'Millet sokakta canını ortaya koydu, yeniden bir İstiklal Savaşı verdi'

FETÖ darbe girişimi sırasında Boğaziçi Köprüsü'nde dizinden vurulan Çiftçi, "Millet sokakta canını ortaya koydu, yeniden bir İstiklal Savaşı verdi, elhamdülillah kazandı." dedi.
'Millet sokakta canını ortaya koydu, yeniden bir İstiklal Savaşı verdi'

Marmara Üniversitesi (MÜ) Orta Doğu ve İslam Ülkeleri Araştırma Enstitüsü Yüksek Lisans öğrencisi Yusuf Çiftçi, FETÖ'nün darbe girişimini gerçekleştirdiği 15 Temmuz gecesi darbeyi önlemek ve yaralılara yardım etmek için gittiği Boğaziçi Köprüsü'nde, askerlerin ateş etmesiyle diz kapağından yaralandıktan sonra ameliyat edilip bacağına platin takıldığını anlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın özgür olduğunu öğrendikten sonra çocuklarıyla helalleşerek evden çıktığını aktaran Çiftçi, "Çünkü başımıza ne geleceğini bilmiyorduk ama böyle bir netice de beklemiyorduk." dedi.

İlk olarak Erdoğan'ın ikametine gittiklerini, orada vatandaşlarla birlikte belediye ekipleri ve polisin olduğunu gördüğünü, daha sonra 5 arkadaşla birlikte köprüye yöneldiklerini aktaran Çiftçi, bir arkadaşının eşinin hamile olduğunu ve doğumuna az kaldığını, kendisini çağırmalarına rağmen geri dönmediğini, her şeyi göze aldıklarını belirterek, Beylerbeyi'ne indiklerini dile getirdi.

Yusuf Çiftçi, şunları kaydetti:

"Arkadaşlara 'yürüyelim' dedim ve slogan atarak, tekbir getirerek yürümeye başladık. O sırada köprüdeki askerler havaya ateş etmeye başladı. 'Üzerimize ateş ederler mi?' diye tereddüt eden arkadaşlar oldu. Ben de 'etmeyeceklerini düşünüyorum' dedim. 'Vatandaşa Türk askeri ateş etmez, tarih yazmamıştır' dedim ve arkadaşlarımla kol kola girip, birlikte köprüye çıktık. Biz köprüye çıkınca Altunizade'den de bir grup geldi. Gişelerin biraz ilerisinde bekliyordu askerler. Gişeleri geçtik, ateş seslerinin altında yürüyoruz ama havaya ateş ediyorlar. Sonra bir anda çevremde herkesin yere düştüğünü gördüm. İnsanların kimisi bacağından, kimisi karnından vurulmuş. Bir polis memuru vardı kır saçlı, o da belinden vurulmuştu. Onun sırtına tampon yaptıktan sonra bir arabaya koyduk ve hastaneye gönderdik. Bir kişi de bacağından vurulmuştu, onu da hemen omzuma alıp geriye doğru götürdüm, oradaki vatandaşların yanında bıraktım ve kemerini çözerek turnike yaptıktan sonra hastaneye gönderdik. Bu arada ben gidinceye kadar vatandaşların bir kısmı tekrar gişeyi geçip, askerlerin üstüne gitme teşebbüsünde bulundu ve bir daha ateş edildi. Yine insanlar yaralandı ve yerlerde yatıyorlardı, kime yardım edeceğimi şaşırdım."

"Siz bizim askerimizsiniz"

Askerlerin başında bulunan komutanın gözü dönmüş vaziyette, tabancasını çektiğini ve havaya ateş ettiğini, mermisi bitince de bir askerin elindeki G3 tüfeğini aldığını dile getiren Çiftçi, " 'Dur, asker yerde yatıyor, şoför aracı kullanırken öndeki araca çarpınca yaralanmış, ver onu hastaneye gönderelim, siz bizim askerimizsiniz. Ben de askerlik yaptım' dedim. Askeri aldık, vatandaşlar onu götürdüler, otobüsün önünden ayrılmadık." dedi.

