MHP'nin 12. Olağan Büyük Kurultayı

Genel Başkan Bahçeli: (1)"Ederi 1 dolar olan şerefsizlere verilecek ne bir karış toprağımız ne de bir tek insanımız vardır"-"12. Olağan Büyük Kurultayımıza gelesiye kadar ne kadar kepazelik, ihanet, skandal, travma varsa maruz kaldık. Hamdolsun hepsinden
MHP'nin 12. Olağan Büyük Kurultayı

ANKARA (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Ederi 1 dolar olan şerefsizlere verilecek ne bir karış toprağımız ne de bir tek insanımız vardır." dedi.

Bahçeli, Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 12. Olağan Büyük Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, sözlerine, "Milliyetçi-Ülkücü hareket bugün başkent Ankara’ya sığmayıp taşıyor. Art niyetli şekilde 'neredesiniz?' diye soranlara (gümbür gümbür işte buradayız)" diyerek başladı.

Bahçeli, şöyle devam etti:

"Duruşumuz Türkiye’dir, duruşumuz Türklüktür, duruşumuz Müslüman Türk milletinin ta kendisidir. Bizim için vefa, sadece bir semtin, bir ferdin ismi değildir. Bizim için vefa durum ve şartlara göre azalıp artan, gerilim ve gelişmeler karşısında yanıp sönen gelip geçici bir tutum, bir tavır da değildir. Vefası olmayanın milli ve manevi değerlere vedası katidir, kesindir. Vefası olmayan kaypaktır, kaçaktır, korkaktır, manen kayıptır."

1 Kasım 2015 tarihinden hemen sonra yaşanmadık rezalet kalmadığını, 10 Ocak 2016’da "12. Olağan Büyük Kurultayımızın tarihi 18 Mart 2018" dediklerini anımsatan Bahçeli, "Sabırla, akılla, cesaretle, dirayetle iki yılı aşan bir süreyi geride bırakıp 18 Mart 2018’e geldik mi? Geldik. Sözümüzü milim ödün vermeden tuttuk mu, tuttuk." ifadesini kullandı.

Kurultay bezirganlarından, sırtlarındaki kamburlardan, içlerindeki safralardan kurtulduklarını belirten Bahçeli, 12. Olağan Büyük Kurultaya gelesiye kadar ne kadar kepazelik, ihanet, skandal, travma varsa maruz kaldıklarını bildirdi.

Bahçeli, "Hamd olsun hepsinden alnımızın akıyla çıktık, oyunları tümden bozduk. Unutmayınız, bir kere satan yine satar. Vefasızlık imansızlıktır, ihanete iltifat ve ihtiramdır. Bir kere ihanetle bin kere ihanet arasında hiçbir fark yoktur. Kulu kandıranlar, Allah’ı nasıl kandıracaklar?" diye sordu.

-"Bizim ülkülerimizin fiyatı yoktur"

Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bozuk para cep deler, bozuk insan kalp deler, bozgun kafilesi ise sonunda elenip, silinip layık olduğu çöplüğe gider ve de gitmiştir. MHP, 1 Kasım 2015’ten sonra ele geçirilmek istendi. Çünkü Türkiye’nin işgal planında sosyal ve siyasal dayanak arandı. MHP, yıkılmak, temellerinden, öz değerlerinden koparılmak istendi. Çünkü büyük resme baktığımızda, üst akla dikkat ettiğimizde, ilişki ve irtibatları yorumladığımızda ülkemiz ve bölgemizde vahşi bir kaos planlanmıştı. Milletin son kalesi teslim olsaydı, milli direnç düşecek, milliyetçi direniş inişe geçecek, 15 Temmuz hain FETÖ darbesi Allah muhafaza belki de gerçekleşmiş olacaktı. Amaç buydu, hesap buydu, proje böyleydi.

7 Haziran 2015’ten sonra FETÖ planı tutmayınca Anadolu’nun doğrudan işgal planı devreye alınmıştı. MHP, başını CHP’nin çektiği PKK, FETÖ karışımı ve haçlı tembihli iktidar oluşumunu reddetmesi bütün hesapları bozmuş, bütün planları tarumar etmişti. CHP’nin Çin malı başbakanlık teklifini kabul etmiş olsaydık, HDP’yi yanımıza yöremize kazara alıp FETÖ’nün tuzağına düşseydik, bilinsin ki Türkiye iç savaşa sürüklenecek, bekamız hepten, tümden çökecek, çürüyecekti. Düşman evin içine girecek, kaleyi içten yıkacaktı. Bunu yapamazdık, böyle bir vebale ortak olamazdık, nitekim Allah’a çok şükür ki olmadık.

Milletin vermediği başbakanlık görevini başka kapılarda dilenerek arayamaz, alamaz, buna tenezzül dahi etmez, edemezdik. Bizim ülkülerimizin fiyatı yoktur. Bizim davamızın bedeli yoktur. Bizim inançlarımızın takası, telafisi, tehiri, ikamesi de asla görülmemiş, görülemeyecektir. Ederi bir dolar olan şerefsizlere verilecek ne bir karış toprağımız ne de bir tek insanımız vardır. Ülkücü olmak zordur, ülkücü kalmak daha da zordur. Ülkücü geçinenlerle, ülkücülükten geçinenlerin, bunlara fikren ve fiilen ortam açanların fitne ve fesatlarına karşı mücadele azmimiz biliniz ki pek çoktur, pek fazladır."

-"Beka düzeyindeki tehditler artıyor"

Bahçeli, Türkiye'nin, 15 Temmuz 2016’da tarihin en şiddetli işgal ve ihanet teşebbüslerinden birisine maruz kaldığını belirtti. Bahçeli, hem MHP'nin, hem de partisiyle birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın küresel kuşatmaya alındığını vurguladı.

Devlet Bahçeli, "Bu husumet ve ihanet kuşatmasına tesir düzeyi yüksek ilk vuruş 15 Temmuz gecesi bizzat Türk milleti tarafından gerçekleştirilmiştir. İkinci vuruş, 24 Ağustos 2016 tarihinde başlayan Fırat Kalkanı Harekatı, üçüncüsü de 20 Ocak 2018’de Afrin’i kapsamına alan Zeytin Dalı Harekatı’dır. Tehlike geçti mi? Hayır. Saldırılar azaldı mı? Asla. Beka düzeyindeki tehditler artıp, yaygınlaşıyorken sorumluluktan kaçamazdık, duruşumuzu bozamazdık, işbirliği ve uzlaşmaya kulak tıkayamazdık." ifadesini kullandı.

7 Ağustos Yenikapı ruhuna bağlılık gösterdiklerini, bunun gereği neyse titizlikle onu yaptıklarının altını çizen Bahçeli, millet için uzlaştıklarını, devlet için özveride bulunduklarını, Türklüğün bekası için taşın altına ellerini koyduklarını belirtti.

AK Parti ile milli zaruret ve mecburiyetleri değerlendirip milli bekanın muhatap kaldığı yüksek riskleri göğüslemek amacıyla yeni bir hükümet sistemi üzerinde anlaştıklarını anımsatan Bahçeli, "Anayasa değişikliği ekseninde mutabakata vardık. 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü milattı.
Hiçbir şey bu tarihten öncesi gibi olamayacaktı. Siyasi hedef ve hesaplar gözden geçirilmeliydi. Cumhuriyet’in 93. yıl dönümünde, Milli Mücadele’nin bütün miras ve emanetlerini kaybetmenin sınırına gelmiştik." dedi.

-"Cumhur İttifakı, Cumhuriyet’in iradesidir"

Bahçeli, "az kalsın istiklalin elden gideceğine, neredeyse milli iradenin ateşe verileceğine" dikkati çekerek, şu görüşlere yer verdi:

"Çok boyutlu, birbiriyle geniş bağ ve bağlantılı derin komplo 15 Temmuz’da son darbeyi indirmek üzereyken Türk milleti inisiyatifi ele aldı, FETÖ’cü alçakları kaçtıkları yere kadar kovaladı.

Dış bağlantılı 15 Temmuz hain FETÖ darbe denemesi, bütün taşları yerinden oynattı, Türkiye’nin bekası ve geleceği bakımından tarihi dönüm noktası oldu. Milletlerin ve devletlerin hayatında, kritik dönemlerden geçilmesi, tarihi yol ayrımlarına gelinmesi mukadderdir. Siyasette, milli zorunluluklar, zorlayıcı sebepler ve şartlar, kritik kararlar alınmasını, köklü değişikliklere gidilmesini gerektirmektedir. İşte bu gelişmelerin ışığında, 16 Nisan 2017 halk oylamasında aziz milletimiz cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini onayladı, kabul ve tescil etti."

Osmanlı İmparatorluğu’nun varisi olan Türkiye’nin 1923’te kuruluşuyla Cumhuriyet tarihinin ilk evresinin tamamlandığına işaret eden Bahçeli, bundan sonra Türk siyasi hayatının ikinci önemli evresine, 1946’da tek parti sisteminden çok partili demokratik hayata intikalle geçildiğini belirtti.

Bahçeli, şunları kaydetti:

"Türk milliyetçilerinin bu kritik kavşak noktasında da belirleyici olduğu, demokrasi mücadelesinin ön saflarında yer aldığı yalın bir gerçektir. Cumhuriyet tarihimizin üçüncü evresi, 2017’de tarihi nitelikli değişiklikle Parlamenter Sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiştir. Yeni hükümet sisteminin mimarı bizzat Türk milletidir. Yeni hükümet sistemi husumet ve hıyanete karşı güvencedir, güvenlik kilididir, milli bekanın sigortası, güvenli siperidir. Cumhur ittifakı, Cumhuriyet’in iradesidir.
Cumhur ittifakı, Türk milletinin tarihi uzlaşmasıdır. Cumhur ittifakı, istiklal ve istikbalimizin teminatıdır.

CHP, İP, HDP, PKK, FETÖ, PYD, YPG, İŞİD, DHKP-C ve küresel cinayet şebekesinden müteşekkil ihtilaf ve ihanet bloku cumhurun karşısında tel tel dağılacak, kaybetmekten başka seçeneği olmayacaktır."

(Sürecek)

Kaynak: