Leyla Şahin Usta: Bugünün şifreleri dünde gizli

Leyla Şahin Usta: Bugünün şifreleri dünde gizli

 

Seçimler için son viraja girdiğimiz şu günlerde, siyaset ve seçim atmosferini gazetemize değerlendiren Ak Parti Konya Milletvekili adayı Leyla Şahin Usta, “Eski Türkiye’yi bilmeyenler şu anda yaşadığı şartların ve standartların çok normal olduğunu düşünüyor. Konuştuğumuz her kişiye atılan büyük adımları hatırlatmaya çalışıyoruz ”dedi.

7 Haziran seçimlerinin en renkli, en hareketli, en çok merak edilen isimlerinden biri Leyla Şahin Usta… Genç bir bayan olarak, sadece gençlerin yada sadece bayanların değil tüm Konya ve tüm ülkenin sorunlarını sonuna kadar ne denli fazla dertlendiğini konuştukça anlıyorsunuz. Siyasete yeni giren bir isim olarak STK çalışmalarının verdiği tecrübeyle, Siyasete ve Meclise ne kadar hazırlıklı olduğunu da gösterdi röportajımızda. Seçmenini en çok sevindirecek konuysa Şahin Usta’nın, Ülke, Konya sorunlarına olan hakimiyeti ve bunların çözümü için duyduğu heyecan. Her kesimi kucaklayan sempatik tavrından sadece “sadece bir özür bekliyorum” dediği baskıcı zihniyet nasibini alamıyor. Beklentisine ise hala bir yanıt alamamış…  İşte bu renkli isim ile siyasetten, turizme; yatırımlardan, seçim çalışmalarına; partilerin vaatlerinden, eski Türkiye alışkanlıklarına kadar geniş bir yelpazede yaptığımız söyleşi.  

Nasil bir Seçim süreci yaşadınız bunu öğrenerek başlamak istiyorum.  Konya ve Türkiye siyasetini, Başbakan’ın şehrinde siyaset yapmayı, bunun avantaj yada dezavantajlarını değerlendirerek başlamak istiyorum.

“ÇITAYI YÜKSELTTİKÇE İNSANLAR DAHA İYİSİNİ İSTİYORLAR”

“Ak Parti 6. sıra Konya Milletvekili adayı Doktor Leyla Şahin Usta seçime günler kala atmosferi, seçim sürecini Yeni Haber’e  değerlendirdi. Yoğun tempoda çalışmalara aralıksız gece gündüz devam ettiklerini belirten aday Leyla Şahin, seçim çalışmalarımız son 11- 12  gün içine girdiği için oldukça yoğunlaşmış durumda. Tempo çok yoğun. Olması gereken de bu, tüm mahallelerde tüm kapıları çalıp Başbakanımızın selamını ileterek desteklerini beklediğini söylüyoruz. Konya’nın yaklaşımı oldukça sevindirici ve güzel. Konya’nın evladı diyorlar, başka kim var ki zaten diyorlar. Destek güzel elhamdülillah bir sıkıntımız yok ama, tabi insanlarımızın beklediği standartlar yükseldiği için daha iyi hizmet daha iyi gelir düzeyi, daha iyi şartlar ekonomik olarak ta sosyal olarak ta her alanda çok daha iyi şeyler istiyor insanlarımız. Bunu da hakediyor her bir birey. Bunun da AK Parti’nin bir başarısıdır diye düşünüyorum. Çıtayı yükselttikçe insanlar daha iyisini istiyorlar. Ve yine bugünkü şartlardan daha iyisini yapacak da AK Parti diyorlar. Ve bu yüzden desteğimiz size diyorlar ”diye konuştu. Bizim için işin ve çalışmaların en çok sevindirici kısmı da bu.”

Konya için mutlaka yapılacak çok şey vardır. Öncelikli konularımız yada sizi masada beklediğine inandığınız konular nelerdir?

