“Müslümanlar ders almalı”

Mehmet Toker, “Geçmişte vuku bulan elim hadiseler, Müslümanlara her yıl tekrar edilmesi gereken bir yas ve matem psikolojisi vermemeli. Bundan ziyade, Müslümanların siyasi çekişmeler sebebiyle birbirlerine düşmemesi gerektiğini öğütlemesi gerekir” dedi.
“Müslümanlar ders almalı”

İslam tarihinde bir takvim başlangıcı olan Muharrem ayının, Hz. Ömer'in halifeliği döneminde tespit edildiği ve o tarihten bu yana pek çok İslam ülkesince kullanılageldiğini söyleyen Konya Uzman Vaizi Mehmet Toker, “1 Muharrem'in Hicrî yılbaşı olması, Noel kutlaması gibi bir geleneği olmamakla beraber, yılın ilk günü olması açısından bir önemi de bulunmaktadır. Kur'ân'da ise Muharrem ayının farklı bir özelliğinden söz edilir. Tevbe Sûresinde (âyet:36), "Allah katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı gün Allah'ın yazdığı şekilde, on ikidir. Bunlardan dördü haram aylarıdır, dosdoğru hesap işte budur" şeklinde bildirildiği gibi, bu dört aydan biri de Muharrem ayıdır. Haram ayları, değerli, önemli ve bu yönüyle de farklı özelliği olan aylardır ve o aylara karşı saygılı olunması bildirilmiştir. Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, bollaştığı bir aydır.  Hz. Ayşe annemizden gelen bir rivayette ki bu rivayet sahih-i Buhari de yer alan bir rivayettir. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)de aşure gününde oruç tutardı. Medine'ye geldiğinde de oruç tutmuş ve oruç tutulmasını emretmiştir. Sonunda Ramazan orucu farz olunca aşure günü orucunu tutmayı terk etti. ‘Artık dileyen tutar, dileyen terk eder’ buyurmuştur. Günümüzde Muharrem ayında sadece 10. gün oruç tutmakla yetinmeyip Hicri 61 de yani 10 Muharrem 61 tarihinde Hz. Hüseyin ile aile fertlerinin Kerbela'da şehit edilmesi üzerine Muharrem ayı başka bir anlam kazanmıştır. Şia mezhebi için ne yazık ki bu tarih, Hz. Hüseyin'in intikamını alma akdinin tazelendiği bir matem günü olmuştur” şeklinde konuştu.

mehmet-toker-(1).gif

“PEYGAMBERLER TARİHİNDE AYRI BİR YERİ VAR”

Muharrem ayının peygamberler tarihinde de ayrı bir yeri olduğunu söyleyen Toker, “Başta Hz. Adem olmak üzere, Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. Davud, Hz. Yakub, Hz. Yusuf, Hz. Eyyub, Hz Yunus ve Hz. İsa gibi peygamberler Aşura günü, özel olarak bazı nimetlere ermişler, bazı sıkıntılardan kurtulmuşlardır. Bu yünüyle bir yıl dünümü kabul edilmektedir. Hz. Hüseyin (r.a) ve evlatlarının hunharca şehit edilmesi meselesine gelince, esas itibariyle şehitler mükâfatını almış, en yüce mertebelere ulaşmıştır, Yüce Allah'ın da zalimlere hak ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur. Kaderî hükme boyun eğen her mü'min bu olaya üzülür, ancak itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez. Duyguları onu birtakım taşkınlıklara götürmez. Çünkü meydana gelen bütün olaylar ezelî takdirin bir hükmüdür” diye konuştu.

“Şİİ-SUNNİ AYRIŞMASI SONA ERMELİ”

Muharrem ayını, bir "yas merasimi" haline dönüştürmenin doğru olmadığını söyleyen Toker, “Hicri 61 tarihinde Müslümanlar arasındaki siyasi anlaşmazlıklar sebebiyle Vuku bulan elim hadiseler, Müslümanlara her yıl tekrar edilmesi gereken bir yas ve matem psikolojisi vermemeli. Bundan ziyade, Müslümanların siyasi çekişmeler sebebiyle birbirlerine düşmemesi gerektiğini öğütlemesi gerekir. Yani matemin tekrar edilmesinden ve mateme sebep olanlara lanet okunmasından daha ziyade, bu elim hadiseye sebep olan amillerin değerlendirilip, ders alınması gerekir. Artık aradan yaklaşık 1400 yıl geçmesine rağmen Müslümanların bundan ders alarak şii-sünni gibi bir farklılığı, ayrımcılık olarak değil, bir zenginlik olarak ele alması gerekir” dedi.

GÜLŞEN YILMAZ / YENİ HABER GAZETESİ