"Milletin özgüvenini zirveye çıkardık"

Başbakan Davutoğlu, yurt dışında bu ülkenin el pençe divan duran başbakanlar gördüğünü belirterek, "Bizimle birlikte bu aziz millet özgüveni yaşadı, özgüveni zirveye çıkardık" dedi.
"Milletin özgüvenini zirveye çıkardık"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bizden önce gerek siyasette, gerek hayatın diğer alanlarında, yurdumuzun dışına çıktığında boynu eğik duranlar vardı. El pençe divan duran başbakanlar gördü bu ülke. Bizimle birlikte bu aziz millet özgüveni yaşadı, özgüveni zirveye çıkardık. Ve dünya aleme gösterdik ki bu milleti temsil edenler, hiçbir yerde başlarını eğmezler, hiçbir güç karşısında eğilmezler" dedi. 

Davutoğlu, Talas Raylı Sistem Hattı ve yeni hal kompleksinin açılışı dolayısıyla Talas ilçesinin Kiçiköy Mahallesi'nde oluşturulan alanda yaptığı konuşmaya, "Anadolu'nun, irfanın, hikmetin, mimarinin, edebiyatın zirve şehri" diye tanımladığı Kayseri'yi ve Kayserilileri selamlayarak ve Hicri yılbaşını kutlayarak başladı. 

Vatandaşlara, "Niye AK Parti Kayseri'de en büyük desteği buluyor biliyor musunuz?" diye sorup "Çünkü, Kayserilinin karakteri ile AK Parti'nin felsefesi arasında tam bir uyum var" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Şimdi birisi, 'bir Kayserili nasıl bir şahsiyettir?' dese, biraz önce zikrettiğim zirve şahsiyetlerle değil, sıradan bir Kayserili'yi de düşünsek, herkesin üzerinde anlaşacağı, bütün dünyanın kabul edeceği bazı özellikleri vardır, Kayserililer'in. Bir; Kayserili özgüven sahibidir. Hiçbirşeyden yılmaz. İki; Kayserili iddialıdır, az şeyle vasatla tatmin olmaz. Üç; vizyon sahibidir, limon satmaya çocukken gönderin, zihninde limon fabrikası kurmak vardır. Türkiye'de yetmez, dünyada limonun zirve ismi olmak vardır. Eline kalem verin, 'bunu satın' deyin, bütün kalem fabrikalarını yeniden inşa etmeyi düşünür. Kayserili azla yetinmez, iddiasız olmaz. Onun için bugün birçok büyük Kayseri'den çıkmış işadamı böyle bir vizyonla dünyaya meydan okuyor." 

Kayserililer'in hayırsever olduğuna işaret eden Davutoğlu, Erciyes Üniversitesi'nde gezerken gurur verici bir tabloya şahit olduğunu aktardı. 

Hemen hemen her binanın, fakültenin üzerinde bir hayırseverin ismini gördüğünü ve gururlandığını bildiren Davutoğlu, hayırseverlere teşekkür etti. 

Davutoğlu, "Erciyes Üniversitesi'nde gördüklerim, yapılan hizmetler, vizyonlar şunu ortaya koyuyor; Kayserili ister ilim yapsın, ister iş dünyasında olsun, ister siyasette olsun el ele verir ve her şeyi birlikte yaparlar" dedi.

Üniversitede bugün protokollerini imzaladıkları çok sayıdaki yatırımın da işadamları ve hayırseverlerin katkısı ile yapıldığını ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Kayserili çalışkandır, taştan ekmeğini, suyunu çıkarır. Şimdi bunların AK Parti felsefesiyle, iktidar anlayışımızla, siyaset anlayışımızla alakasına gelelim. Nasıl Kayserili özgüvenlidir, AK Parti'nin siyasetinde de en temel değer özgüvendir. Kendine güvenemeyen bir milletin dünyaya söyleyecek sözü yoktur. Bizden önce gerek siyasette, gerek hayatın diğer alanlarında, yurdumuzun dışına çıktığında boynu eğik duranlar vardı. El pençe divan duran başbakanlar gördü bu ülke. Bizimle birlikte bu aziz millet özgüveni yaşadı, özgüveni zirveye çıkardık. Ve dünya aleme gösterdik ki bu milleti temsil edenler, hiçbir yerde başlarını eğmezler, hiçbir güç karşısında eğilmezler. İşte 2013 yılında Gezi olaylarıyla, 17 Aralık komplosuyla, son olarak da Kobani bahanesiyle şehirlerimizi talan etmeye çalışanlar da hep bu özgüveni hedef edindiler. Bu özgüvene saldırdılar. Kayserililer, biz bunlara pabuç bırakır mıyız? Biz özgüvenimizi hedef edenlere karşı gür bir sesle her zaman özgüvenimizi haykırır mıyız?" 