“İLÇELERDE DE TURİZM HAREKETLENMELİ”

“Konya tabanlı düşüncelerini de paylaşan ve Konya’yı bir alanda değerlendirmenin eksik kalacağını aktaran Şahin, “ Konya’yı  bir tarım şehri, sanayi şehri, bir hayvancılık şehri, bir turizm şehri olarak değerlendirmek zorundayız. Bir kere Mevlana’mız var. Turizm açısından belki daha iyi canlandırabileceğimiz bir zemin. İlçelerde turizmi hareketlendirebileceğimiz kültürel geziler haline getirebileceğimiz Konya’yı gelen turisti bir gün Mevlana’yı gezip te, hemen geri dönmesi ya da yoluna devam etmesi değil, birkaç gün burada konaklatabileceğimiz kültürel mirasa sahip manevi bir şehir olduğumuzu göstermemiz ve bunları daha da ön planda çıkartmamız gerekir; Birincisi bu. Tarım alanlarımızın sulanmasıyla ilgili hayvancılığın geliştirilmesiyle ilgili ulaşımla ilgili pek çok yeniliğin başlatıldığı bir KOP projemiz var. Bunu anlatıyoruz insanlarımıza. KOP projesiyle birlikte Konya’nın bir merkez haline geldiğini hatırlatmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin yeni Marmara’sı diye bir ismin artık sadece Konya ve Çevresi için mümkün olabileceğini anlatıyoruz. Yeni yatırımlarla büyüyen ulaşım ağıyla birlikte Konya’nın bir taraftan Türki cumhuriyetlere Güneyde sınırlarımıza kadar uzanan bu ağda artık bir ana merkez haline geldiğimizi anlatıyoruz.” “Konya’nın tarım alanları oldukça büyük ve zengin biliyorsunuz. O yüzden tarım sektörünün unutulmaması ve eskisinden daha fazla yönelinmesi gerektiğini ve bunu ancak Ak Parti iktidarının yapabileceğini belirtiyoruz. Gençlerimize tarımın ve toprağın ne kadar önemli olduğunu ne kadar kıymetli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Büyük atılımlar yaparken çevreyi unutmuyor, unutturmuyor koruyoruz. Hava su toprak bunların hepsi bizim geleceğimiz için çok değerli bunu yeni nesile de aktarmak zorundayız. Yeni nesil, evet belki okuyan kendini geliştiren çalışan bir gençlik var. Âmâ geçmişte bizim toprağımızla  elde ettiğimiz toprağın ehemmiyeti havanın suyun çevrenin ehemmiyetini biraz göz ardı edebilen, bunu bir bilinç halinde bir şuur halinde işleyemediğimiz bir gençliğimiz de var onları da bu yönlere yönlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum”

28  Şubat mağduru milyonlardan birisiniz. Ve şimdi meclis yolundasınız… O günleri yaşayanlar olarak ‘Yeni Türkiye’ söylemi sizin için ne ifade ediyor?

“ESKİ TÜRKİYE’Yİ BİLMEYENLER ŞU ANIN KIYMETİNİ ANLAYAMAZ”

