"Mers Ebola'dan daha riskli"

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, konuk olduğu bir televizyonda canlı yayında Ebola ve Mers ile ilgili soruları cevapladı.
"Mers Ebola'dan daha riskli"

Gümüş'ün açıklamalarından satır başları: Önce güncel bir bilgi vereyim Ebola ve Mers virüsü ile ilgili. Ebola ilk kez 1976'da Kongo'da ortaya çıkan viral bir hastalık. Daha sonra Afrika'da yer buluyor. Buradan da dünyaya yayılma patenti gösteriyor. Tabi iyi bir tedbir imkanlarıyla engellenebilen bir durumdur. Bütün enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi iyi bir koruma aldığınız zaman bu hastalığın yayılması durdurulabilir. Tabi ki vahşi hayvanlardan insanlara bulaşması söz konusu. Afrika'da şempanze goril gibi hayvanlardan insanlara bulaşma ile meydana gelen bir hastalıktır. Su gıda ve havayoluyla bulaş yoktur. Su içtim bulaştı yoktur. Tamamen deri teması, kan ürünlerinin teması bu takım sıvıların enfekte sıvıların deriyle temasıyla vücuda geçen hastalıktır. Ben havayı soludum da hasta oldum gibi bir durum yoktur.

EBOLA İÇİN İÇİN KULUÇKA SÜRESİ 15 GÜN

Kuluçka süresi 15 gün. 15 gün içinde virüs yer ediniyor. Üç haftalık periyot sonrasında hasta oluyor kişiler. Bu izlem noktasında bulgular da önem arz ediyor. Yüksek ateş, karın ağrısı bulantı kusma ishal olabiliyor bu hastalar. İç kanama yapıyor bu hastalık. Hastalarımızı bu tip hastaların yakın takibi gerekiyor. En çok görülen ülkeler Gine, Sierra Leona gibi Afrika ülkeleridir. Bu ülkeler dikkate alınarak bakanlığımız THY ile koordineli çalışıyor. Afrika'dan bu ülkelerden transferler Nijerya üzerinden İstanbul'a geliyor.

Uçak içerisinde bilgilendirme yapılıyor. Bu bulgulara haiz olanlar soruluyor. Bulaş şüphesi olanlar için, İngilizce ve Fransızca broşür de var.

UÇAKTA YOLCU İZOLE EDİLİYOR

Bu yolcuyu izole ediyoruz arka bölüme alıyoruz. Kule ile temas kurarak pilotlar bize bildiriyorlar. Bizim ekiplerimiz bu yolcuyu değerlendiriyor. Daha inmeden izole bir şekilde 112 sağlık hizmetleri birimimiz tarafından ilgili referans hastanelere alınıyor. Şu an 36 ilde 45 referans hastane oluşturulmuştur. Bu konu ile ilgili eğitilmiş ve bu hastaları takip edecek duruma getirilmiş, mekanlarıyla izole odalarıyla hazırlıklarımız yapılmıştır.

Termal kameralarımız var, henüz devreye sokmadık, gerekirse devreye sokarız. Gelen yolcu ateşi olmasa bile 3 haftalık periyot olduğu için yakın takip ile izliyoruz. Ülkemizde 28 olgu, ebola virüs şüphesiyle takibe alınmıştır. 12 tanesi sıtma olarak değerlendirilmiştir. Hiçbir olguya Türkiye sınırlarımızda ebola tanısı konmamıştır.

Dünyada şu an 10 bin 141 Ebola tanısı konan hasta vardır. Bunun 4 bin 900'ü kaybedilmiştir. Yüzde ellisi kaybedilmektedir, ciddiyeti olan bir hastalıktır. Bu takipleri devam ettirdiğimiz süre içerisinde de iyi bir sınırlama yapmamız mümkün.

"VİRÜSLER MUTASYONA UĞRAYIP KENDİNİ YENİLİYOR"

Yeni mutasyonlar, virüsler kendilerini yenileyebiliyorlar. Bu mücadele devam edecektir. Vebalardan koleradan başlayarak gelen salgınların önü her zaman açıktır.

Mers ile ilgili birkaç cümle söyleyeyim. 2012 yılında Suudi Arabistan'da görülmüştür. Mers bir akciğer enfeksiyonu hastalığıdır. Zatüre dediğimiz hastalığın ileri formudur. Öksürük ileri ateş ile seyreder. Solunum açlığıyla devam eden bir hastalık. Burada da suçlananlar develer ve yarasalardır. Bu bakımdan da kaynak olarak değerlendiriliyor. Biz bütün hastalıklarda olduğu gibi bilim kurullarımızla hareket ediyoruz. Bu tedbirleri de bilim kurullarıyla, bilim adamlarımızla beraber alıyoruz.

"MERS VİRÜSÜNE KARŞI DİYANETLE BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ"

Mers virüsü konusunda Diyanet ile birlikte çalışıyoruz. Hac ve umreye giden vatandaşlarımız bilgilendiriliyorlar. Oradan dönenleri de bilgilendiriyoruz. Burada da şimdiye kadar 2012 yılından bu yana sağlık bakanlığı olarak 1010 numune aldık. Bunların 932'si negatif gelmiştir, sadece bir vakamız ülkemizde pozitif gelmiştir. O da Hatay'da vefat eden Suudi Arabistan'da çalışan işçimizdir. Dünyada da 883 kişide şu anda Mers virüsü görülmüştür. Bunların da 319'u vefat etmiştir. Ebola'da ölüm yüzde 50'si Mers'te yüzde 30 civarıdır.

