Kunduracı tezgahında geçen 70 yıl

Hatay'da henüz 10 yaşındayken bir kunduracının yanına çırak olarak verilen 80 yaşındaki Yüzgüleç, aradan geçen 70 yıla rağmen terk etmediği mesleğinde elinden geldiğince üretimi sürdürüyor.
Kunduracı tezgahında geçen 70 yıl

Hatay'da henüz 10 yaşındayken bir meslek sahibi olması için kunduracının yanına çırak olarak verilen 80 yaşındaki Saim Yüzgüleç, aradan geçen 70 yıla rağmen terk etmediği mesleğinde elinden geldiğince üretimi sürdürüyor.

Kunduracılık için sayısız usta yetiştiren Yüzgüleç, çocuklarına da öğrettiği ve onların sürdürdüğü mesleğine sevgisi nedeniyle hala iş yerine gelerek elinden geleni yapmaya çalışıyor.

Saim Yüzgüleç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, anne ve babasız büyüdüğünü, ninesinin meslek öğrenmesi için kendisini ilkokul yıllarında bir kunduracının yanına çalışması için verdiğini söyledi.

O zamanlarda Hatay'ın anavatana katılmasının üzerinden 6-7 yıl geçtiğini, fakirlik ve karışıklığın hat safhada olduğunu ifade eden Yüzgüleç, çıraklığa başladığında şehirde bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar kunduracının bulunduğunu anlattı.

Yüzgüleç, o yıllarda çok az sayıda kunduracı olmasına rağmen yapılan işin kalitesinin de kendini gösterdiğini ifade ederek, "Biz o zamanlar elle çizme, bot yapardık, hiç makine yoktu. Günde bir çift ayakkabıyı zor bitirirdik, şimdi bir kişi günde 80 çift ayakkabı yapıyor." diye konuştu.

"Zengini de fakiri de aldığı için en kalitelisini yapmak zorundayız"

Mesleğinde en önemli prensibinin kaliteli iş olduğunu belirten Saim dede, çocuklarının işlettiği iş yerine ilerlemiş yaşına rağmen erkenden geldiğini vurgulayarak, şöyle dedi:

"Ustaların atölyede yaptığı ayakkabıları tek tek inceliyorum. Varsa eksik, kötü bir yanı hemen çağırıp doğrusunu söylüyorum. Çünkü bu ayakkabıları, zengini de fakiri de alıyor. O yüzden en iyi ve kalitelisini yapmak zorundayız. Ustaların birçoğu halen benden çekinir. Çünkü bir ayakkabıda eksik yanı hemen görüp, kızarım. Şu an yaşım ilerledi ama halen iş yerine gelip çocuklarımın yanında dururum. Elimden geldiğince ayakkabıları gözden geçirir, yapılması gerekenleri yaparım. Çocuk yaşlarda öğrendiğim bu işten asla vazgeçemiyorum. Halen iş yerine gelip ayakkabı yapmaya çalışıyorum. Ölene kadar bu işi yapacağım ve biliyorum ki cenazem de buradan kalkacak."