 “Eski Türkiye’yi görmeyenler yada görmek istemeyenler şu anda yaşadığı şartların ve standartların çok normal olduğunu sanarak, bugüne ne denli büyük uğraşlar ve ne denli büyük çalışmalarla hatta ne denli büyük bedeller ödenerek gelindiğini bilemeyebilir yada göz ardı edebilir.   Türkiye’nin bu işleri başarırken bile bir taraftan ayağına çelme takıp geriye doğru çekmek için çalışan güçlerin olduğunun fark etmeyebilirler. Farkında olanlar vardır elbet. Bunlar hakkını yemek istemem ama büyük ölçekte baktığımız zaman çoğunluğunun yapısında bunun olduğunu görüyoruz. Bunu da biraz 28 Şubat döneminden beri yaşadığımız zor günlere borçluyuz. Çok ağır bir darbeden geçti Türkiye. Orada kaybettiğimiz bir takım bir milli ve manevi değerlerimiz var. Çok ciddi sıkıntılara uğradı Türkiye o dönemde. Buna bağlı olarak ta aslında kayıp bir neslimiz var. Bu nesle yönelik ciddi çalışmalar yapmak zorundayız. Anlatmak zorundayız. Türkiye’nin sağlıktan eğitiminden ulaşımdan bugünkü noktaya gelebilmesi için neler yaptığını ne büyük aşamalardan geçtiğini anlatmak zorundayız. Belki bunları anlatmakta da bizde çok çaba sarf etmemiş olabiliriz. Aslında yapılması gereken hizmetlerdi bizim yaptıklarımız. Onlar yapmadılar. Gençler, bu ülkenin geleceğinin nasıl ve ne şekilde devam edebileceğine karar verecekler bu seçimde. O nedenle tercihlerini de ona göre yapmaları gerektiğinin bilincine varmalılar. Bunu anlatıyoruz, anlatınca hatırlıyor birçok insanımız o yaşanan eski günleri. Farkına varıyorlar yaşanmışlıkların. Benim en çok vurguladığım şey şu oluyor; Bakın biz oturuyoruz, karşılıklı konuşuyoruz, birbirimize fikirlerimizi anlatıyoruz, düşüncelerimize saygılıyız… Biz anlatıyoruz Siz anlatıyorsunuz… Biz bunu tartışmadan kavga etmeden birbirimizi kırmadan yapabiliyoruz bunları... Bu ortam geldiğimiz toplumsal barışın düzeyini gösterme açısından önemlidir. Bu barışın ve başarının geldiği nokta AK Parti sayesindedir”. 

Kadın adaylardan genelde Genç ve kadın odaklı projeler ve söylemler beklenir. Bu konuda söylenecek ilk söz hangisidir bir Hanım aday olarak?

“GENÇLERİN ENDİŞE TAŞIMALARI DOĞAL”

“Gençlerin gelecekleriyle ilgili bir takım endişeleri var ama, şunu öğretmek zorundayız gençlerimize. Gerek Avrupa da olsun gerekse yurtdışındaki diğer ülkelere baktığımız zaman Türkiye’deki gençlerimiz büyük bir rahatlık içinde eğitim görüyorlar şu an. Merak etmesinler. Ve bu hızla yatırımlar sürdükçe ve bu anlayış bu ülkeye hakim oldukça sorunlar en kısa süre içinde hallolacak. Ve gelecek kaygıları yok olacaktır onlarında. Önemli olan istikrarın sürmesidir. Ve seçimlerde halkımız Türkiye’de istikrarın sürmesi için oy vereceklerdir ben bu noktada halkımızın öngörüsüne güveniyorum.”

Siz konuşmayı çok sevmiyorsunuz bu konuyu biliyorum ama mücadele sürecinizden söz etmeden geçmek istemiyorum ben. Bahsedebilirmisiniz o günlerden? 

“YAŞADIKLARIM YÜZÜNDEN KİMSEYE KÜSMEDİM”

“Ben başörtülü bir insan olarak sorunlar yaşadım. Sadece başörtülü olduğum için ben okuldan atılmış bir insanım. Âmâ yılmadım vatanıma milletime ülkeme hiç küsmedim küsmemde. Tam tersine bu sorunları nasıl aşarım diye çabaladım aştım, kendimi yetiştirdim geliştirdim ülkeme hizmet eden bir hekim şu anda bu ülkeye daha iyi hizmet edebileceğime inandığım bir platforma geçtim milletvekili adayı olarak siyasette sesimi daha iyi duyurabileceğim düşüncesiyle, sorumluluklarımı daha iyi yerine getirebileceğime inandığım için buradayım. Bunun onlara da örnek olabileceğini düşünüyorum ”

O dönem bu günlerin hayalini kurabiliyor muydunuz yada düşünebilir miydiniz kısa zamanda bu büyük gelişmeyi?

