Doç.Dr. Mehmet Ali Hacıgökmen

Doç.Dr. Mehmet Ali Hacıgökmen

KONYANIN BAŞKENT OLUŞ SÜREÇİ-II

KONYANIN BAŞKENT OLUŞ SÜREÇİ-II

2. İznik’e  Göç

Kutalmış oğlu Süleymanşah büyük bir siyasi zekayla İznik’e göç kararı aldıktan sonrra, bölge 5-10 yıl içinde Türk nüfus yoğunluğu sağlanmıştı. Böylece Osmanlılardan tam 225 yıl evvel  İznik, Söğüt, Domaniç, Yenihisar gibi Sakarya vadisi Selçuklu Türklerinin otlak ve yaylakları olmuştur. Süleymanşah için en önemlisi İznik kalesiydi. Bu 4270 metre uzunluğundaki kale Süleymanşah için bulunmaz bir nimetti. Büyük bir orduyu kalenin içinde barındırabilirdi. Yüksekliği 10- 12 m. olan surlara, 114 kadar yuvarlak burcunda yapılması, ayrıca bir kuşatma esnasında gölden destek alınabilecek olması, Süleymanşah için çok önemliydi. Süleymanşah burada kurduğu beylik ile çok güçlendi. Bizans’ın iç işlerine karışmaya başladı. Bizanstaki taht mücadelelerine müdâhil oldu. Süleymanşah artık rahattı. Dengeli bir siyaset izliyor, Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ı karşısına almıyordu. Bu arada kardeşi Mansur isyan girişiminde bulundu. Süleymanşah Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’dan aldığı destek ile Mansur'un isyanını bastırdı. Bütün bu olumlu siyasete rağmen Süleymanşah’ın zihninde dedesi Arslan Yabgu, babası Kutalmış’ın hakkı olduğunu düşündüğü Büyük Selçuklu tahtıydı. Süleymanşah  Bizans İmparatoru Alexios Komnenos ile bir barış anlaşması yaparak yönünü doğuya Büyük Selçuklu topraklarına çevirdi. Başkenti İznik’e Selçuklu soyundan olduğunu düşündüğümüz Ebu’l Kasım adlı birisini nâib atayarak küçük ve güçlü ordusuyla yine geldiği yer olan binlerce kilometre uzaklıktaki Tarsus’a yöneldi. Tarsus kalesini kuşattı. Bu olay bize Süleymanşah’ın ordusunun binlerce kilometre  uzaklıktan gelerek bir kaleyi kuşatabilecek gücü olduğunu gösteriyor. Bu da at, deve gibi o günün tank yerine geçen güçleriyle olmuştur. Türk atları seri kıvrak, uzun yol alabiliyor, katır gibi yük taşıyabiliyordu. Develer ise ordunun bütün yüklerini dağ taş demeden taşıyordu. Eğer Türkler Anadolu’da başarılı olmuşlarsa, bu başarıda at ve devenin rolü çok yüksektir. Süleymanşah Tarsus’u kısa sürede aldı. Buraya Türk nüfusu yerleştirdi. Sonra Antakya’yı kuşattı. Burayı da aldı(1084). Artık Süleymanşah Büyük Selçuklu devletini doğrudan karşısına almıştı. Bu durumda Suriye’de bulunan Melikşah’ın kardeşi Tutuş ve Artuk bey Süleymanşah’ın bu hareketine karşı çıkacaktı. Halep civarında meydana gelen muharebede Süleymanşah savaşı kaybetti. Süleymanşah’ın ölümü üzerine farklı rivayetler vardır. Ancak her ne olursa olsun Süleymanşah öldü (1086). Halep kapısının karşısına defnedildi. Süleymanşah’ın oğulları  Kılıçarslan ve Kulan Arslan esir edildi. Bu durumda İznik’de kurulan Selçuklu devleti başsız kaldı. Ancak geride bıraktığı nâib hakkında fazla bilgi bulunmayan Ebu’l-Kasım,  devleti maharetle idare etmesini bildi. Yaklaşık 5-6 yıl (1086-1092) İznik’de kurulan Selçuklu Devletini kardeşi ile idare etti. O Gemlik körfezine tersane bile yaptırdı. Bu durum Bizans İmparatorunu rahatsız edecektir. Ancak farklı bir siyasi durum ortaya çıkar. Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah,  Süleymanşah’ı ortadan kaldırıp oğullarını esir etse de, Süleymanşah’ın  İznik’deki kurduğu devleti imha etmek ister. Buraya Porsuk ve sonra da Bozan adlı emirlerini gönderir. Türkiye Selçuklu devletinin sonu gelmiş gibi gözükmektedir. Dengeleri çok iyi bilen Bizans İmparatoru Alexios Komnenos İstanbul’un hemen dibinde güçlü bir devlet istemez. Bundan dolayı Ebu’l-Kasım’ı destekler. Bu durumda binlerce kilometre uzaktaki İznik kalesini kuşatan Emir Bozan kuşatmayı kaldırmak zorunda kalır. Ebu’l- Kasım bütün olumsuzluklara rağmen Melikşah ile görüşmek için İsfahan’a gider. Ancak İsfahan’da kendine muhatap bulamaz. İsfahan’dan geri dönerken yayının kirişiyle boğdurularak öldürülür.

Artık Türkiye Selçuklu devletinin geleceği farklı bir hal almıştır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doç.Dr. Mehmet Ali Hacıgökmen Arşivi
SON YAZILAR