Konya’ya neden kar yağmıyor? Uzman isim açıkladı

Konya’ya beklenen kar yağışının gelmemesi vatandaşları tedirgin etti. Aralık ve ocak ayı ortalamalarına göre yaşanan sıcaklıkların bu yıl daha fazla olduğunu ifade eden Doç. Dr. Selim Doğan, iklim değişikliği ve sebep olduğu sorunlardan bahsetti.
Konya’ya neden kar yağmıyor? Uzman isim açıkladı

Kış aylarını yaşayan Konya’nın henüz karla buluşmaması tedirginlik oluşturdu. Konya’da aralık ve ocak ayı sıcaklık ortalamalarına göre bu yılki sıcaklıkların daha yüksek olduğunu belirten Konya Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selim Doğan, konu hakkında gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Konya’da yaşanan hava durumunu iklim değişikliğine göre yorumlayan Selim Doğan, şu ifadelerle yer verdi; “İklim değişikliği yaşanıyor bu herkesin malumu bir gerçek ama Konya’nın iklimi Akdeniz İklimine dönüşüyor diyemeyiz. İklimin tamamen değişmesi zaten söz konusu değil. Mevsim normallerindeki sapmalar aslında çok küçük değişiklikler. Ancak bu küçük değişiklikler bile insanların var olan alışkınlıklarını önemli derecede etkilediği için panik algısı oluşturabiliyor.”

selim-dogan.jpg

‘SICAKLIKLAR ORTALAMANIN ÜZERİNDE’

Aralık ve ocak ayında yaşanan sıcaklıklarının ortalamanın üzerinde olduğunu belirten Doğan, “Burada insanların hızlıca fark ettiği husus; iklimin, sıcak havaların mevsim normalleri haricinde davranış göstermesi. Bölgemizde kar yağışı beklenirken bu karın düşmemesi özellikle tarım ile uğraşanlar tarafından hemen fark ediliyor ve tedirginlik yaratıyor. Öte yandan havaların sıcak gitmesi ve ısınma giderlerinin daha az olması, ekonomik sıkıntılar yaşayan insanları her gün pahalanan hayatın içinde bir nebze de olsa rahatlatıyor. Konya’nın aralık ve ocak ayı ortalamasına bakıldığı zaman sıcaklıklar biraz daha yukarıda seyrediyor. Ama bu artık bundan sonra iklimimiz böyle olacak havalar da böyle gidecek demek değildir. Çünkü iklim standartlarının, normallerinin oluşması 10 binlerce yılı alıyor. Tabi ki farklılaşma gözlemleniyor ama var olan iklim içerisinde yaşanıyor. Dolayısı ile şu anda iklim değişikliğinin hissedilen en önemli etkilerinden birisi, normal dışı yaşanan iklim olaylarının sıklığının ve bunların şiddetlerinin artışı” ifadelerine yer verdi.

iklim-degisikligi-1.jpg

‘KURAKLIK ETKİSİ REKOLTEYİ ETKİLİYOR’

İklim değişikliğinin olası kuraklık olaylarının da şiddetini ve etkilerini artıracağından bahseden Doğan, “Kuraklık dediğimizde iki tane referans noktamız var; geçici bir süre olması ve normalden az yağışın düşmesi. Kuraklık, belirli bir zaman periyodunda normalden daha az yağışın düşmesi demek. Dolayısıyla herhangi bir ayda veya aylarda düşmesi gereken yağış düşmediği anda o aylar için bir kuraklık oluşmuş oluyor. Yağış eksikliği diğer aylar da devam ettiği sürece veya daha önceki aylardan beridir bir yağış eksikliği söz konusu olduğunda etkisi çok daha büyük oluyor. Etki büyük olunca da zirai faaliyetlerdeki ekim, biçim olayları veya şehirler için su temini konularında da aksaklıklar yaşanıyor. Örneğin yağmur suyuyla beslenen hububat ürünleri alması gereken su miktarını yağan yağmurlarla karşılayamıyorsa ürün rekoltesinde bir azalma oluyor veya şehirlerdeki baraj doluluk seviyelerinde düşüklük görülüyor” şeklinde konuştu.

iklim-degisikligi-1.png

‘ATMOSFERE ÇOK FAZLA SERA GAZI SALINIYOR’

Artan üretim ve tüketimle birlikte sera gazlarının da atmosfere çok fazla salındığını vurgulayan Doğan, “Sera gazları dediğimiz gazlar; aslında dünyada yaşamın olabilmesi için gerekli olan gazlar. Dünyada yaşam için uygun sıcaklığın ve nefes alınabilecek ortamın oluşması için gerekli, bu sera gazlarının varlığı. Ancak sorun şu ki bu gazların miktarı çok arttı. 100-150 yıldır dünyada muazzam bir nüfus artışı var. Buna bağlı olarak da çok fazla üretim yapılması gerekiyor. Ayrıca tüm insanlık olarak tüketim toplumu olmaya başladık. Bu sadece Konya’nın veya Türkiye’nin değil, tüm dünyanın bir sorunu. Bu sorun, gelişmiş ülkelerin bu zamana kadarki hoyratça üretim ve tüketiminden oluştu. Bu gelişmiş ülkeler bir bakıma bu servetlerini ve gelişmişliklerini bu üretim sistemleri ile ve dünyayı kirleterek sağladılar. İnsanlık olarak gerçekte ihtiyacımız olmayan veya konfor sağlamak amacıyla çok daha fazla tükettiğimiz ürünler var.

iklim-degisikligi-2.png

Buna yönelik de çok önemli üretim, ticaret, alışveriş sistemleri tesis edildi ve insanlarda alışkanlıklar oluştu. Bu yönüyle baktığımız zaman dünya, 100-150 yıldır hiç olmadığı kadar tüketim toplumu haline geldi. Yüzyıl ortalamalarına göre baktığımızda, daha önceki yüzyıllara göre çok daha fazla sera gazları yani örneğin karbondioksit, metan gibi gazlar atmosfere salınıyor. Dolayısı ile normalde dünya için gerekli olan sera gazlarının miktarının çok arttığını ve bunun da dünyanın iklimine olumsuz etkiler yaptığını biliyoruz” diye aktardı.

‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÖNLENMELİ’

İklim değişikliğini oluşturan faktörlerden ve ne yapılması gerektiğinden bahseden Doğan, “İklim değişikliğinin önlenmesi için uluslararası bir çaba gösterilmesi gerekir. Sadece Konya’nın veya Türkiye’nin değil, tüm dünyanın çaba göstermesi gerekir. Bununla ilgili de oluşumlar ve faaliyetler var. Bu faaliyetler ve iklim değişikliği ile mücadele çabaları gün geçtikçe de artıyor. Her yıl düzenli olarak İklim Değişikliği Taraflar Toplantısı (COP) yapılıyor. Örneğin 2023 yılında Birleşik Arap Emirlikleri’nde olmuştu, bu sene de kasım ayında Azerbaycan’da COP29 yapılacak.

iklim-degisikligi-3.png

Çevre bakanlıkları, akademisyenler, sektör temsilcileri, ülke yöneticileri ve hatta cumhurbaşkanları katılım sağlıyor. Özellikle enerji kullanımı noktasında kömür gibi fosil yakıtlardan çıkılıp, daha temiz olan yenilenebilir enerji dediğimiz güneş, rüzgar enerjisi gibi enerjilere geçilmesi gerekiyor. Bireysel olarak da yapabileceğimiz şeyler var. Öncelikle sağlığımıza dikkat etmeliyiz. Sağlıklı olmalıyız. Bunun için daha hareketli bir yaşamı tercih etmeliyiz. Tüketimimizi azaltmalıyız, israfı önlemeliyiz. Çok su, enerji, kaynak harcayan tüketimlerden ve alışkanlıklardan kaçınmalıyız. Yerel üretimleri desteklemeliyiz. Dışardan bir ürünün bulunduğumuz noktaya taşınması bile çok ciddi miktarda sera gazı emisyonuna sebep olmakta. İklim değişikliği konusunda bilgilenmeli ve bilgiyi yaymalıyız.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

 Muhabir
Etiketler :