Sağlık Bakanlığı, bu mücadeleyi yapacaktır. Ama burada kritik noktalardan bir tanesi halkımızın sağlık personelimizin bilinçlenmesi lazım. Bu eğitimler devam ediyor. Tabi ki bizim acillerimize hastanelerimize başvuru gündemde olduğu için, bunların büyük çoğunluğu gribal enfeksiyon olarak değerlendiriliyor.

"SARI TOZLAR İÇİNDE BİYOLOJİK SİLAH BULUNMADI"

En son sarı toz hakkında da birkaç cümle söyleyelim. 24 Ekim'de İstanbul'da Kanada ABD Belçika büyükelçiliklerine posta ile gönderilen şüpheli toz materyaller laboratuvarlarda değerlendirilmiştir. Bunun içinde biyolojik silah tabirini kullanacağımız herhangi bir ajan bulunmamıştır. Veba şarbon gibi bir takım toksinler kullanılıyor, çok tehlikeli toksinler. Bu materyallerin hiçbirinde böyle bir toksin görmedik.

"TEBEŞİR TOZU ÇIKTI"

Dün gece itibariyle de kimyasal bir toksin de saptamadık. Hem biyolojik anlamda hemde kimyasal anlamda bir toksine rastlanmamıştır.

En son dün itibariyle gözetim altındaki bu maddeye maruz kalan kişileri tutuyorduk, bunları taburcu ettik. Bugün itibariyle 6 vatandaş şu anda gözetim altındalar. Muhtemelen bugün onlar da taburcu edilir. Yapılan çalışmada tebeşir tozu olduğu bize rapor edilmiştir.

"ŞEHİR HASTANELERİYLE HASTANELER YENİLENECEK"

Ülkemizde şehir hastaneleri konseptiyle illerimizdeki hastaneler yenilenecektir. Büyükşehirlerimizde büyük merkezler oluşturuluyor. Bunlar inşaat sürelerine başladılar. Bütün eski 50 yılın üstündeki bütün hastaneler yenileniyor. Biz sağlığı tüketiyoruz. Aynı zamanda üretmek istiyoruz. Büyük oranda ilaçlarımızın büyük kısmını ulusal hale getirmemiz gerekiyor. Aşılarımızı da ulusal anlamda büyük çoğunluğunu yapmamız gerekiyor. Büyük bedellerle döviz harcayarak cari açığı artırarak bunu yapıyoruz. Bundan sonraki hedeflerimizde bunlar var. biz plazma fraksiyonu, kan ürünlerimizi kendimiz üretmemiz lazım. Yani biz harcadığımız meblağı sağlıkta nasıl ülkeye kazandırabiliriz bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde sağlığı büyük kısmını kendi üreten, uluslararası firmalarla Türk firmalarını birleştirerek, bu sistemi geliştirerek milletimize de en uygun modern sağlık hizmetini sunmak için de gayretimiz devam edecektir.

MERS'İN RİSKİ EBOLA'YA GÖRE DAHA YÜKSEK

Hem Ankara'da hem İstanbul'da şehir hastanelerimizle beraber ülkemizin yüz yıl sağlığı planlanıyor. Yüz yıl hastaneye yapmayalım, yatırımlarımızı artıralım, yolumuza devam edelim istiyoruz.

Ebola'nın 40 sene geçmişi var. Mers'in riski Ebola'ya göre daha yüksek. Hacı adaylarımız, Umre'ye gidenler bilgilendiriliyorlar. Yüksek ateş başladığında, referans hastanelerimize, aile hekimlerine de başvurabilirler. Bunlar hastalarımızı 15 gün inceliyorlar. Bu organizasyon aile hekimliği üzerinden yapılıyor şu anda.

YABANCI ÖĞRENCİLER

YÖK ile beraber Türkiye'de öğrenim gören Afrika'lı öğrenciler, oraya giriş çıkış yapan öğrencileri değerlendiriyoruz. İş adamlarımız iş için giden havaalanlarından çıkışlarında bilgilendiriliyorlar. Oraya girip de çıkan hem havayolu hem deniz yoluyla gelenlerin hepsi değerlendiriliyor.

Uçuş sadece Nijerya üzerinden İstanbul'a var. Diğer havayollarının Türkiye uçuşu yok. Bütün vatandaşlar Nijerya üzerinden gelmek zorunda. Deniz yoluyla gelebilir, ama zaten taranıyorlar. Türkiye'de Ebola tanısı konmuş hasta yok. İspanya'da bir tane, ABD'de dört hasta var. Türkiye'de yok.

Diyanet İşleri Başkanlığımız hem deve hem keçiyle ilgili hacı adaylarımıza bilgilendirme yapıyor. Bize gelen bilgi deve sütünün olmadığı. Ama lokal anlamda içiliyor içmiyorlar, öyle bir sıkıntı gelmedi.