Son günlerde biliyorsunuz, Cumhurun Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlatmış olduğu çözüm sürecine yönelik ciddi saldırılar oluyor. Türkiye’de kanın akmaması birilerini fena halde korkutuyor. Korkuyorlar, Türkiye büyüyebilir, 200 yılda özenle kurdukları sömürü düzenleri yıkılabilir, Türkiye onların kontrolünden çıkabilir, Türkiye dünyanın önemli aktör ülkelerinden birisi haline gelebilir.

Korkuyorlar sömürüleri bitebilir, kitaplar yeniden yazılabilir, haritalar yeniden çizilebilir, yıllarca emdikleri kan burunlarından gelebilir.

Korkuyorlar ve onun için de işte görüyorsunuz kâh PKK ve onun partisi BDP-HDP ile kâh paralel ihanet şebekesi ile kâh Devlet Bahçeli ile kâh Kemal Kılıçdaroğlu ile iğrenç oyunlar sergiliyorlar.

At itinin it izine çoktan karıştığı bir dönemdeyiz, çünkü bütün bildikleri değişti, bütün kutsalları yerle bir oldu. Gezi Parkı dediler hüsrana uğradılar, paralel ihanet şebekesini devreye kattılar hüsrana uğradılar, yerel seçimlerde halk bunları sandığa gümdü, Cumhurbaşkanlığı seçiminde yerle bir oldular, getirmek istedikleri peşkeşçi zihniyet tarumar oldu.

Ama pes ederler mi? Etmiyorlar, Almanya’nın Türkiye’yi dinleyebilecek bir kudreti olduğunu göstermeye çalışıyorlar, diğer taraftan ise barış sürecini baltalamaya çalışıyorlar.

Şunu herkes bilmelidir, Almanya’nın Türkiye’yi dinlemesi, yapma ya, çok enteresan, diyebileceğimiz bir konu değildir. Hiç şüphem yok, Almanya’da, İngiltere’de, Rusya’da, Türkiye’yi dinliyordur. Ama şundan eminim ki Türkiye’de onları dinliyor, her devlet ulaşabildiği kadarıyla kendisine bazı alanlarda rakip gördüğü devletlerin sırlarına ulaşmaya çalışıyor. Bunun adına da istihbarat diyoruz.  

Almanya Türkiye’nin zaten en önemli düşmanıdır, bundan şüphe duyanda akıl yoktur, İngiltere ve Almanya Türkiye’yi kendilerince şekillendirmeye çalışmaktadırlar. PKK’nın arkasına iyi bakın, yıllarca Türkiye’nin gelişmesine engel müstemleke medyasının arkasına iyi bakın, Hürriyet Gazetesinin arkasına baksanız bile yeter.

Kimi görürsünüz? İngiltere ve Almanya…

2. Dünya Savaşında Avrupa Hitlerin işgalinden kurtulurken çok daha tehlikeli ve büyük iki işgale maruz kalmıştır, bir taraftan Rusya Avrupa’yı işgal etmiştir, bir taraftan ise Amerika…

Almanya ile İngiltere Almanya’nın uç beyi konumundadır, bu çerçeveden baktığımızda Amerika’nın Türkiye’yi ayrıca dinlemesine de gerek yoktur, Almanya ve İngiltere istihbaratı zaten Amerika’nın güdümündedir ve onlar adına Türkiye’yi dinler, dinleyecektir de…

Zaten bu düşmanlığı hem Cumhurun Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bilir ve hem de İnşa Allah 29 Ağustosta yeni Başbakanımız olacak olan Ahmet Davutoğlu bilir.

Almanya Türkiye’nin bir enerji merkezi olmasını istemez, Türkiye’nin yerli malı otomotiv üretmesini istemez.

İngiltere ise Türkiye’nin güçlü sermaye yapısının olmasını istemez, Türkiye’nin etkin finansal yapıya kavuşmasını istemez.

Zira mesela en basitinden Türkiye bir yerli malı otomobil üretiverirse Almanya’nın 4 önemli otomotiv markasının dünyadaki en önemli pazarı yerle bir olur.

