımlarda bulunduğunu belirtti.

Himmet toplantılarının genelde yapıya dahil okullarda gerçekleştirildiğini aktaran A.K. "Himmet toplantılarında genelde 150 civarında mütevelli bulunurdu. Toplantılara gitmeden önce sorumlu imamımız bağış miktarlarının yüksek olması amacıyla bize ne kadar bağış yapacağımızı söylerdi. Bir defasında 75 bin lira bağış yapmayı vadettim ancak daha sonra bu parayı 35 bin lira himmet parası olarak ödeyebildim. Yapılan uygulama aslında ödeme gücü bu seviyelerde olmayan mütevelli üyelerinin yapacağı bağış oranının yüksek olmasına yönelik bir artırım stratejisidir." diye konuştu.

Babası tarafından 2009'da merkez Meram ilçesi Çandır Mahallesi'ndeki 9 bin 600 metrekarelik arsalarının Fetullah Gülen yapılanmasına okul ve yurt yapılması için hibe edildiğini anlatan A.K, babasının amacının milli ve manevi değerlere bağlı nesil yetiştirilmesi olduğunu dile getirdi.

"Sudan bahanelerle her defasında oyalanarak kandırıldık"

Arsanın bedelsiz olarak tapu devir işlemleri için vekalet verilerek bağışlandığını belirten A.K, şöyle devam etti:

"Ancak devir işlemlerinin üzerinden bir hayli zaman geçmiş olmasına rağmen arsaya taahhüt edilen okul veya yurt yapımı için bir çivi dahi çakılmaması üzerine babam durumdan oldukça rahatsız oldu. Verilen sözün yerine getirilerek okul veya yurt yapımı için bir an önce faaliyete geçirilmesi konusunda birçok girişimlerde bulunuldu. İnşaat alanını büyütmeye çalıştıkları gibi sudan bahanelerle her defasında oyalanarak kandırıldık. Babam rahmetli ölmeden 1 yıl öncesine kadar verilen sözün yerine getirilmeyeceğini anladığı için arsayı Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesine vermek amacıyla geri almaya çalıştı ancak başarılı olamadı. Resmi işlemleri başlatmaya da ömrü yetmedi. Bu konu bizim içimizde ukde kaldığı için girişimlerimiz oldu. Arsayı geri istediğimizde '40 bin, 150 bin, 250 bin lira masraf yaptık' gibi bahaneler ileri sürdüler. Fatura gösterildiğinde masrafları ödemek şartıyla arsayı geri alabileceğimizi söylediğimizde yine klasik şeyler bildirdiler. Hibe edilen arazinin bu yapının elinden alınarak Milli Eğitim Bakanlığı gibi devlete ait bir kuruma teslim edilmesini, vatana, millete faydalı şekilde değerlendirilmesini istiyorum. Babamı ve aile büyüklerimi, bize taahhüt ettikleri sözleri yerine getirmeyerek ve kandırarak elimizden aldıkları arsanın değeri 3 milyon lira civarındadır."

- "Manevi değerler ve inançlardan istifade edildi"

Babasının, arsayı yapıya vermesiyle mütevelli grubuna dahil olduğunu vurgulayan A.K, yardımları Allah rızasına dayalı bir hayır olarak gördükleri için bir makbuz ya da belge verilmesi talebinde bulunmadıklarını bildirdi.

Söz konusu yapının "öğrenci yurdu ve okul" sözünde durmaması, devlete ve devlet idarecilerine karşı olumsuz tavırları nedeniyle "cemaat"ten koptuğuna işaret eden A.K, şunları söyledi:

"Başta rahmetli babam olmak üzere pek çok insan buraya tamamıyla Allah rızasına dayalı olarak samimi duygular içerisinde yardım yapmıştır. Ancak günümüzde bu yapının ortaya çıkan faaliyetleri göz önünde bulundurulduğunda yardımların istismar edilmiş olduğunu düşünüyorum. Manevi değerlerimizden ve inançlarımızdan istifade edilmek suretiyle ailemizden bu arsayı alarak ortaya hayırlı bir eser koymayan paralel yapıdan da davacı ve şikayetçiyim."