“KİMSE KİMSEYE HİÇBİR ŞEYİ ALTIN TEPSİ İÇİNDE SUNMUYOR”

 “Geçtiğimiz Türkiye’nin geçmiş olduğu bu zor dönemdir. Belki çok rahat şartlarda bende eğitim alsaydım şu anki gençlik gibi, belki bu gün bu konumda olmayabilirdim. Ödediğim bedeller çektiğim sıkıntı ve yaşadığım zorluklar beni daha da perçinledi. Kendimi farklı noktalarda geliştirmeme sebep oldu. Bu yönde geliştirmem sayesinde de olaylara belki farklı açıdan farklı yönden bakmam konusunda da bana bir ufuk açtı. Çünkü başörtüsü yasağı sebebiyle yurtdışına çıkmak zorunda kaldım zorda olsa yaşam şartlarıyla ilgili farklı tecrübelerimiz oldu. Belki bunu gençler  şöyle değerlendirebilir;  ne var ki canım Türkiye’de okuyamadılar gittiler yurtdışında okudular geri geldiler bunların hiç biri bu kadar  kolay olan şeyler değil, zor olan şeyler…  En başta gitmek bir kere çok zordur, gittiğiniz zaman orada bir yaşam alanı oluşturabilmeniz oranın kültürüne oranın alışkanlıklarına oyum sağlamak çok zordur. Oradaki yabancı bir toplum içinde kendi varlığınızı ifade edebilmek için bile yeniden adaptasyon sürecine girmeniz gerekiyor. Okulunuz var devam ediyorsunuz bitiriyorsunuz bitirdiğiniz zaman Türkiye’ye dönmekte hiç kolay değil, ben 2003 de mezun olmama rağmen 2007 yılına kadar denklik alamadığım için dönemedim ülkeme. Ama dediğim gibi buradan farklı noktalarda kendimi geliştirme ve eğitme imkânı buldum. Bunlarda benim için bana güç katacak yeni bir ufuk açtı. Sivil toplum kuruluşlarında aktif çalışmaya başlamış bir insanım. Kendimiz benim gibi sorun yaşayan ve bu sorunlarla birlikte hayatını devam ettirmeye çalışan o dönemin genç hanımları biz dernek kurduk. Ayrımcılığa karşı Kadın Hakları Derneği. 1999 yılında faaliyete başladık… Bu derneğimiz hala aktif olarak faaliyetlerine devam etmektedir. Yurt dışında bulunduğum dönemde Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nde Viyana’daki çalışmalarda bizzat aktif çalışmış bir insanım… Eğer siz gerçekten bir genç idealist insan olarak bir inandığınız değerler için, daha iyi bir dünya için çok şey yapabilirsiniz. Gençlerimize de bunları öğretmek zorundayız. Kimse kimseye hiçbir şeyi altın tepsi içinde sunmuyor. Bazı şeyleri çalışarak emek vererek bedel ödeyerek elde ettiğiniz zaman çok kıymetli oluyor. Değerinizde değer katıyor. Bunları hatırlatmak zorundayız gençlerimize. Kadınlar oldukça sıcakkanlılar, çok mutlular mesutlar kendilerinden birisinin bir aday olarak gösterilmesinden dolayı büyük bir destek görüyorum. Bu yüzden elhamdülillah Allah hepsinden razı olsun, burada tabi ki Konyalı’nın Başbakanına sahip çıkmasının da bir etkisi ve bir ruhu var. Başbakanımızda bizim evladımız diyorlar sizde bizim evladımız bizde size tabi ki sahip çıkacağız diyorlar ”.

leyla-sahin-usta-(8).jpg

Biraz da günlük siyaset. CHP’ nin MHP’ nin, HDP’ nin sürdürmüş olduğu kampanyaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Ve bu dönemde sizin kampanyalarınız karşısında nereye koyuyorsunuz o partilerin söylemlerini?

