Kur'an ve Ezana sanat mührü

Ali Gav külliyesinde Cami Musikisi dersleri veren Sanatçı Ahmet Çalışır, “Kur’an’la sanat ayrılmaz müesseselerdir. Bu nedenle Kur’an ve ezanı güzel okumak ve güzel dinletmek gibi bir mesuliyetimiz var” diye konuştu.
Kur'an ve Ezana sanat mührü

28 Şubat sürecinde başlatılan merkezi sistem ezan okuma ve vaaz uygulamalarından vazgeçilmesiyle güzel Kur’an ve ezan okuma yeniden gündeme taşındı. Usulünce ve makamınca ezan okunabilmesi için kolları sıvayan Devlet Sanatçısı Ahmet Çalışır ve Komek, ‘Cami musikisi’ dersleriyle bu noktada oluşan eksikliklerin giderilmesi için çaba veriyor.

“17 YILLIK UNUTULMUŞLUK VAR”

28 Şubat süreciyle başlayan merkezi sistem uygulamasının bitirilmesiyle imamların kendi camilerinde ezan okuma keyfiyetlerinin yeniden ortaya çıktığını kaydeden Çalışır, aradan geçen 17 sene nedeniyle imamların kendi camilerinde vaaz edememe ve ezan okuyamama sorununun ortaya çıktığını ifade etti. Hitabet kabiliyetinin konuşa konuşa, güzel ezan ve Kur’an okuyabilmenin de işletilebildiği nisbette zenginleştirilebileceğini belirten Çalışır, körelen yeteneklerin yeniden ortaya çıkarılabilmesi için böyle bir çalışmaya imza attıklarını söyledi.

SÜSLEYECEK MALZEME; “MUSİKİDİR”

Kendilerinin bir anlamda özeleştiri yaparak böyle bir yola çıktıklarının altını çizen Ahmet Çalışır, “Maruz kaldığımız bir görüntü var. İnsanlar eskisi gibi çok güzel ezanlar dinleyemiyor. Biz bu anlamda kendimizi eleştiriyor ve bir özeleştiri yapıyoruz. Bu nedenle buraya toplandık. Bu özeleştiriyi yapabilen arkadaşlar burada toplandı. Bu kısa vadeli bir süreç değil. Ben 35 yıldır bu işlerin içindeyim oldum diyemem. 6 ayda bu işlerin yani tam anlamıyla güzel bir okumayı sağlayabilmenin pek imkanı yok. Ama biz imam arkadaşlarımızla iyi niyetli bir yola çıktık. İnsanların güzel ezan ve Kur’an dinleyebilmelerini sağlamak için elimizden gelen çabayı en üst seviyede göstermeye çalışıyoruz” diye konuştu. Bu alanda bir eğitim olmamasını eleştiren Çalışır, “ Bizim camiamızda hem dini hem musikiyi bilen insan sayısı çok azdır. Ya dini öğrenmişlerdir yada musikiyi. Halbuki bunlar ayrılmayan, ayrılmaması gereken iki ayrı müessesedir. “Kur’an’ı sesinizle süsleyiniz” hadisinde belirtildiği üzere güzel Kur’an’ı ve Ezanı güzel okumak ve dinletmek gibi bir görevimiz var. Bu anlamda malzemeye ihtiyacımız var. Sesimizi süsleyecek malzemelere ihtiyaç var. Bunun adı da; Musikidir” şeklinde konuştu.

“İNSANI EN GÜZELİYLE TANIŞTIRMAK İSTİYORUZ”

Müzik ve Kur’an, Sanat ve Kur’an ayrılmaz müesseseleredir. Müzikle uğraşanların büyük çoğunluğunun mübtezel bir hayat sürüşü bu anlamda bizleri yanılttı. Ama çalgıcı ve sanatkarı birbirlerinden ayırmak zorundayız. Çalgıcı insanı eğlendirir, sanatkar sanatı ve toplumu bir nebze yukarı taşır. Bu ayırımı iyi yapmak gerekir” diyen Çalışır, “ Biz Kur’anla musikiyi birbirinden ayırmışız fetva verenler yüzünden. Bu bizim kendi ayağımıza sıkmak anlamı taşır. Musikiyi ayırırsanız nasıl süsleyeceksiniz. Peygamber efendimiz neden özellikle Bilal, İbn Mes’ud demiştir düşünmek gerek. Müziği kötü bir şey miş gibi göstermeye çalışıyoruz. Ama böyle olmadığını göstermek için buraya geldi arkadaşlarımız. Her arkadaşımız gönüllü. Hiçbir mecburiyetleri yok. kendilerini geliştirmek ve insanlara Kur’anı en güzel şekliyle okuyabilmenin derdindeler. Biz biraz daha farklı hayal etmiştik. Ama şimdilik böyle. İleride daha fazla katılımın olacağına inanıyorum. Yaşanan sıkıntıları en aza indirmeye çalışıyoruz. Vatandaşımızı “güzel okumayla” tanıştırmak istiyoruz. Buraya gelen imam arkadaşlarımız, işte camiyi açıyor, namazımızı kıldırıyoruz, maaşımızı alıyoruz demiyor. En iyisi için mücadele ediyorlar” şeklinde konuştu. 

EĞİTİME ‘MEKAN’ DESTEĞİ 

Komek’in başka yerlerinin de olduğunun altını çizen Çalışır ayrıca, Medrese iklimi ve havası olduğu için eğitimlerinde Ali Gav Medresesini tercih ettiklerini ifade ederek, Medresenin hem akustik hem de insanı kucaklayan bir hava içinde olmasının bu tercihte önemli etken olduğunu kaydetti.  

HAYRETTİN ATAK-İSMAİL POÇAN / YENİ HABER