“Krizi fırsata çevirebiliriz”

Eğitimciler Birliği Sendikası Konya 2 Nolu Şube Başkanı Şenol Metin, Ekonomik savaşın bir fırsat olarak değerlendirilip eğitim ve teknolojide yapısal reformların hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
“Krizi fırsata çevirebiliriz”

Ekonomik savaşın bir fırsat olarak değerlendirilip eğitim ve teknolojide yapısal reformların hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Şenol Metin, “Bu kriz vesilesi ile oluşan milli birlik ve beraberlik atmosferinde yapısal ekonomik reformları yapabiliriz. İleri teknoloji şirketlerinin Ar-Ge’si, laboratuarı gibi çalışacak bir yükseköğretim stratejisi hayata geçirilmelidir” dedi.

Cumhurbaşkanı’nın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı ‘Dünya Beş’ten Büyüktür’ deklarasyonundan beri Türkiye’nin bir dizi saldırı ile karşı karşıya olduğunu vurgulayan Eğitimciler Birliği Sendikası Konya 2 Nolu Şube Başkanı Şenol Metin, “Trump’ın twitter üzerinden yaptığı ‘Türkiye ile ilişkilerimiz iyi durumda değil’ açıklaması ile malumu ilan etti. Türkiye’nin ‘Dünya Beş’ten büyüktür’ meydan okumasındaki mesajı alan müesses nizam, mazlum milletlerin umut ışığı haline gelen Türkiye’ye operasyon üstüne operasyon yapmaktadır” diye konuştu.

“YÜKSEKÖĞRETİM REFORMU KAÇINILMAZDIR”

Sorun politik olsa da yaşanan kriz ekonominin kronik yapısal sorunlarının çözümünde bir fırsat olarak değerlendirilebileceğini aktaran Metin, “Toplumsal konsensüs mevcuttur. Bu kriz vesilesi oluşan milli birlik ve beraberlik atmosferinde yıllardır yapamadığımız yapısal ekonomik reformları yapabiliriz. Özel sektör yatırımlarını, inşaattan yüksek teknolojik ürünlere kaydırabiliriz. Dövize bağımlılığı azaltacak bir yatırım ve tüketim stratejisini hayata geçirebiliriz.  İhracat içinde yüzde 3’lerden yüzde 5’lere ancak yükseltebildiğimiz ileri teknoloji ürünlerinin payını acilen arttırmamız lazım. İthalat içinde en büyük paya sahip olan enerji, cep telefonu, bilgisayar, yazılım vs. alanlarda dışa bağımlılığı azaltmamız lazım. Bunun içinde nükleer enerji de dahil olmak üzere her seçenek masada olmalı, Milli Enerji seferberliği başlatmalıyız.  Üniversitelerimiz başta olmak üzere Yüksek Teknoloji üreten TUBİTAK, TAİ, ASELSAN gibi kuruluşlarımızın sayısını arttırmalıyız. İleri teknoloji şirketlerinin Ar-Ge’si, laboratuarı gibi çalışacak bir yükseköğretim stratejisi hayata geçirilmelidir. Bunun içinde kapsamlı bir Yükseköğretim reformu kaçınılmazdır” dedi.

“İHANET DÜZEYİNDE BİR GAFLET”

Yükseköğretim sisteminin bilgi ihracına ve ekonominin paradoksal olarak bilgiye dayalı yüksek teknoloji ürünlerinin ithalatına dayalı olduğunu vurgulayan Metin, “Makale adı verilen akademik bilginin hazırlanması ve bu bilginin patente, nihai ticari ürüne dönüştürülmesini desteklemeyen Yükseköğretim sistemimiz yurtdışı yayına dönüştürülmesini yüzlerce dolar vererek niçin destekler? Akademik yükseltmelerde yayın neden başat faktördür. Bilginin üretimi ve patente dönüştürülüp ticarileşmesine hiçbir destek vermeyen Yükseköğretim sistemimiz bilginin yayılmasına ve bildiri olarak tüm katılımcıların Türk Akademisyenlerden oluştuğu Uluslararası Sempozyumlar aracılığı ile yaban ellere transferine neden destek olur. İhanet düzeyinde bir gaflet” diye konuştu.

2-20180815174704.jpg

“KİŞİSEL HİZMET KULLANIMI ENGELLENMELİ”

Kamu harcamalarında tasarrufun en üst hassasiyet ile yürütülmesinin psikolojik etkisinin büyük olacağına vurgu yapan Metin, “Bu çerçevede başta yerel yönetimler ve üniversiteler olmak üzere tüm kamu kurumlarda hizmet tahsisli olan araçların kişisel hizmet için makam aracı olarak kullanımı engellenmelidir. Üniversitelerimiz, Dekan-Müdürlerimizin kullanımına 3 bin civarında şoförlü hizmet-makam aracı tahsis etmektedir. Bunun maliyeti 180 milyon TL ile orta büyüklükte bir üniversite bütçesidir. Konya’nın en büyük üç ilçesi olan Akşehir, Ereğli ve Beyşehir’in toplam bütçesinin ancak bu kadar olduğu düşünüldüğünde tasarruf edeceğimiz rakamın büyüklüğünü daha sağlıklı değerlendirebiliriz. Belediyeler ve diğer kamu kurumlarında sorun çok daha ciddi boyuttadır. Kamu Mali disiplininin tesisi için, Katma Değer üretmeyen kamu yatırımlarını ertelemeliyiz. Kamu hizmetinin yürütülmesi ile alakası olmayan şoförlü binek aracı kiralama, yeni bina kiralama, sosyal tesis gibi harcamaları sonlandırmalıyız. Bu dönemin sloganı ise ‘Devlete tasarruf gerek, Millete ise yatırım’dır” şeklinde konuştu.  Endişelenmek için yeterli nedenleri olduğuna değinen Metin, “Ama Dünya mazlum milletlerinin duaları bizimle. İnsan haysiyeti için yaşar. Hele söz konusu olan milli haysiyet ise kıyameti kopartırız. Türkiye’nin en büyük emek hareketi olarak, Türkiye’nin en nitelikli insan kaynağına sahip olan bir teşkilat olarak, Eğitim-Bir-Sen olarak diyoruz ki yeniden Büyük Türkiye idealinin tahakkuku için mücadeleye devam,  kanaatle tüketmeye ve aşkla üretmeye devam diyoruz” dedi.

YİĞİT BERKAY ÇOPUR