Askerlerin başında bulunan iki rütbeliden birisinin bağırıp çağırdığını, diğerinin sakin olduğunu belirten Çiftçi, şöyle devam etti:

"G3 tüfeğini aldı kafama doğrulttu. Tam ateş edeceği sırada bir vatandaş namlusunu kaldırdı ve vurulmaktan kurtuldum. Yoksa kafama sıkacaktı, o kadar gözü dönmüştü. Sonra havaya ateş ederek, üzerimize doğru bir yarma hareketi yaptılar. O sıra bizi geçtiler. Tabii bazı vatandaşlarla birlikte askerlerin üzerine atladık, sarıldık, 'gitmeyin, etmeyin' dedik. Dakikalarca yalvardık. Çocukların bir kısmı 'tamam' dedi. Onları polislere teslim ettik. Açıkça söylemek gerekirse biz de orada aldığımız silahları kullanmayı düşünmedik değil onlara karşı ama böyle bir çatışmanın çok daha vahim sonuçları olurdu. Polis de ondan dolayı ateş açmıyordu. Tek bir silah onları daha da vahşileştirecekti. Sükunetli davranmaya çalıştık. Kuleli'den gelen ekip diğerlerinin yanına takviyeye yetişince önceden gişeleri geçenlere ateş ederken bu sefer herkese ateş etmeye başladılar. Biz gişelerin yaklaşık 50 metre gerisindeydik. Orada birisinin yaralandığını gördüm, ben de çekicinin arkasındayım. O da bir panzerin arkasında. Elimde de onların otobüsünden ilk yardım çantası çıkarmıştı bir arkadaş, attı bana yaralılara kullanmam için. Hemen birini onun kucağına attım. Onu atarken biraz ileri gittim, geriye gelirken bir iki mermi sağımdan solumdan geçti. Tam çekicinin arkasında geçerken acıyla yere düştüm, dizimden vuruldum. Kasten vurduklarını düşünüyorum. Çünkü ileriye uzandığımda birden ateş başladı."

"Yeniden bir İstiklal Savaşı verdi"

Can havliyle kendini yere atıp acıyla "Vuruldum" diye bağırdığını, vatandaşların kendisini ambulansa koyduğunu ifade eden Çiftçi, bayılmadan önce kemerini çıkarıp bacağına turnike yapmaya çalıştığını, ilk müdahalenin ardından Acıbadem Hastanesinde ameliyat edilerek, bacağına platin takıldığını söyledi.

Darbeye karşı vatandaşların ortaya koyduğu mücadeleyi anlatırken duygulanan ve gözyaşlarına hakim olamayan Çiftçi, "Elhamdülillah bu memleketi eleştirenler çok oluyor, onlar konuşuyor, sosyal medyada yazıyor ama bu millet sokakta canını ortaya koydu, yeniden bir İstiklal Savaşı verdi, elhamdülillah kazandı." dedi.

"Ağlamamın sebebi kesinlikle üzüldüğümden değil. Bu milletin iman gücüdür. Kendini dindar zanneden ama bir insana kul olmuş, ona tapan farkında olmayan, beyni yıkanmış haşhaşiler karşısında, bu insanlar durdular" diyen Çiftçi, şöyle devam etti:

"Biz oraya çıktığımızda Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan veya AK Parti ya da herhangi bir siyasi partinin görüşünü savunmak için çıkmadık. Biz biliyorduk ki bu alçaklar, vatanımızı mahvedecekler. Fetullah Gülen'e söyleyecek bir sıfat bulamıyorum. Bunun Müslüman olduğunu düşünen ve peşinden gidenler var. Allah onları ıslah etsin. Islah olmuyorlarsa da kahretsin. Bu dünyada da öbür dünyada da iki elim yakalarında. Allah'ın izniyle 6 ay, 1 senede tekrar ayağa kalkacağım ve tekrar onların karşısına dikileceğim. Meydanlardaki kardeşlerimi yalnız bırakmayacağım."