"İki siyasi anlayış gittikçe berraklaşıyor"

Türkiye'de iki siyasi anlayışın gittikçe berraklaştığını da vurgulayan Davutoğlu, "Bir siyasi anlayışın aynı Kayserililer gibi Türkiye'de de dünyada da bir iddiası var. Güçlü bir iddiası var, bu ülkeyi küresel güç yapma iddiası var. Diğerlerinin ise sadece eleştiri, sadece hakaret, sadece iftiraya dayalı yaklaşımları var" dedi.

 Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Nasıl bir Kayserili daha küçük yaşlarda, en basit bir işi yapıyor olsa bile, o işi zirveye ulaştırma iddiası taşımışsa biz de attığımız her siyasi, ekonomik, sosyal tohumu bir ulu çınar haline getirme iddiamız var. Onun için bir vizyon taşıyoruz, onun için bir vizyonun sözcülüğünü yapıyoruz. Bu vizyon da Enerji Bakanımız aranızdan çıkan çok değerli dava arkadaşımız, onun için vizyon, dünyadaki büyük tüm enerji hatlarının Türkiye'den geçmesi vizyonudur. Bakü-Tiflis-Kars'ın, Bakü-Tiflis-Erzurum'un, Kerkük-Yumurtalık'ın, TANAP'ın ve bütün büyük enerji projelerinin bu ülkeden geçme vizyonudur. Ulaştırma Bakanımız burada, onun vizyonu, ülkemizin her yerini duble yollarla, hızlı trenlerle, en iyi şartlarda havaalanlarıyla donatma vizyonudur. Bütün Asya'ya Avrupa'ya, Akdeniz'i Karadeniz'e ve bütün kıtıları bir birine bağlayan yolların Türkiye'den geçme vizyonudur. Hangi alanı alırsanız alın, tarımda bizim vizyonumuz var, dünyanın yedinci büyük tarım ülkesiyiz. Turizmde vizyonumuz var, dünyanın altıncı, yedinci büyük turizm ülkesiyiz. İşte aynı Kayserililerin vizyonu gibi. Nasıl Kayserililer girdikleri her işte en iyi, başarılı olmayan ahdederek girmişlerdir, biz de girdiğimiz her işte en iyi olmaya, Türkiye'yi her yerde birinci ligde temsil etmeye, en üst ülkeler kategorisinde temsil etmeye azmederek yola çıkıyoruz. Onlar ise tuzak kuruyorlar, bu ülkenin huzuruna, istikrarına darbe vurmaya çalışıyorlar."

Gezi olaylarıyla ve 17 Aralık'la bunu başaramadıklarını dile getiren Davutoğlu, "Çünkü bütün Türkiye gibi Kayserililer de bütün milletimiz de 30 Mart'ta çok gür bir sesle, 'Artık bu topraklarda, sadece bu toprakların çocuklarının sözü geçer' diye haykırdı" diye konuştu.  

Uluslararası basın ve uluslararası çevrelerin bütün güçleriyle kendilerine yüklendiğini anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"İstedikleri şey basitti; Türkiye gibi dünyanın bütün mazlumlarına sahip çıkan Türkiye ayakta kalmasın. Tekrar iç mücadelelerin, iç kavgaların esiri olsun. Ayağındaki prangalardan kurtulmasın. Çünkü burada Kayserilinin dördüncü vasfı devreye giriyor. Nasıl Kayserililer için hayırseverlik önemliyse, Türkiye Cumhuriyeti devletini idare eden bizler için de Kayseri'den, Anadolu topraklarından bu feyzi almış olan bizler için de dünyanın neresinde olursa olsun yetimlere, mazlumlara sahip çıkmak, her yerde hayır işlemek ahlaki ve siyasi bir borçtur. Kim ne yaparsa yapsın, bunu terk etmeyeceğiz. Kim ne dersin bu yoldan ayrılmayacağız."

"Türkiye'ye yakışan bu"

Davutoğlu, Türkiye'nin yetimlere, mazlumlara ve gariplere ensarlık görevi yapması gerektiğinde bir an tereddüt etmediğini ve dünyanın her bir köşesinden gelenleri bağrına bastığını, aşını, odasını ve evini paylaştığını dile getirdi. Bu yöndeki gayretleri nedeniyle bütün millete şükran borçlu olduklarını ifade eden Davutoğlu, Türkiye'ye de yakışanın bu olduğunu söyledi.

Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Allah bu milleti kimseye muhtaç ve mahcup eylemesin. Eğer birileri herhangi bir şekilde bizim yardımımıza muhtaçlık hissederse onlara yardım etme gücünü bize versin. Kılıçdaroğlu gibi '1,5 milyon Suriyeli'ye bu toprakları açmak, Türkiye'yi açmak ihanettir' deme zilletine bizi hiçbir zaman düşürmesin. Zalimlere karşı her zaman mazlumların yanında olma şerefini bize nasip eylesin. Yaklaşan aşure gününde, 10 Muharrem'de, Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilmesinin anıldığı bu günlerde bütün dünya bilsin ki Türkiye ve aziz milletimiz her zaman zalimlere karşı mazlumların yanında olacak, mazlumların emanetini gelecek nesillere bir kutsal, tarihi emanet olarak devredecek. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."

Afyonkarahisar'daki trafik kazası

Başbakan Davutoğlu, bugünün Hicri Yılbaşı olduğunu anımsatarak, böyle bir günde acı haber aldıklarını belirtti. Isparta'dan Eskişehir'e giden bir otobüsün Afyonkarahisar'da kaza yaptığını, kazada 8 vatandaşın vefat ettiğini, 25 kişinin de yaralandığını bildiren Davutoğlu, vefat edenlere rahmet, ailelerine sabır temennisinde bulundu.

"Türkiye ile birlikte şehirler de yükselecek"

Bu ülkenin yükselişini hiç kimsenin engelleyemeyeceğini vurgulayan Davutoğlu, Türkiye ile birlikte şehirlerin de yükseleceğini ifade etti. Kayseri'de 34 kilometre uzunluğunda, 55 istasyonu olan ve 500 kişinin istihdam edileceği Talas Raylı Sistemini bugün hizmete açtıklarını belirten Davutoğlu, ayrıca 118 dükkanın bulunacağı, bin kişinin istihdam edileceği Kayseri Meyve Sebze Hali Kompleksi'nin açılışını yaptıklarını söyledi. 

Hızlı trenin Kayseri'ye ulaşmasını takip edeceğini anlatan Davutoğlu, "İnşallah önümüzdeki yıl içinde hepinizin heyecanla beklediği Yerköy-Kayseri Hızlı Tren Hattı için kazmayı vuracağız. Kayseri'nin hasretle hızlı trenin beklentisi içinde olduğunu biliyoruz" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Yine Antalya'dan gelip, belki de Türkiye'nin en önemli turizm koridorunu oluşturacak olan Antalya-Konya-Aksaray-Nevşehir-Kayseri Hızlı Tren Hattının da proje aşaması bitirilecek ve inşallah önümüzdeki yıl ilk kazmayı orada da vurmaya çalışacağız. Böylece Antalya'daki turizm havzamız Kayseri ile irtibatlanacak. Böylece Konya üzerinden Hazreti Mevlana tekrar Seyid Burhanettin Veli ile buluşmuş olacak. Kayseri-Niğde bağlantıları sağlanacak, 172 kilometrelik Boğazköprü hattının devreye sokulması için önümüzdeki dönemde gerekli talimatlar, çalışmalar yerine getirilecek. Kayseri bir ticaret şehri, Kayseri'yi aynı zamanda lojistik şehir yapmaya kararlıyız."

