Küresel iklim ajandasında bu yıl, taahhüt ve uygulamaların takibi belirleyici olacak

IEA Başkanı Fatih Birol:- "Ülkelerin taahhütlerinin hepsine bakacağız. Taahhütler ve uygulamalar arasında fark var mı yok mu, ya da farklar neler, bunları takip edeceğiz"- "(Temiz enerji teknolojileri) Bu alanlarda adım atmayan ülkeler tamamıyla geçmiştek
Küresel iklim ajandasında bu yıl, taahhüt ve uygulamaların takibi belirleyici olacak

İSTANBUL (AA) - NURAN ERKUL KAYA - Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele için verdikleri taahhütlerin uygulamaya dönüşünün takibini yapacaklarını belirterek, "Bu yıl iklim gündemindeki en önemli gelişmelerden biri ülkelerin taahhütlerini yerine getirmelerini sağlamak." dedi.

Birol, iklim değişikliğiyle mücadele ve temiz enerji teknolojileri alanında bu yılki beklentilerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.

Geçen yıl Kasım'da İskoçya'nın Glasgow kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı'nda iklim değişikliğiyle mücadele için verilen taahhütlerin önemini vurgulayan Birol, COP26'da verilen taahhütler yerine getirilirse küresel sıcaklık artışının 1,8 dereceyle sınırlandırılabileceğine dikkati çekti.

Bunu çok önemli bir gelişme olarak nitelendiren Birol, "Bu yıl bizim özellikle çalışacağımız konu ülkelerin taahhütlerini yerine getirip getirmediğini takip etmek olacak. Ülkelerin taahhütlerinin hepsine bakacağız. Taahhütler ve uygulamalar arasında fark var mı yok mu, ya da farklar neler, bunları takip edeceğiz. Bu nedenle, bu yıl iklim gündemindeki en önemli gelişmelerden biri ülkelerin taahhütlerini yerine getirmelerini sağlamak." diye konuştu.

- Temiz enerji teknolojilerine yatırım yapmamanın maliyeti daha yüksek

Birol, bu yıl temiz enerji teknolojileri alanında da çeşitli gelişmeler beklediklerine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Birçok temiz enerji teknolojisinde bu yıl sıçrama bekliyorum. Elektrikli araçlar, güneş, rüzgar ve yeni nükleer teknolojileri bunlar arasında en önemlileri. Dünyada bu teknolojilerle ilgili maliyetler arttı ama ihtiyaç da çok fazla arttı. Bu teknolojilerin maliyeti var ama bunları seçmemenin maliyeti çok daha yüksek. Bu maliyetleri iki türlü açıklayabiliriz. İlki, küresel ölçekte iklim değişikliğinden kaynaklanan etkilerin artması. İkinci maliyeti ise bu alanlarda adım atmayan ülkeler tamamıyla geçmişteki köhne teknolojilere mahkum olacak ve ciddi şekilde dezavantajlı konuma gelecek."

Bu kapsamda çevreye olumlu katkı yapmak isteyen ülke ve şirketlerin temiz enerji teknolojileri yarışında geride kalmak istemeyeceğini kaydeden Birol, "Ülkeler ve şirketler, eski teknolojilerle baş başa kalmaktan kaygılanıp bu alandaki adımları atacaklar diye düşünüyorum, maliyetler şu an itibarıyla yüksek olsa bile." dedi.

Birol, rüzgar ve güneş enerjisi teknolojileri maliyetlerinde hali hazırda fosil yakıtlara göre daha fazla düşüş olduğunu da dile getirdi.

- AB'nin nükleere yönelik yeni yaklaşımı teknoloji maliyetlerini aşağı çekebilir

Yeni nükleer teknoloji maliyetlerinde bu yıl ve gelecek birkaç yıl maliyetler açısından sürprizler beklenebileceğini aktaran Birol, "Avrupa Birliği'nin nükleeri yeşil enerji olarak tanımlamaya yönelik adımları hayata geçerse bu durum nükleer yatırımları teşvik edici rol oynayabilir. Bu da nükleerin maliyetlerini aşağı doğru çekebilir." ifadelerini kullandı.

Avrupa Komisyonu, 31 Aralık'ta üye ülkelerdeki enerji yatırımlarının sınıflandırılmasına ilişkin yeni kuralları içeren düzenleme taslağını açıklamıştı. Bu taslak kapsamında, çevreye zarar vermeyen ve atıklarını güvenli biçimde tasfiye edebilecek nükleer enerji santral yatırımları "yeşil ve sürdürülebilir" olarak tanımlanmıştı.

Yeni sınıflandırmanın yürürlüğe girmesi durumunda 2045'ten önce ruhsat alan nükleer enerji santralleri yeşil yatırım olarak kabul edilecek.

Kaynak:

Etiketler :