"Masaya eşit olarak oturmuyoruz"

"Masaya eşit olarak oturmuyoruz"

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs'ta yürütülen müzakere süreci hakkında "Masaya eşit olarak oturmazsanız masadan eşit olarak kalkmanız mümkün değil. Masaya eşit olarak oturmuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

KKTC Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, göreve gelmesinin ardından ilk yurt dışı ziyaretinde Türkiye'de gerçekleştirdiği temasların ayrıntılarını, Kıbrıs'ta çözüm arayışlarını ve müzakere sürecinde gelinen son noktayı AA muhabirine değerlendirdi.

Ertuğruloğlu, ziyaretine ilişkin, "Türk vatanından geliyoruz, Türk vatanında bulunuyoruz. Sanki yabancı bir ülkeyi ziyaret eden bir bakan gibi algılanmayı arzu etmiyorum. Aile içi görüşmeler için buradayız." diye konuştu.

Ankara'daki temaslarında Kıbrıs konusunda müzakerelerde gelinen noktanın ve geleceğe ilişkin yol haritasının ele alındığını belirten Ertuğruloğlu, KKTC'nin dünyada 24 başkentte bulanan diplomatik misyonlarının durumunun değerlendirildiğini ve Türkiye'de Antalya,Trabzon ve Gaziantep'te yeni konsoloslukların açılmasının kararlaştırıldığını söyledi.

- "Masaya eşit olarak oturmuyoruz"

KKTC'de, 1999-2004 yılları arasında Annan Planı'nın gündeme geldiği süreçte de dışişleri bakanlığı yaptığını hatırlatan Ertuğruloğlu, "Açık konuşmak gerekirse ben hiçbir zaman bu müzakere süreçlerinden karşılıklı kabul edilebilir, adil, yaşayabilir ve Kıbrıs Türkünü kendi arasında güven içinde huzur içinde yaşatacak bir anlaşmayla sonuçlanacağını düşünmedim. Müzakere sürecinin kendisi buna izin vermiyor." dedi.

Müzakere sürecinin eşitsizlik temeline oturtulduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:

"Her ne kadar eşitlik varmış gibi gösterilmeye çalışılsa da işin reel politika boyutunda, Rum tarafının sözde Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınması ve KKTC ile Kıbrıs Türk halkının siyasi kimliğinin, egemenliğinin reddedilmesi ve bizi sözde Kıbrıs Cumhuriyeti içerisinde bir etnik azınlık gibi göstermeye çalışan bir süreç içinden geliyoruz. Masaya eşit olarak oturmazsanız masadan eşit olarak kalkmanız mümkün değil. Masaya eşit olarak oturmuyoruz."

Kıbrıs'ta iki toplumlu iki bölgeli siyasi eşitliğe dayalı federal bir çözüm önerisinin 50 yıldır tekrarlandığını belirten Ertuğruloğlu, Türk tarafının hassasiyetlerini göz ardı eden bir anlaşmanın ise "Kıbrıs Türklerinin geleceğini Rum tarafının insafına terk etme olasılığı" taşıyacağını söyledi.

- "Mevcut süreç sürdürülebilir değildir"

Ertuğruloğlu, Kıbrıs'ta müzakere sürecinin önü açık bir şekilde devam etmemesi gerektiğini vurgulayarak, 2018'de Rum tarafında gerçekleşecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinin süreçte doğal bir takvim oluşturduğunu kaydetti.

Rum tarafının bu takvimden memnun olmadığını söyleyen Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:

"Annan Planı'ndaki gibi bir plana evet demek Rum tarafının işine gelmiyor. Ne kadar neticesi lehlerine olan bir plan dahi olsa, göstermelik bile, Kıbrıs Türkünü kendilerine eşit gösteren bir anlaşma taslağına evet diyemeyeceklerini biliyorlar. İkinci defa hayır demenin de işlerine gelmeyeceğini biliyorlar. Dolayısıyla onların siyaseti herhangi bir şekilde referanduma gidip ne evet ne de hayır deme durumunda olmamaları ve bu süreci askıda tutup, 'bugün olmadı yarın yine devam ederiz, yarın olmadı öbür gün tekrar devam ederiz' öyle bir sürece götürmeye çalışıyorlar. Buna izin vermemiz lazım. Mevcut sürecin artık sürdürülebilir olmadığı kesindir."

Sürece ilişkin gerçekleri dile getiren Türk tarafının anlaşma istemediği yönünde algılanmasının yanlış olacağını söyleyen Ertuğruloğlu, "Gerçek anlaşmayı arzulayan, isteyen, zorlayan biziz. Aldatmaca bir anlaşmayı öngörmüyoruz haklı olarak." dedi.

- "Türkiye'nin garantörlüğü vazgeçilmez"

Süreçte Türk ve Rum tarafların yanı sıra garantör ülkeler olan Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin katılacağı bir toplantının yapılması gerektiğini vurgulayan Ertuğruloğlu, Türkiye’nin garantörlüğüne ilişkin, “Vazgeçilmez. Tartışılması bile bizim kabul edemediğimiz bir şeydir.” ifadesinde bulundu.

Ertuğruloğlu, KKTC için garantörlüğün göstergesinin anavatanın tek taraflı müdahale hakkına sahip olması olduğunu söyledi.

- "Şımarıklıkla politika yapıyorlar"

Kıbrıs’ta doğal kaynakların paylaşımı konusunda yaşanan anlaşmazlıkları değerlendiren Ertuğruloğlu, "Tanınmışlığın kendilerine verdiği şımarıklıkla, haddini bilmezlikle politika yapmaya devam ediyorlar. ‘Egemenliği tartıştırmam’ diyor Anastasiadis bildiğiniz gibi. Ama ona göre Kıbrıs Türkünün egemenlik hakkı yok, egemenlik kendilerinin. Bu mentaliteyle neyi anlaşacağız sorusu gerçek bir sorudur." ifadesini kullandı.

Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin (GKRY) 3 bin yeni uzman asker alma kararını değerlendiren Ertuğruloğlu, “Bu da, iyimser yorumcular tarafından müzakerelerin olumlu bir neticeyle sonuçlanacağının ifade edildiği bir dönemde siz kalkıp 3 bin profesyonel asker alacağım diyorsanız bu müzakerelerin anlaşma yoluyla neticelenmesi gibi bir hedefinizin olmadığının bir kanıtıdır." diye konuştu.

- Avrupa Birliği ve BM'nin tutumu

Rum tarafının Kıbrıs Türklerini halk değil, ayrılıkçı, asi etnik bir azınlık olarak tanıttığını söyleyen Ertuğruloğlu, şunları kaydetti:

"Eğer uluslararası camia, BM, AB 'Kıbrıs’ta yasal bir Kıbrıs Cumhuriyeti vardır onun da yasal bir hükümeti vardır' politikasını benimsiyorsa o zaman bu politika Rum tarafının propagandasına avantaj sağlamaktan başka bir şey değildir. Çünkü eğer yasal bir Kıbrıs Cumhuriyeti ve hükümeti varsa çözülmeye çalışılan Kıbrıs sorunu nedir?"

Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Türklerine ambargo uygularken, Rum tarafını ve Yunanistan'ı üye yaptığına dikkati çeken Ertuğruloğlu, “Türkiye’nin üye olmadığı bir Avrupa Birliği'nin Kıbrıs Türkü için hedef olması mümkün değil.” diye konuştu.

Kıbrıs Türklerinin artık haksızlığa maruz bırakılmaması gerektiğini söyleyen Ertuğruloğlu, “Biz Kıbrıs Adası'nın eşit sahibiyiz. Kıbrıs Rumlarının boyunduruğu altına girecek, onların insafına terk edilecek bir halk değiliz. Bu konuda da güvencemiz, garantörümüz tabii ki anavatanımız." ifadesini kullandı.