Konya’nın yaşayan tarihi: Yaşar Barışık

Eski Konya’nın en iyi tanıklarından biri o. Ferit Paşa Mahallesi Muhtarı Yaşar Barışık Konya’ya ait eski fotoğraflarla sosyal medyada adeta bir fenomen haline geldi.
Konya’nın yaşayan tarihi: Yaşar Barışık

Eski Konya’nın en iyi tanıklarından biri o. Ferit Paşa Mahallesi Muhtarı Yaşar Barışık Konya’ya ait eski fotoğraflarla sosyal medyada adeta bir fenomen haline geldi. Geçmişe özlem duyanların hasret giderdiği fotoğrafları paylaşan emekli Almanca Öğretmeni Yaşar Barışık’la ‘Eski Konya’ ve ‘Konya’nın Veli’leri’ hakkında keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Yaşar Barışık kimdir? Bize kendinizden bahseder misiniz?

1958’de eski Medrese Mahallesi’nde doğdum. Eğitim hayatımı Konya’da tamamladım. Üniversiteyi Selçuk Üniversitesi Almanca Bölümü’nde okudum. 1980 yılında ilk kez Muş’ta göreve başladım. 3 yıllık görevimin sonunda Karaman Endüstri Meslek Lisesi’ne tayin oldum. 1983-85 arası iki yıl çalıştıktan sonra 2007 yılına kadar Meram Teknik Lisesi’nde Almanca öğretmenliği ve son 12 yılda da müdür yardımcısı ve müdür başyardımcısı olarak görev yaptım. 2007’de emekli oldum. Konya’da bir dershanede müdürlük yaparken 2009’da eski Medrese Mahallesi sakinleri muhtar adayı olmamı rica ettiler. İnsanları kıramadım ve aday oldum. Allah nasip etti ve 5 yıl çalıştıktan sonra 2014 yılında Selçuklu Belediyesi’nin almış olduğu kararla daha iyi hizmet verebilmek amaçlı Selçuklu’da 38 mahalle birleşimi yaşandı bizim mahallemiz de Medrese, Yeni Şehir’in bir kısmı ve Feritpaşa ile birleşerek 30 bine yakın nüfusumuzla Feritpaşa Mahallesi oldu. Şuanda muhtar olarak ikinci dönemimizdeyiz.

Hangi hobilerle ilgileniyorsunuz?

Öğretmenlikten emekli olduktan sonra muhtarlığın dışında musikiyle de ilgilenmeye başladım. Yıllardır böyle bir hobim var. TRT’ye Konya TV’lerine ve zaman zaman Konya’da değişik alanlarda programlar icra etmekteyiz. Konya musikisini tanıtıyoruz. Bunun yanında 1980’lerde bende meydana gelen eski fotoğraf alışkanlıklarımdan dolayı çok değişik fotoğraf albümlerim ve koleksiyonlarım oluştu. Almanca öğretmeni olduğum için turizm rehberliği de yaptım. 1985’ten 1992’ye kadar rehberlik işiyle uğraştım. 92’den sonra bıraktım. Çünkü o yıldan sonra şehrimize Alman girişi hayli azaldı. Özellikle Konya tarihine sahip çıkmak ve gençlerimize Konya’mızın geçmişini unutturmamak için çalışmalar yapıyorum.  Fotoğraflarımı gördükleri zaman hayretler içerisinde kalıyorlar. Tabi hafızlarını yeniledikleri zaman fotoğrafta gösterdiğim mekanın eski halini hatırlayıp özlem duyuyorlar.

Sosyal medyada paylaştığınız fotoğraflara insanlar büyük ilgi gösteriyor. Bilinirliğiniz nasıl arttı?

Eş, dost bir takım tanıdığımızın sayesinde Konya’mızın yerel televizyonlarında programlar yaptık. Medya sayesinde de bilinirliğimiz arttı. Çok olumlu dönüşler oldu. Beni şuanda takip eden Konya ve Türkiye dışından birçok Konyalı vatandaşımız var. İsviçre’den, Almanya’dan, Bulgaristan’dan, İtalya’dan, Amerika’dan Konyalı veya Konya hayranı birçok insan var. Bununla ilgili bir anımı anlatmak istiyorum. 2015 yılında kayınpederimi kaybettik. Eşimin kafasını dağıtmak için Sille’ye gittik. Sille’nin suyu meşhurdur. Orada Ramazan ayı dolayısıyla acayip yoğunluk vardı. Su doldurmak için sırada bekliyorduk. O sırada bir araba durdu. Plakaya baktım yabancı bir plaka. Direksiyon da sağdaydı. Kıbrıs aracı zannettim. Şoför arabadan inip yanıma geldi ve bana hal hatır sordu. Tanıyamadınız mı beni diye sordu. Ben de tanıyamamıştım. Sizin Facebook’tan arkadaşınızım İngiltere’den geliyorum dedi. Her akşam sizin profilinizi açıp Konya resimlerine bakıyor ve şehrimizin hasretini gideriyoruz dedi. Bu şekilde güzel bir anı yaşadım.

Fotoğraf merakınız nereden geliyor ve bu fotoğrafları nasıl elde ediyorsunuz?

Zamanında tercümanlık yaptığım dönemlerde fotoğraf da çekiyordum. Merakım oradan geliyor. Benim kendi arşiv fotoğraflarım var. Ayrıca mahalle sakinlerimizden eş-dost-akrabalarımızdan gelen fotoğraflar var.  Bana özelden mesaj olarak gönderenler oluyor. Bunlarla ilgili değişik çalışmalarım var. Elimdeki en eski Konya görseli 1915 yılına ait Sille fotoğrafı. Ben bunları programlarda düzenleyip sosyal medyada takipçilerimle paylaşıyorum.

‘Konya’nın Veli’leri ile ilgili paylaşımlarınız var. İnsanlar büyük ilgi gösteriyor. Bu konu hakkında ne yorum yaparsınız?

Herkesin deli dediği ancak ‘Veli’ olan insanlarla ilgili çalışmalarım var. Elimde Silleli Pirali İsmail’in birçok fotoğrafı mevcut. Fotoğrafların arkasında da şöyle bir yazı bulunuyor: “Onlara deli demeyin. Onlar Konya’nın meczupları.’ Ben Pirali İsmail’le birçok anı yaşadım. Konya’da olduğu aynı saat, aynı dakikada Kabe’de de görürlerdi onu. Bir anda iki yerde gözükebiliyorlar. Normalde mümkün değil ama böyle adamlar için mümkün oluyor.  Konya’da meczup dediğimiz insanlar Kapu Camisi etrafında bulunuyordu. Konya’nın başka bir meczupu da Parsanalı Mustafa’dır. 108 yaşında vefat etti. Kapu Camisi’nin müdavimlerindendi. Bu insanın cenazesine gittiğimde duyduğum o kokuyu anlatamam. Öyle bir güzel koku yayılmış ki etrafa sanki her yere parfüm sıkmışlar. O da Allah’ın sevgili kullarından biriydi. Konya’nın eski Emniyet Müdürü Mehmet Aksu bir gün ziyaretime geldi.  1998-2003 yılları arasında şehrimizde görev yapmış. Gelince bir anısını anlattı. “Ben Pirali İsmail’e yetişemedim ama Parsanalı Mustafa’nın hayranıydım” dedi ve şöyle devam etti: “Öldüğünü duydum ve bilirsiniz diye size geldim. Her Cuma günü saat ikiden sonra benim yanıma gelirdi. Karnını doyurup çayını söylerdik. Bana gelecek 1 hafta boyunca Konya’da yaşanacak şeyleri, yapacağımız işleri söylerdi. Biz de ona göre önlemimizi alırdık. Dediği her şey de tutardı” dedi. Bunların kalp gözü açık. Her şeyi görebilen insanlar. Bu tarz insanlar normal biri gibi yaşamazlar. Üstlerinde yırtık giysiler, el ve ayaklarında kir bulunur. Siz bunları tıraş etseniz de yine kısa zamanda eski hallerine dönerler çünkü bunlar bu dünyanın insanları değiller. Ancak Konyalıların doğru bildiği bir yanlış var. Yakın zamanda ölen ‘Poşetli dede’ lakaplı şahıs deli falan değildi. O dolandırıcıydı. Caminin etrafında dolaşırdı ancak bir gün bile camiye girdiği görülmedi. Öldüğünde 1,5 Milyon TL parası çıktı. Resmen soyguncuydu.


Silleli Pirali İsmail
 


Parsanalı Mustafa

Konya hakkında eklemek istediğiniz başka ne var?

Silleli Pirali İsmail Ağa bana “Dünyada bütün iller yer üstünden yönetilir, Konya hariç. Konya yer altından yönetilir” derdi. Eski bir mahalle sakinimiz her gün sabah namazını Kapu Cami’nde kılardı. Yaz-kış her gün oradaydı. Bir kış günü yine namaz çıkışı hava henüz aydınlanmamışken arka sokakta bir bağrışmalar duymuş. Gizlice konuşanları izlemiş ve bir bakmış ki Konya’nın bütün meczupları oraya toplanmış. Biri Emniyet Müdürü şu olacak, diğeri Vali şu olacak, Kaymakam şu olacak falan diye Konya’nın idarecilerini atıyorlarmış. Bu tür anılar çok fazla var. Bu insanlara kesinlikle deli denilmemelidir. Allah’ın sevgili kullarıdır onlar. Hiç evlenmediler ve bu şehir için yaşadılar.  Türkiye’de de en çok meczupun bulunduğu il Konya’dır. Bu yüzden Peygamberimiz tarafından da övülmüş bir şehirdir Konya. Ben de Konya aşığı birisi olarak şehrimizle ilgili görselleri sosyal medya aracılığıyla hemşerilerimizle paylaşıyorum ve onlar da böylelikle hasret gideriyorlar.

HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU / YENİ HABER GAZETESİ