Bunları böyle görmek lazım…

Ve şunu da bilmek gerekiyor, Türkiye zaten bunları biliyor, ona göre gardını alıyor ve İnşa Allah önümüzdeki günlerde zaten bunlarla ilgili gelişmeleri, Türkiye’nin hamlelerini birebir yaşayacağız, Rabbim hepimize ömür versin o günleri de görelim.

Benim üzüldüğüm ya da şaşırdığım konular bunlar değil, benim üzüldüğüm ve şaşırdığım konu; nasıl olurda benim Kürt Kardeşim Lice’de, kalkar PKK’nın, Almanya’nın, Amerika’nın, İngiltere’nin, İsrail’in oyuncağı olur ve ülkesine karşı bir terör örgütü ile birlikte hareket ederek saldırır?

Ben bunu anlayamıyorum.

Kürt kardeşlerimden mesela Konya’dakiler neden Lice’deki kardeşlerimize bir çağrı yaparak, ülkemize karşı attıkları adımların tehlikelerini onlara anlatmazlar?

Ben bunu anlayamıyorum.

Kürtler artık PKK’lı terörist midir? Topraklarımızın bölünmesini mi istemektedirler?

Kendilerince arkalarına aldıklarına inandıkları şer güçlerin vaatlerine kanıp Türkiye’ye düşmanlık mı yapmaktadırlar?

Neden Kürtlerden akıllı, sağduyulu bir açıklama gelmiyor? Neden Lice’de haince, adice bu topraklarda asker öldürmüş, Kürt katletmiş, Türk katletmiş bir caninin heykeli şerefsizce dikiliyor? Devletin böyle bir hainliğe müsaade edeceğini nasıl düşünüyorlar? Neden barış ortamında kan akıtmakta bir beis görmüyorlar? Neden teröristleri ellerinin tersiyle itmiyorlar?

Kuzey Irak’ta olanları görmüyorlar mı? Basit bir IŞİD bile Kürtleri talan ediverdi. Eğer Amerikan uçakları olmasaydı bugün belki Süleymaniye bile işgal edilmiş olacaktı. Aynı şekilde Suriye’de Kürtler IŞİD’in karşısında durabildi mi?

Hayır, duramadı ve durmazda. Hal böyle iken, var sayalım ülkemizi böldüler, oralarda kendilerine bir devlet kurdular (ki Allah’ın izni ile Türkiye buna hiçbir zaman müsaade etmez de) bu devlet Kürtlere mi hizmet eder? Yoksa İsrail’in, Amerika’nın oyuncağı mı olur?

Kürtler onurlu ve özgür yaşamak yerine onursuzca Amerika ve İsrail’in payandası olmayı mı tercih edecekler?

Yazıklar olsun PKK ve onun siyasi kanadı HDP-BDP ile hareket edip bu ülkede huzursuzluk çıkaranlara, barış sürecini bitirmeye çalışanlara. Yazıklar olsun, onlara özgürlük veren devletimize karşı saldıran terörist oyuncağı çapulculara. Yazıklar olsun ülkemize ihanet etmekte hiçbir beis görmeyen zavallı vatan hainlerine. Yazıklar olsun kan dökülsün isteyenlere. Yazıklar olsun oyuna gelenlere…

Türkiye bölünmez, bunu aklınıza koyun, bu ülkeye ihanet edenler sizin en büyük zannettiğiniz Amerika’dan İsrail’den daha büyük Allah var ve Rabbimiz bizim ülkemize güç kuvvet vermektedir, güç kuvvet de vermesi için de yalvarıyor bütün mazlum milletler.

Ama bu ülkeye ihanet edip, şer güçlerinin verdiği bir parmak balı hayat zanneden rezil, sefil hainler şunu anlayacaklar, onların ateşleri sadece kendilerini yakabilir.

O heykel indirildi, başka heykellerde yapsalar onlarda inecek, ya bu ülkede demokratik sistemin içinde siyaset yapıp bu ülkeye bağlı olacaklar, ya da her işbirlikçi gibi tarih helaklerini yazacak.

Artık Kürtler ne olduklarına bir karar verse de biz de dostu düşmanı bilsek.