Lütfi Şimşek: "Düzenleme piyasayı rahatlatır"

MÜSİAD Konya Şube Başkanı Dr. Lütfi Şimşek, ekonomide yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Şimşek, Başbakan Binali Yıldırım’ın açıkladığı kredi kartlarıyla ilgili düzenlemenin de piyasayı rahatlatacağını vurguladı.
Lütfi Şimşek: "Düzenleme piyasayı rahatlatır"

MÜSİAD Konya Şube Başkanı Dr. Lütfi Şimşek, ekonomide yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Merkez Bankası ve FED’in açıkladığı faiz kararları için piyasalarda meydana gelen pozitif havanın korunacağını kaydeden Şimşek, Türkiye ekonomisi adına memnuniyet verici gelişmelerin yaşandığına dikkat çekti. Başkan Şimşek, Başbakan Binali Yıldırım’ın açıkladığı kredi kartlarıyla ilgili düzenlemenin de piyasayı rahatlatacağını vurguladı.

Merkez Bankası faiz kararını açıkladı. Merkez Bankası beklentiler dahilinde marjinal fonlama faizini 25 baz puan indirdi ve yüzde 8.25’e çekti. Banka politika faizini ise yüzde 7.25’te sabit bıraktı.

Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararını değerlendiren Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği Konya Şube Başkanı Dr. Lütfi Şimşek, “Merkez Bankası’nın geçtiğimiz 6 aydır kararlılıkla sürdürdüğü faiz indirimi politikasını Eylül ayında da devam ettirmesi gerektiğinin sinyalini vermişti. Bu açıdan Merkez’in parasal sadeleşme yönünde attığı adımları Eylül 2016 döneminde de sürdürmesi Ülke ekonomisi açısından memnuniyet verici bir gelişmedir. Üst bantaki bu faiz indirimi gelecek aylarda da para politikası duruşu bozulmadan devam ettirilmelidir.

Merkez Bankası’nın aldığı kararla birlikte iç piyasanın ivme kazanacağını ve böylece FED’in faiz artırımını ileri bir tarihe ertelemesiyle piyasalarda meydana gelen pozitif havanın korunacağını düşünüyoruz. FED’in dünkü faiz kararı öncesinde 2,97 seviyesinde bulunan Dolar/TL kuru FED kararı sonrasında 2,94’e kadar gerilemiştir. FED’in faiz artırımına gitmesi beklenen Aralık ayına kadar, kurdaki bu olumlu görünümün sürmesini bekliyoruz.

Merkez Bankasının faiz indirimleri yatırımcılar açısından son derece önemlidir. Bu bağlamda özel sektör yatırımlarına yönelik engellerin başında gelen bankalar tarafından kullandırılan kredilerin yüksek maliyetleri, yatırım iştahını artıracak düzeyde düşmelidir. Diğer bankalarda Merkez Bankasının faiz indirimi dikkate almalı ve yatırımcıların önünü biran evvel açılmalıdır. Merkez bankasının geçmişte defalarca ifade ettiğimiz gibi net bir şekilde büyüme odaklı bir görünüm içerisinde bulunmasını takdirle karşılıyoruz.

Ayrıca, Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) Toplantısı sonrası alınan kararlar kamuoyuyla paylaşıldı. Kredi kartlarında taksit sayısı azami 12 ay, tüketici kredilerinde ise azami 48'e aya çıkartıldığı kaydedildi. Yine kredi borçlarının da bir sefere mahsus 72 aya kadar yapılandırılması da ödeme kolaylığı getirirken, satınalma gücünü artırıcı yönde etki yapacaktır. Burada ithal ağırlıklı ürünlerdeki taksit sınırlaması cari açığın artışını engellerken, yerli üretimi destekleyeceği için de olumlu karşılıyoruz. Bu gelişme iç tüketimi artırarak ekonomik aktiviteye olumlu tesir edecektir. Tüketici kredilerinde vade sınırının 36 aydan 48 aya çıkarılması da iç talepteki canlanmayı destekleyecektir. Ekonomik büyümenin lokomotifi olan iç talepteki artış, Türkiye ekonomisinin pozitif büyüme sürecine olan katkısını artıracaktır” şeklinde konuştu.

Öte yandan Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu Ba1’e düşürmesini ile ilgili olarak da daha 2 gün önce, bir ay içerisinde yeni bir değerlendirme yapılacağı söylendikten hemen sonra açıklanan bu kararın, objektiflikten uzak ve siyasi değerlendirmeler içermesi güçlü bir olasılıktır. Bu karara rağmen, Konya iş dünyasını ülkemize ve ekonomimize güveniyor ve bu şoku da atlatarak yolumuza devam edeceğimize inanıyoruz. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının ülkelerin ve şirketlerin borç maliyetini artıran kararları, bugüne kadar birçok ülkenin yaşadığı ekonomik krizin sebebi olmuştur. Bu vesileyle, değerlendirme kuruluşlarının, ülkelerin yatırım notu üzerinde yaptığı değerlendirmelerin de sorgulanması gerektiğini düşünüyoruz. Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmelerinin de masaya yatırılması, hem onların da kredibilitelerinin sağlıklı bir zemine oturması, hem de yanlış değerlendirmelerinin faturalarının haksız bir şekilde ülkelerin üzerine getirdiği yüklerin ortadan kaldırılmasını sağlayacaktır. Türk ekonomisi Büyümeyi, istihdamı, refahı ve kalkınmayı hedef alan bir ekonomi olduğu asla unutulmamalıdır.