Meraklıları için "antika bez" üretiyor

Denizli'de dokumacılık geçmişi asırlar öncesine dayanan yaklaşık 7 asırlık Nikfer bezinin son ustalarından Ümmühan Apalı, 10 yaşında tezgah başına oturarak başladığı bu işi sürdürmek için çaba sarf ediyor- 68 yıldır Nikfer bezi dokuyan Ümmühan Apalı: - "N
Meraklıları için "antika bez" üretiyor

DENİZLİ (AA) - SEBAHATDİN ZEYREK - Yaklaşık 7 asırlık geçmişe sahip Nikfer bezinin bilinen son dokuma ustalarından Denizlili Ümmühan Apalı, bu geleneği annesinden kalma tahta tezgahında yaşatıyor.

Bir dönem Tavas ilçesinde yaşayan halkın en önemli gelir kaynağı olan ve yüzde 100 pamuğun işlenmesiyle üretilen Nikfer bezi, gelişen teknolojiye bağlı ortaya çıkan yeni ürünlere rağmen zamana karşı mücadele veriyor.

Nikfer bezi dokumacılığında, pamuktan sonraki bütün işlemlerin tek bir ustanın elinden çıkması dikkati çekiyor.

Yörede elbise, gömlek, bel kuşağı ve şapka yapımında kullanılan Nikfer bezi, uzunca bir dönem her evin altında kurulan tezgahlarda üretildi. Islandıkça sağlamlığının artmasıyla tercih edilen ürün, bir dönem belediye olan ve adını da bu bezden alan Nikfer Mahallesi'nin markası olarak tanınıyor.

Bazı tarihçiler, Nikfer bezi dokumacılığının 1300'lü yıllarda bölgenin yerleşim yeri haline gelmesiyle başladığını belirtiyor.

Kanuni Sultan Süleyman'ın 1521'de Rodos seferinde üç gün dinlendiği Yoran Yaylaları'nda sağlam ve dayanıklı olması nedeniyle gemilerin yelkenlerinde kullanmak için metrelerce Nikfer bezi aldığı da rivayet ediliyor.

Yine İtalya'ya zeytin ihracatının yapıldığı 16. ve 18. yüzyılda daha dayanıklı olduğu için Nikfer bezinden yapılan çuvalların kullanıldığı anlatılıyor.

Yüzyıllardır süregelen bu geleneğin son temsilcilerinden 78 yaşındaki Apalı, annesinden miras kalan tahta tezgahın başında 68 yıldır üretim yapıyor.

- Tezgahın başına 10 yaşında oturdu

Apalı, 10 yaşında oturduğu tezgahın başında bez dokumaya devam ettiğini söyledi.

Nikfer bezi ustasının pek kalmadığını belirten Apalı,"Ben de yaşlandım artık. Annem babam bu işle geçimini sağladı. Önce çıkrıkta iplik sarmaya başladım. Ardından da tezgahta dokuma yapmaya devam ettim." dedi.

Günde 6 saat tezgah başında vakit geçirdiğini anlatan Apalı, şöyle konuştu:

"Nikfer'e gelen yabancılar yanıma uğramadan gitmez. Bu bezi çok merak ediyorlar. Ben de onlara 'hatıra olsun' diye dokuyor gönderiyorum. Dokuduklarımı büyüklüğüne göre 10 ila 100 lira arasında satıyorum. Bu bez artık antika oldu. Gençlere öğretmek istiyorum ama öğrenmiyorlar. Bu bezden yapılan elbiseleri giymek zamanında çok lükstü. Büyüklerimiz daha çok bel kuşağı olarak kullanırlardı."

Geleneksel sanattan vazgeçemediğini belirten Apalı, çalışırken eski günleri hatırladığını ayrıca vücudunun dinçliğini de buna borçlu olduğunu dile getirdi.

Apalı'nın oğlu Ali Apalı da annesinin dokuduklarını kendine ait mağazada sattığını söyledi.

Kaynak: