Mavi Marmara saldırısının izlerini hafızalarından silemiyorlar

Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerince yapılan saldırıda yaralanan Kayserili gönüllüler, o gecenin izlerini hala hafızalarında ve vücutlarında taşıyor.
Mavi Marmara saldırısının izlerini hafızalarından silemiyorlar

Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerince yapılan saldırıda yaralanan Kayserili gönüllüler, o gecenin izlerini hala hafızalarında ve vücutlarında taşıyor.

Gazze'ye gidecekleri uğurlamak için evden çıkan, son anda Antalya'dan gemiye katılan ve saldırıda 3 kurşunla yaralanan 36 yaşındaki Ahmet Aydan Bekar, kafasında saldırıdan kalma şarapnel parçasıyla hayatına devam ediyor.

İHH gönüllüsü Bekar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 6 yıl önce Kayseri'den Mavi Marmara ile Gazze'ye gidecekleri uğurlamak için evinden uğurlamanın yapılacağı Cami Kebir'e gittiğini söyledi.

Antalya'da da uğurlama töreni olduğunu öğrenince buraya da gitmeye karar verdiğini ifade eden Bekar, şunları anlattı:

"Evden 'camiye gidiyorum' diye çıkmıştım. Annemi aradım, 'Antalya'ya gidiyorum, yolcuları uğurlamaya' dedim. Gemiyi Antalya'da limanda görünce büyülendim. 'Ben bu gemiye bir şekilde binmeliyim' dedim. Yetkili birkaç kişiye söyledim. 'Kayıtlar doldu' dediler. Sonunda birileriyle görüştüm. 'Tamam gidiyorsun' dendi. Sevindim, şaşırdım. Anneme telefon açtım, 'Gazze'ye gidiyorum' diye. Annem şaşırdı, 'Evden cami diye çıktın, Antalya dedin, şimdi Gazze diyorsun' dedi. Annemden telefonda helallik aldım, gemiye bindim."

Bekar, gemide her dine mensup insanlar bulunduğunu hatırlatarak, "Biz kardeşlerimize yardıma gidiyorduk. Bütün insanların gözünde bir yardım sevinci vardı. Kudüs'e girmesi yasak olan başpiskopos da gemideydi. Topluca namazlar kıldığımızda o da kendi ibadetini yapıyordu. İmamlarımız hep farklı milletlerdendi. Saldırıdan önceki ortam çok güzeldi. Hiç tanımadığınız insanlarla arkadaşlık kuruyorsunuz, hayatımda yaşadığım en güzel günlerdi." dedi.

Yaşadığı o günün beynine kazındığını dile getiren Bekar, "Allah'ın hikmeti, çabuk iyileştim. Kafamdaki şarapnellerden birisi içeride duruyor. Şehitlerin neden acı çekmediğini orada anladım. Şehadetin tadını ağzımıza sürdü. Ailem bir süre haber alamamış benden. Bir ara adım şehitler arasında geçmiş. Aileme sürekli farklı haberler geliyormuş. Büyükelçi, hastanede ziyarete geldiğinde, kağıda babamın telefonunu ve yaşadığımı söylemelerini yazdım, ailem böyle haberdar oldu yaşadığımdan. Mavi Marmara saldırısının ardından ümmette bir diriliş, kendine gelme gerçekleşti. Gazze'nin adını duymayan Afrika'daki insanlar bile duymuş oldu." şeklinde konuştu.

"İsrail, milyar dolarlar teklif ediyor"

Kayseri İHH'nın yönetiminde yer alan ve Mavi Marmara saldırısında hafif yaralananlar arasında yer alan 50 yaşındaki Ali Tokluman da 6 yıl önce bir aile babası olarak insancıl duygularla bu yürüyüşe katıldığını ancak bir savaş ortamının içinde kendini bulduğunu dile getirdi.

Olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen etkilerinin kendisinde sürdüğünü ifade eden Tokluman, şöyle konuştu:

"Uzun süre kelepçeli kaldığımız için elimin iki baş parmağı da duyarlılığını kaybetti. İnsan olarak yaşadığım bir travma var, ruhsal etkileri üzerimde. Son nefesimi verene kadar da bu sürecek. Mavi Marmara hala seyahatine devam ediyor. Hukuki mücadelemiz sürüyor. Eğer insani bir yürüyüş için söz vermeseydik bize silahla saldıranları bertaraf edecek kabiliyetteydik ancak verdiğimiz bir söz vardı. Mavi Marmara'dan sonra bu insanların fiziksel şartları daha kötüye gitmiş olabilir. Bir şeyi yaralı bırakırsanız daha çok acı çeker. Bunu yarım bırakmak dünyadaki güç sahibi yöneticilerin utancı olsun. Dokunulmaz, laf söylenemez diyen siyonistlere karşı hukuki mücadelemizi başlattık, sürüyor."