Kayseri'ye yönelik yatırım projelerini anlatan Davutoğlu, Adana yolu üzerindeki Boğaz Köprü Köprülü Kavşağını yıl sonuna kadar açacaklarını bildirdi. 

Davutoğlu, "Aziz Kayserililer, kim ne derse desin, kim hangi tuzaklarla bizim karşımıza tuzak kurarsa kursun, Kayserili, Anadolu insanı bizim yanımızdaysa, Erciyes bir dağ olarak bu topraklarda, gönlümüzde ve zihnimizde yerini almışsa hizmetimize kimse engel olamayacak" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, Erciyes Üniversitesinde konuştu

Davutoğlu, Erciyes Üniversitesi Ziya-Betül Eren Genom ve Kök Hücre Merkezi'nde akademisyenlere hitap etti.

Spesifik alanlara yansıtılan çalışmaların kendisini çok memnun ettiğini, özellikle aşı geliştirme ve genetikle ilgili çalışmaların kendileri için stratejik çalışmalar olduğunu belirten Davutoğlu, "Hem insanidir, sağlıkla ilgilidir ama aynı zamanda stratejiktir. Çünkü bir toplumun gelecek nesilleri daha küçük yaşlarda yapılan aşılarla öyle veya böyle etkilenebiliyorlar" ifadesini kullandı.

Sağlık Bakanlığı ziyaretini anımsatan, bakanlıkta bütün bilgileri aldıktan sonra ilgili daire başkanlarına ve ilaç sektörü temsilcilerine "Milli aşı yapabiliyor muyuz?" sorusunu yönelttiğini belirten Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bu soru hem etik bir sorudur hem de ahlaki bir sorudur hem de stratejik ve insani bir sorudur. Kendi aşısını yapamayanların, kendi silahını yapıyor olmaları çok yeterli olmayabilir. Çünkü sağlıklı bir nesli teminat altına almazsanız, o ülkenin geleceğini de teminat altına alamazsınız. Duyduklarımdan memnun oldum. Aşı geliştirmeyle yüzde 100 milli bir aşı sektörü, bilimsel tabanı oluşturacağınızı duymaktan memnun oldum. Kalkınma Bakanlığına sunduğunuz proje ne ise onun arkasındayım. O proje bizim hayati meselelerimizden biridir ve öncelikle ele alınmalıdır. Arkadaşlarımla konuşacağım mutlaka o konuda istediğiniz desteği temin edeceğiz."

"İlk baktığım dosyalardan biri akademisyenlerimizin özlük hakları"

Genç bilim insanları yetiştirme programının da çok etkileyici olduğunu vurgulayan Başbakan Davutoğlu, "Ne kadar güzel mekanlar oluşturursak oluşturalım ama bu mekanların muhtevasında okuyacak olan, insan unsurudur. O insan unsurunun iyi yetişmesi önemli. Başbakanlık görevine gelir gelmez ilk baktığım dosyalardan biri akademisyenlerimizin özlük haklarıydı. Çünkü nihayet insan unsuru en iyi beyinleri akademik hayata çekmekle kazanılabilir. Haklı olarak eğer çok idealist değilse ve bir şekilde çok bilimsel çalışma anlamında her türlü fedakarlığa hazır değilse maalesef bizim şartlarımız çok cazip olmayabiliyor" diye konuştu.

"Akademisyenlikten onur duyuyorum"

Davutoğlu, ilk baktığı dosyalardan  birinin akademisyenlerin özlük hakları olmasının, bazıları tarafından, "bir akademisyen olarak akademisyenlere biraz meslektaş özel muamelesi yaptığı" şeklinde yorumlandığını belirterek, "Hayır, akademisyenlikten onur duyuyorum. Hala kendimi ilim adamı olarak görüyorum ve hep bir kez ilim adamı olundumu mezara kadar öyledir. Hatta talebe, gerçek anlamda talebe ise hep talebedir" değerlendirmesinde bulundu.

Öğrencilik bilincinin terk edilmemesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, her an yeni şeyler öğrenen, aşk ile şevk ile büyük bir heyecanla yeni ufuklara açılan yeni öğretim üyelerinin lazım olduğunu aktardı.

