Mısır'da ordu sistemli ve kasten ölümcül orantısız güç kullandı

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Mısır'da,polis ve askeri güçlerin, kasten ve sistemli bir şekilde ölümcül orantısız güç kullandığını açıkladı.
Mısır'da ordu sistemli ve kasten ölümcül orantısız güç kullandı

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW),  Mısır'da, Mursi taraftarlarının 2013 yılındaki oturma eyleminde, polis ve askeri güçlerin, kasten ve sistemli bir şekilde ölümcül orantısız güç kullandığının tesbit edildiğini bildirdi.

HRW, 3 Temmuz 2013'te Mısır'da darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi'yi desteklemek amacıyla düzenlenen mitingde Mısır ordusunun gerçekleştirdiği katliamdan yaklaşık bir yıl sonra yayımladığı rapora ilişkin Mısırlı yetkililerin eleştiri ve sorularına cevap verdi.

Örgütten konuyla ilgili yapılan açıklamada, ''12 Ağustos 2014'te yayınlanan HRW raporu, Mısır'daki güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği cinayetlerin, insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında olduğuna ilişkin kanıtlar sunuyor'' ifadesine yer verildi.

Açıklamada ayrıca, Mısırlı yetkililerin, 12 Ağustos raporunu hazırlayan ve Kahire'deki Mısırlı bağımsız gruplara, gazeteci ve bazı yetkililere raporu anlatmak isteyen 2 kıdemli HRW çalışanının, Mısır'a girişine izin vermediği kaydedildi.

HRW'nin soruşturmaya ilişkin cevapları 

Raporun 12 Ağustos'ta açıklanmasından bu yana Mısırlı yetkililerin HRW'ye karşı bir dizi suçlamalarda bulunduğu bildirilen açıklamada, ''Temmuz 2013'ten Ağustos 2014'e kadar birçok soruşturma yapıldı. Doktorlar, yerel halk, bağımsız gazeteciler, protestocular ve 200'den fazla tanıkla görüşmeler gerçekleştirildi'' değerlendirmesinde bulunuldu.

Açıklamada, saldırının hemen ardından protestonun yapıldığı yere gidildiği ve fiziki delillerin, saatlerce uzun video kayıtlarının ve kamu görevlilerinin açıklamalarının incelendiği belirtildi.

HRW'nin, Rabiatul Adeviyye Meydanı'ndan dağılan protestocuların toplu katliamıyla ilgili her olayda Mısır Sağlık Bakanlığı'nın bir parçası olan Mısır Adli Tıp Kurumu'nun (FMA) bilgilerine güvendiği ancak resmi kayıtlarla birlikte, yarı resmi Ulusal İnsan Hakları Konseyi'nin (NCHR), HRW araştırmacılarının ve Mısırlı insan hakları avukatlarının kayıtlarını, çapraz bir şekilde kontrol ettiği kaydedildi. Kontrol sonunda, HRW'nin FMA'nin açıkladığı sayıyı aşan kendi kayıp rakamını belirlediği kaydedildi.

Açıklamada, HRW'nin hangi tanıklarla görüştüğüne ilişkin ise ''HRW çok geniş bir yelpazede farklı kaynaklara itimat etti. Bunların bazıları toplu katliamın yakın tanıkları olan Mursi destekçisi protestocular olduğu gibi onlarcası bağımsız gazeteciler, doktorlar, bölgede oturanlar ve diğerleri'' ifadesi kullanıldı.

HRW'nin, oturma eyleminde bulunanların dağılması sonrası veya öncesindeki şiddet ve kışkırtmanın belgelenip belgelenmediğine ilişkin de oturma eylemi yapan Mursi destekçilerinin, güvenlik güçlerinin kendilerine ateş etmesi sırasında, Mursi karşıtlarının tahrikinin de etkisiyle birkaç şiddet olayına karıştıklarının kaydedildiği belirtildi. 

HRW'in, Mısır'da çalışıp çalışmadığıyla ilgili olarak ise HRW araştırmacıları ve avukatlarının Mısır'a son 25 yıldır seyahat ettikleri ve düzenli bir şekilde üst düzey yetkililerle görüştükleri bildirildi.

Örgütün bağımsız izleme faaliyetlerinde, bugünkü yönetim zamanında olduğu gibi daha önceki yönetimlerde herhangi bir kısıtlamalara maruz kalmadığı kaydedilen HRW açıklamasında, şu anda Mısır'da herhangi bir kalıcı HRW yöneticisi, operasyon görevlisi veya büro elemanının bulunmadığı belirtildi.

HRW'nin açıklamasında ayrıca örgütün, 2007 yılında sivil toplum kuruluşu olarak Mısırlı resmi makamlara, ilgili kanunlar çerçevesinde ofis açmak için başvuruda bulunduğu ve Mısırlı yetkililerin 6 yıldan daha fazla bir süredir başvuruyu ne reddettiklerini ne de kabul ettiklerini bildirmedikleri belirtildi.

HRW çalışanlarının Mısır'a girişine izin verilmedi

HRW'nin raporu, yayımlamadan önce 12 Haziran'da, İçişleri, Savunma ve Dışişleri bakanlıkları ile Cumhuriyet Savcısı'na, Washington'daki ve New York'taki Mısır Büyükelçiliği'ne sunduğu ve bakış açılarını istediği ifade edildi.

Örgütün raporu üst düzey Mısırlı yetkililerle paylaştığı ve tavsiyelerini almak için görüşme talep ettiği belirtilerek, NCHR'den randevular alınmasına rağmen Mısırlı yetkililerin HRW çalışanlarının Mısır'a girişine izin vermediği açıklamasında bulunuldu.

HRW'nin raporuna yönelik Mısırlı yetkililerin ''Mursi yönetimi altındaki insan hakları ihlallerinin kayıt edilmediği'' iddiasına ilişkin ise örgütün, Mursi hükümeti dönemindeki ihlalleri de geniş bir şekilde kaydettiği belirtildi.

HRW'den 11 Ağustos'ta yapılan yazılı açıklamada, Mısır'daki katliamlarla ilgili örgütün hazırladığı raporu kamuoyuna duyurmak için Kahire'ye giden HRW İcra Direktörü Kenneth Roth ve Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Direktörü Sarah Leah Whitson'ın Mısır'a girişine izin verilmediği bildirilmişti.