1997’DEN BERİ 2013 YILINA KADAR BAŞÖRTÜLÜLERE YAPILMIŞ CİDDİ BİR AYRIMCILIK VAR

 “Şimdi önümüzde 10-11 günlük bir süreç var. Seçim kampanyaları oldukça yoğun devam ediyor. Bence şu anda Önümüzdeki gündemde öncelikle halkımızın oyunu kullanmasının gerekliliği var. Sandığa gitmesi şart vatandaşlarımızın. Katılımcı demokrasinin eğer yerine gelmesini  istiyorsak, sesimizi duyurmak istiyorsak buna mecburuz. Bu bilinçte olmamız lazım. Bence en önemli gündemimiz bu olmalı. Tercihlerini yaparken de, Türkiye’nin nereden nereye geldiğine dikkat etmeleri gerek. Bundan sonrada aynı hizmetlerin aynı standartlarda  devam etmesini isteyip istemediğini bilmesi gerek. Şu anda CHP’ nin MHP’ nin, HDP’ nin sürdürmüş olduğu kampanyalara bakarsanız her ne kadar söylemleri birlik beraberlik ve kardeşlikten olsa bile, dikkat edildiğinde anlaşılıyor ki aslında bir ötekileştirme bir ayrımcılık var, söylemlerinde... Bunu insanlarımız çok iyi algılıyorlar ve farkındalar. CHP ye diyor ki, ben işte artık ben herkesle birim herkesle kardeşim herkesi kucaklıyorum herkesin oyunu istiyorum diyor ama seçim kampanyasındaki reklam filmine baktığımızda bile gördüğümüz iki ayrı tablo var bir; eğitimli bir doktor. Mühendis öğretmen avukat tablosunun içeresinde bir tane başörtülü bayan yok, âmâ resmin öbür yüzüne baktığımız zaman temizlik personeli olmuş, tarlada çalışan bayan olmuş bu kesimde başörtülü bir figüran olarak kullanılmış. Hala bir ayrımcılıkları var. Samimilerse bize bir özür borçlular… Bu ülkede 97’den beri 2013 yılına kadar başörtülülere yapılmış ciddi bir ayrımcılık var. Ve bu insanlar bu başörtü yasağını çok ciddi savunmuş insanlar. Çıkıp demeleri gerekir ki biz yanlış yaptık hata yaptık biz ‘özür diliyoruz’ sizlerden. Ben o zaman samimiyetlerine inanırım kampanyalarının gerçekten içten gelen söylemler olduğuna inanırım. Bunu yaklaşık bir aydır söylüyorum henüz bir özür gelmedi. “Evet biz yanlış yaptık sizleri kucaklıyoruz” demiyorlar. HDP’nin kampanyasına baktığımızda ise farklı farklı söylemler var. Yani Doğu’da Güneydoğu’da konuştukları farklı Batı’ya gittikleri zaman söylemleri farklı. Tek bir ağızdan tek bir söylemleri yok. Farklı farklı Eş Başkanları var. Farklı açıklamaları var. “Kardeşlikten” bahsediyorlar ama bir taraftan “barajı aşamazsak biz silahları yeniden ele alırız” tehdidine başvuruyorlar. Yani bu nasıl bir mantıktır. Kardeşlik barış diyorsan seçim sonrası nasıl silahını eline almaktan ve ülkeyi karıştırmaktan bahsedebilirsiniz. Demokratik bir seçim ortamı yaşıyoruz”

Türkiye’ye yön vermeye çalışmış siyasi iradeler ittifak içerisindeler, bu ittifakları nasıl değerlendiriyorsunuz bu koalisyonları?