Davutoğlu, bilim sitesinin de çok hoşuna gittiğine değinerek, dışarıdan öğretim üyelerinin getirilip, bilim sitesinde misafir edilip ağırlanmasının çok önemli olduğunu ve bunun beyin göçü olduğunu dile getirdi.

"Bunu Kayseri modeli' diye geliştirelim ve diğer illere de yayalım" diyen Başbakan Davutoğlu, "O bakımdan 'Kayseri modelini' ben her yerde anlatacağım. Her zaman biliyordum Kayserililerin hayır konularında ne kadar gayretli olduklarını. Özellikle üniversiteye yaptıkları gayretler, bir öğretim üyesi olarak tekrar tekrar kendilerine teşekkür etmemi gerektiren büyük bir vizyoner ve ahlaki tutumdur" ifadelerini kullandı. 

Başbakan Davutoğlu, artık en büyük payı bütçeden eğitime ayıran bir devlet ve hükümet anlayışının olduğuna dikkati çekerek, "Buradan eksik kalan unsurları hayırseverlerimiz tamamladığında işte bu 'Nurun Ala Nur' oluyor ve bereketleniyor. İnşallah bütün illerimizde bu güzel model yaygınlaşır" dedi.

''Her türlü aşıyı geliştirebileceğiz''

Rektör Prof. Fahrettin Keleştemur da konuşmasında, üniversite hakkında detaylı bilgi içeren bir sunum gerçekleştirdi. 

Erciyes Üniversitesinin yeni bir üniversite olduğunu ifade eden Keleştemur, üniversite bünyesinde çeşitli alanlarda çalışmalar yürüten araştırma merkezleri hakkında bilgi verdi.

Aşı Geliştirme Merkezi'nin Türkiye'deki önemli merkezlerden biri olduğunu belirten Keleştemur, ''Burada her türlü aşı geliştirebilme alt yapısı vardır. Aşı geliştirebilme alt yapımızla ilgili çok az bir eksiğimiz vardır. Kalkınma Bakanlığımıza bu konuyla ilgili bir proje verdik. Umarım iyi neticelenir. Birkaç yıl içinde bu laboratuvarda her türlü aşıyı geliştirebilme kabiliyetine sahip olacağız'' diye konuştu.

Genom ve Kök Hücre Merkezi ile ilgili de bilgi veren Keleştemur, kök hücre meselesinin giderek önem kazanan bir konu olduğunu belirterek, merkezin hem tedavi hem de araştırma konusunda alt yapısını tamamladığını söyledi.

Keleştemur, Kayseri'de hayırseverliğin çok kuvvetli yaşadığına dikkat çekerek, bu geleneğin yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Keleştemur, sivil toplum kuruluşları ile belediyenin de üniversiteye önemli katkılar sunduğunu da sözlerine ekledi.

Notlar

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Erciyes Üniversitesi Ziya-Betül Eren Genom ve Kök Hücre Merkezi'ne gelişinde, Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur tarafından kapıda karşılandı. 

Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, kapıda kendilerini bekleyen merkez çalışanları ve akademisyenlerle selamlaşıp sohbet edip, fotoğraf çektirdi.

Programda dört hayırsevere kazandırdıkları bina ve tesisler için Başbakan Davutoğlu tarafından altın madalya takdim edildi. İki hayırsevere de başlattıkları benzer çalışmalar için gümüş madalya takdiminde bulunuldu.

Konuşmaların ardından Tıp Fakültesi ek binaları için Rektör Prof. Fahrettin Keleştemur ve Suat Altın İnsaat A.Ş. arasında protokol imzalandı.

Başbakan Davutoğlu'na, Rektör Keleştemur teşekkür plaketi takdim ederken ve Genom ve Kök Hücre Merkezi'nde görev yapan Fransız Bilimadamı Prof. Dr. Mino Rassolzageden de çiçek sundu. Ardından yapımı tamamlanan bina ve tesislerin açılışı için kurdele kesildi.

Davutoğlu, kurdeleyi ''İlmin irfanını, hikmetini yayması duasıyla ve hayırlı hizmetlere vesile olması temennisiyle Allah hayırlı, mübarek etsin. Ya Allah, Bismillah'' diyerek kesti.

Törene, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ile TBMM Başkanvekili Sadık Yakut da katıldı.