Halkın ilk kez Çankaya’ya çıkacak ismi belirleyeceği seçime bir ay kaldı. 10 Ağustos’ta sandık başına gidecek olan seçmen, AK Parti’nin yaptığı değişiklikle Cumhurbaşkanını kendisi seçecek. Türkiye’nin tepe noktası için üç aday yarışacak. Başbakan Erdoğan, Ekmel Bey ve Selahattin Demirtaş.

Adaylara kimlerin destek vereceği açık. Bu destek noktasında açığa kavuşturulması ve kamuoyumuzun tüm detaylarıyla değerlendirmesi gereken bir nokta var. Kürt seçmen hangi adaya, neden oy verecek?

HDP’nin klasik Doğu ve Güneydoğu Anadolu merkezli oy desteği bu seçimde de değişmeyecek. Türkiye partisi olma yolunda isim değişikliğine giden BDP’nin eylem ve söylemlerinde çok da değişen birşey olmadığı ortada. Çıktıkları bu yeni yolda, bu değişimi hemen beklemek de doğru değil. Zaman onların ne kadar Türkiye’lileşeceğini gösterecek.   

HDP’nin oylarında ve destek aldığı kesimde bir değişiklik olmayacak. Ancak HDP’nin aday çıkarması MHP ve CHP için önemli bir kazanım. Ortaya attıkları “Çatı adayı” formülüyle seçimi kazanma konusunda bir umutları olmasa da, HDP’nin adayı sayesinde seçimi ikinci tura taşıma konusunda ufak da olsa bir umutları var.

Yazımızın başlığına dönecek olursak, Türkiye’nin ilk kez yaşayacağı bir seçim deneyiminin bir çok dikkat çeken noktası olacaktır. Türkiye 30 yıldır karşı karşıya olduğu terör sorunu konusunda AK Parti iktidarıyla birlikle önemli aşamalar kaydetti. Sorunun çözümü konusunda çok ciddi girişimler, görüşmeler ve yasal düzenlemeler yapıldı. Yapılmaya da devam edecek.

Bir tarafta Kürtlerin taleplerini yerine getirme konusunda, Türkiye’de huzur ve kardeşlik ikliminin yeniden hakim olması için tüm riskleri alan bir Başbakan var, diğer tarafta Kürt bir ismin Cumhurbaşkanlığına aday olmasını çok gören MHP-CHP koalisyonu var. Devlet Bahçeli’nin, Selahattin Demirtaş için, “Terör örgütüyle bağlantısı ortadadır, adaylığı yasalara aykırıdır” sözleri MHP’nin Türkiye’nin sorunlarına ve çözüm yollarına ne kadar uzak olduğu konusunda önemli bir işaret fişeğidir.

İşte tam da bu noktada, Kürtlere çok büyük bir görev düşüyor. Her ne kadar HDP Cumhurbaşkanlığına aday çıkararak seçmenini dinamik tutmaya çalışıyor olsa da, ilk turda da, olası ikinci tur oylamada da AK Parti’ye destek vermek durumundadır. Türkiye genelinde oyları dikkate alındığında %70’le AK Parti’ye destek veren Kürtlerin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise %50 oyla HDP’ye kafa tuttuğu görülmektedir.

Seçimin ikinci tura kalması durumunda elenecek olan Demirtaş’ın oylarının tamamının AK Parti adayı Erdoğan’a gideceğine şüphe yok. “Bizim seçmenimiz kime oy vereceğini bilir. MHP’nin desteklediği bir adaya oy vermesi mümkün değil” diyen Demirtaş, aslında seçmenine kime oy vermesi gerektiğinin de mesajını veriyor. Böyle bir tabloda, Cumhurbaşkanlığını kazanacak olan Erdoğan’ın Kürt seçmen noktasında alacağı oy %90’ın üzerinde olacaktır.

Böylece, sorunlarının çözümünde bugüne kadar yapılmamışları yapan, alınmamış riskleri alan Erdoğan, artık Kürtler için, “Bizim oy verdiğimiz kişi Cumhurbaşkanı olmuştur” sözünün manevi getirilerini daha doğru ve daha verimli bir şekilde kullanacaktır. Bunun oluşturacağı normalleşme ve oluşturacağı iklimin rüzgarıyla “Büyük Türkiye’yi yeniden inşa etme” noktasında güçlü bir desteğe kavuşmuş olacaktır.

HDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani’nin dediği gibi işte o zaman; “Türkiye kendi tarihsel dayanakları içerisinde, kendi geçmişinden geleceğini yaratabilir.” Bu geleceğin nelere gebe olduğunu da yine Zozani’nin sözlerinden öğrenelim; “Bütün Türkiye kamuoyuna şunu ifade etmek isterim ki, biz Türkiye’nin bölünmesini değil, Türkiye’nin büyümesini arzu ediyoruz. Türkiye’de eğer sorunlarımızı aşabilirsek Ortadoğu’daki kaosa rol model olabilecek bir ülke potansiyeline sahip olduğumuzu düşünüyoruz.”

Tabi sadece bölgemize rol model olmakla kalmayacak, ülkedeki huzur ve barışın, kardeşliğin ortaya çıkaracağı enerjiyle dünyada söz sahibi bir ülke, bölgesindeki gelişmeleri belirleyen ana aktör olma konusunda da rakipsiz olacağız. İnsanlarımız, ülkemiz, bölgemiz ve dünya için bundan daha güzel ne olabilir.

Gelin o zaman bu güzel ve büyük geleceğe giden yollara köprüler yapalım. Bu yolların onarımı ve inşası için bir oyumuzun ne kadar büyük anlamlar taşıdığını bilelim ve ona göre oy verelim. Yoksa bu geleceği bizden uzak tutmak isteyenlerin çok da uzağımızda olmadığını bilelim…