“BUNLARIN  DERSİNİ VERMEK GİBİ BİR  DEMOKRATİK HAKLARIMIZ VAR”

 “Süreci diğer Siyasi Partiler bir malzeme bir nema olarak kullanıyor. Ancak bu konudan önce içimi çok acıtan başka bir tabloya değinmek istiyorum. ‘BBP ve SP’nin yapmış olduğu ittifak…’ Muhsin Yazıcıoğlu’nu şahsen tanımış bir insanım. Çok dürüst, çok mert, yiğit bir insandı. Partisinin şu anki durumunu görse buna müsaade etmezdi diye düşünüyorum. Kemiklerini sızlattıklarına inanıyorum. Çünkü paralel yapıyla işbirlikçiliğine girmiş bir ortaklık var ortada. Bu partilere gönül vermiş insanların oylarını kullanırken oylarının nereye gittiğine lütfen dikkat etsinler. Türkiye’nin geleceğine ışık tutan, milli iradeye sahip çıkan bir siyasi irade varken, bu siyasi iradeyi yıkmaya çalışan dış güçlere, iç güçlere, şer odaklarına ve onlarla birlik yapmış güçlere oy vermemeliler. Bu insanlara sandıkta dersini vermek gibi bir  demokratik hakkınız var. Türkiye’nin dünkü tablosuna bakarsanız geçmişte askeri vesayetin gerek medya patronlarının Türkiye’ye yön vermeye çalışmış siyasi iradelerinin hepsinin sandıkta gömüldüğünü görüyoruz. Bu yüzden bu seçime ben ayrı bir önem veriyorum. Hem rahmetli Erbakan’ın hem sayın Yazıcıoğlu’nun o tablonun içeresine yerleştirilmiş pankartlarını görünce kemiklerinin sızladığını düşünüyorum… Bu ülkenin birliği ve beraberliği için tam birlik için tam birlikte olmamız gereken insanların karşı tarafta olduğunu görmek içimi acıtıyor. Bu ülkenin birlik ve beraberliğini parçalayacak ihanet içinde olmuş insanlarla birlikte olmaları çok yanlış inşallah vatandaşımız bunu gördüğü için sandıkta doğru yönde karar vereceklerdir diye ümit ediyorum”

Başta medya olmak üzere size karşı olan tüm cephenin parlatmak istediği bir parti var; HDP… Onun seçim kampanyasındaki tavrı hakkında ne söylersiniz?

“ÖZGÜRLÜKTEN BAHSEDEN YASAKÇI ZİHNİYET HDP”

 “Türkiye’de siyaset yapan bir parti HDP söylemlerinin nerede geldiği belli değil. Maneviyatımıza ters söylemler içesindeler. Diyanet kapatılsın, İmam Hatip’ler kapatılsın söylemindeler hala. Tek tip insan istiyorlar. Biz ise özgürleri sunalım insanlar seçim yapsın. Bir taraftan özgürlükten bahsederken yasakçı zihniyeti dillendirmiş oluyor. Çelişkili söylemleri var. Eşcinsellerle ilgili söylemler toplumumuza aykırı söylemlerdir. Bu hedefleri iktidar umutları olmadıklarının da en büyük göstergesi. Belki kendi tabanlarında buna ihtiyaç duyan bir kesim var. Amaç onları tatmin etmek olabilir. Bunları batıda söylüyorlar zaten. Bunların çelişkisini insanlar görüyor, fakat HDP bunu göremiyor. Özgürlükten yana konuşan insanlar, neden tehdit mektuplarına ihtiyaç duyuyorlar. Hür iradeye saygı duymuyorlar. Korku ve öfkeyle insanları korkutuyorlar. Bunlar ikili oyunlarının göstergesi. Hiçbir değerleri olmayan insanlar şu an ki konjonktürde varlıları sürdürmek için taraflara kayıyorlar. Söylemleri geçtiğimiz seçimlere göre tamamıyla değişti. Tabanları da yapılan ittifakı görüyor. Seçim sandığına da yansıyacaktır ”

 

HÜSEYİN ATAK / YENİ HABER