Memur-Sen'den Guterres ve Adhanom'a "Mursi" mektubu

Memur-Sen Genel Sekreteri ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, dün mahkemede hayatını kaybeden Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Mısır hapishanelerinde sağlık sorunları yaşayan mahkumlar konusunda kaleme aldığı mektubu, BM Genel S
Memur-Sen'den Guterres ve Adhanom'a "Mursi" mektubu

İSTANBUL (AA) - Memur-Sen Genel Sekreteri ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, dün mahkemede hayatını kaybeden Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile Mısır hapishanelerinde sağlık sorunları yaşayan mahkumlar konusunda kaleme aldığı mektubu, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom'a gönderdi.

Durmuş, sendika üyeleriyle birlikte geldiği Sirkeci PTT Şubesi'nden mektupları, Guterres ve Adhanom'a postaladı.

Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Semih Durmuş, Muhammed Mursi'nin göz göre göre ölüme terk edildiğini ifade ederek, "Yargılamalarda Muhammed Mursi sağlık sorunlarını dile getirmiş ancak her şeye rağmen bir hastaneye sevk edilmemiş, tedavi görememiş. Yani göz göre göre ölüme terk edilmiş." dedi.

Mursi'nin sağlık haklarının engellendiğini ve insanlık suçu işlendiğini kaydeden Durmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tüm dünyada sağlık, insanların temel hakkıdır. Nerede ve ne şartlarda olursa olsun insanlar sağlığa erişme noktasında mutlaka her türlü hakka sahipler. Ama bir milletin gönlünden geçerek seçilmiş olan bir devlet başkanına bile sağlık haklarını engelleyen zihniyeti buradan kınıyoruz. İnsanların gözü önünde cereyan eden bu insanlık suçunun en azından vicdanlarda bir karşılık bulması için hem DSÖ Genel Direktörüne hem de BM Genel Sekreterine buradan mektup gönderdik."

- "Sağlık imkanlarından yararlanma temel insan haklarındandır"

Mektupta, şu ifadeler yer aldı:

"Mısır halkının seçimle iş başına getirdiği ve askeri bir darbe sonucu görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin mahkeme salonunda hayatını kaybetmesi nedeniyle bu mektubu size yazmış bulunuyorum.

Malumunuz, Sayın Mursi, kanlı askeri darbeyle görevinden uzaklaştırıldığı Temmuz 2013'ten beri hapishanede tek kişilik hücrede tutuluyordu. Yakınları ve avukatları, Mursi'nin sağlık durumu ve tutukluluk şartlarına ilişkin endişelerini defalarca dile getirmiş olmalarına rağmen sonuç alamamışlardır. Üstelik Sayın Mursi, baş gösteren sağlık sorunları nedeniyle çoğu zaman duruşmalara dahi katılamamıştır. Katıldığı bazı duruşmalarda da 'Sağlık durumum kötü ve günden güne kötüye gidiyor.' diyerek içinde bulunduğu hayati tehlikeyi dile getirmiştir. Ailesinin özel bir sağlık merkezine nakledilmesi talebi, mahkeme tarafından Kasım 2017'de uygun görülmesine rağmen bir türlü bu karar uygulanmamıştır.

Neticede Sayın Mursi'nin mahkeme salonunda baygınlık geçirerek hayatını kaybettiği açıklanmıştır. Bu durumu kabul etmek, ciddi sağlık sorunları olan bir kişinin göz göre göre ölüme gönderilmesi karşısında sessiz kalmak mümkün değildir. Benzer durum, Mısır hapishanelerinde tutuklu bulunan askeri darbe mağdurlarının tamamı için geçerlidir. Üstelik, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporlarında, bahse konu insanlık dışı tüm uygulamalar ve haksızlıklar açıkça ortaya konmuştur. Oysa, herkesin içinde bulunduğu koşula bakılmaksızın sağlık imkanlarından yararlanması ve hastalığının tedavi edilmesi temel insan haklarındandır. Sessiz kalınıp görmezden gelindiği takdirde, Sayın Mursi, Mısır zindanlarında hayatını kaybeden son kişi olmayacaktır. Bu konuda sessiz kalmayarak bir an önce gerekli adımları atmanızla hem sorumluluğunuzun gereğini yapmış olacaksınız hem de küresel vicdanın beklentisine cevap vermiş olacaksınız."

Kaynak: