Lokman Koyuncuoğlu: 15 Temmuz'un ayak sesi 28 Şubat

Taha Bayrakçı Gençlik Merkezinde öğrencilerle buluşan Yeni Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Lokman Koyuncuoğlu gençlere 28 Şubat’ı anlattı.
Lokman Koyuncuoğlu: 15 Temmuz'un ayak sesi 28 Şubat

17-25 Aralık müdahalelerinin ve 15 Temmuz darbe girişiminin köklerinin 28 Şubat’a kadar dayandığının altını çizen Koyuncuoğlu, ‘Bugün yaşanan tartışmaların sonucunda başkanlığın bu ülke için neden gerekli olduğunun yanıtını 28 Şubat darbe girişiminde bulabiliriz” diye konuştu.  

BUGÜN BAŞKANLIK NEDEN GEREKLİ CEVABI 28 ŞUBAT’TA

Yeni Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Lokman Koyuncuoğlu Taha Bayrakçı Gençlik Merkezinde   öğrencilerle buluştu. Lokman Koyuncuoğlu, Selçuk Üniversitesi VAV öğrenci topluğu tarafından organize edilen programda, ‘28 Şubat’tan 15 Temmuz’a Türkiye’deki darbeler’ konulu bir konferans verdi. 28 Şubat öncesinde yaşanan gelişmelerden ve özellikle Müslümanlara karşı uygulanan algı operasyonlarından 15 Temmuz Darbe girişimine kadar geçen süreçte yaşananları masaya yatıran Koyuncuoğlu tüm bu gelişmelerin birbirleriyle olan illiyet bağlarını da açığa çıkardı. Koyuncuoğlu, 28 Şubat sürecine giden süreci “24 Aralık 1995’te gerçekleşen seçimlerde Refah Partisi %21,4 oyla birinci parti oldu. Türkiye’ye artık İslamcılar geliyor, yeni bir dönem başlıyor denildi. 24 Aralık’ta yapılan seçimde hükümet 8 Temmuz’da Neredeyse 7,5 -8 ay sonra kurulabilmişti. Refah Partisi o seçimden birinci parti olarak çıkmasına rağmen dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel hükümeti kurma görevini Necmettin Erbakan yerine, ikinci partiye verdi.  Güven oylamasında ANAP DYP hükümeti yeterli oyu alamayınca Süleyman Demirel mecburen hükümeti kurma yetkisini Necmettin Erbakan’a verdi. Refah Partisi güven oyu alarak hükümeti kurmasıyla birlikte de 28 Şubat süreci de başlamış oldu” sözleriyle değerlendirdi.

TÜRKİYE’YE SIÇRAMA YAPTIRACAK TÜM KARARLAR POST MODERN DARBEYE TAKILDI

Necmettin Erbakan’ın idealist biri olduğundan yaptığı ekonomik anlamda bazı gelişmeler özellikle de havuz sisteminin kurulması ülkede bir kesimi rahatsız ettiğini söyleyen Koyuncuoğlu, Uluslararası kuruluşların Türkiye’deki bazı uzantıları, siyasiler aracılığıyla faizden çok ciddi anlamda para kazanmalarının önüne geçildiği ve bu noktadaki rahatsızlıklarını dile getirdiklerini ifade etti. “Dünyada bir olay varsa kesinlikle ekonomik bazı sebepleri de vardır. Refah-Yol hükümetinin de Türkiye’deki yerleşik sisteme bazı müdahaleleri o dönem tepki çekmişti.  Bir de olayın uluslararası boyutu olan D-8 var” diyen Koyuncuoğlu sözlerini şöyle sürdürdü; “İnsanlar 90’lı yıllardan sonra İslam’ı hayatlarının bir parçaları olarak algılamaya ve bunu hayatlarının bir parçası olarak görmeye başladılar. Bunu da Refah Partisini destekleyerek gösterdiler.   28 Şubat 1997’de Milli Güvenlik Kurulu kararlarıyla bu gelişmelerin önüne geçilmek istendi. Korkunç bir algı operasyonu yapıldı. Sanki Türkiye bir din devleti haline geliyormuş gibi lanse edildi. Baskı ve tehditler neticesinde Necmettin Erbakan 18 Haziran 1998’de görevi bıraktı.  Süleyman Demirel yine görevi hükümet ortağı Tansu Çiller’e değil, Mesut Yılmaz’a veriyor. Mesut Yılmaz’da o dönem zorla da olsa ANASOL-D hükümetini kurdu. 28 Şubat sürecinde Necmettin Erbakan hükümetinden sonraki en önemli süreç başörtüsü meselesi oldu. İkinci gelişme ise İmam Hatip okullarıydı. ‘İrtica geliyor, laiklik elden gidiyor’ denilerek akla mantığa sığmayan uygulamalar gördü bu ülke. Başörtülü öğrencilerin eğitimlerinin önüne geçildi ve Refah Partinin arka bahçesi olarak hedef gösterilip İmam Hatipleri kapattılar. İmam Hatiplerin mezun olduktan sonra hiçbir okula gidemedikleri bir dönem yaşandı.”

TÜRKİYE KAYBETTİ AMA BİR KESİM BÜYÜK PARALAR KAZANDI

Türkiye’nin o dönemde o süreci yönetenlerin eliyle bankalardan 50 milyar dolar kaybettiğine işaret eden Yeni Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Lokman Koyuncuoğlu, “Türkiye’yi batırabilecek bir banka soygunu gerçekleştirildi. O günkü zarar ülkenin toplan ihracatının iki katıydı. Günümüz ile mukayese edilecek olursa Türkiye o dönem 300 Milyar dolar zarara uğratıldı.” ifadelerini kullandı.

17-25 ARALIK VE 15 TEMMUZ’UN ŞİFRELERİ 28 ŞUBAT’TA GİZLİ

Koyuncuoğlu sözlerini şöyle tamamladı; “Sistem insanları bireysel olarak bitirdiği gibi irticaya destek veren kurumlar adı altında bazı firmaların da çalışmalarını engelleyerek başka bir iş bulmalarını da engelledi. Her anlamda bir baskı ile ekonomik olarak insanların bitirilme süreci işletildi. Bu süreç Necmettin Erbakan’ın istifasıyla sona erdi. Sonra 30 Haziran’da ANASOL-D hükümeti kuruldu. Bu sürecin devamı ise 3 Kasım 2002’ye kadar devam etti. 1999 ile 2002 yılları arasındaki 3 yıl Türkiye’nin ekonomik olarak çökertildiği yıllar oldu. O zaman yaşananları daha sonra 17-25 Aralık ve 15 Temmuz süreçlerine baktığınızda daha iyi anlayabiliyorsunuz.” diye konuştu.

İSMAİL KOÇ / YENİ HABER GAZETESİ