'Musul vurulurken, siviller göz önünde bulundurulmuyor'

Ninova Muhafızları Komutanı ve eski Musul Valisi Nuceyfi, "Uluslararası koalisyon güçleri ve emniyet birimleri, DEAŞ'ın hedeflerini vururken, bölgedeki sivil unsurları pek göz önünde bulundurmuyor." dedi.
'Musul vurulurken, siviller göz önünde bulundurulmuyor'

Ninova Muhafızları Komutanı ve eski Musul Valisi Esil en-Nuceyfi, Musul kent merkezinin batı yakasında mahsur kalan sivillerin büyük bir insani felaketle karşı karşıya kaldığını ifade ederek, güvenlik güçlerinin sivilleri göz önünde bulundurmadan ağır silahlarla yerleşim alanlarına saldırdığını belirtti.

Nuceyfi, AA muhabirine Musul'un batı yakasında devam eden askeri operasyon sırasında hedef haline gelen siviller, kentin mevcut hali ile terör örgütü DEAŞ sonrası durumu hakkında açıklamalarda bulundu.

Musul'un batı yakasında uluslararası koalisyonun hava saldırısı, emniyet güçleri ve DEAŞ militanlarının ateşi altında kalan yaklaşık 600 bin sivilin çok kötü durumda olduğunu dile getiren Nuceyfi, "Orada meydana gelenler gerçekten büyük bir insani felakettir. Batı yakasında çok eski yerleşim merkezleri bulunuyor. Kentin köklü ve önde gelen aileleri orada yaşıyor. Eski yerleşim merkezinde mahsur kalan sivillerin ciddi boyutta gıda sıkıntısı içerisinde olduklarının bilgisi elimize ulaştı." ifadelerini kullandı.

Güvenlik güçleri ve DEAŞ militanlarının çatışma sırasında sivillerin yoğun yaşadığı bölgelerde ağır silahlar kullandığına dikkati çeken Nuceyfi, "Uluslararası koalisyon güçleri ve emniyet birimleri, DEAŞ'ın hedeflerini vururken, bölgedeki sivil unsurları pek göz önünde bulundurmuyor." dedi.

Musul'da sivillerin karşı karşıya kaldığı insani felaketten Irak merkezi hükümeti ve uluslararası koalisyon güçlerinin sorumlu olduğunun altını çizen Nuceyfi, şunları söyledi:

"Bize sivillerin korunmasının öncelikli olduğunu belirttiler ancak gördüğünüz gibi sivillerin başına birçok felaket geliyor. Askeri planda sivillerin korunmasına yönelik bir tedbirin olmadığı çok açık. İnsanların hayatıyla istedikleri şekilde oynayabiliyorlar ve bunun bir sınırı yok. Sivillerin korunması oradaki askerlerin inisiyatifine kalmış durumda. Bazı askerler insanlık duyguları içerisinde hareket ederken bazıları ise bunun hiç farkında olmadan sivil unsurları göz ardı ediyor."

"DEAŞ, en çok Musul halkını öldürdü"

"Uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler Musul'da meydana gelen insani felakete sessiz kalmamalıdır." diyen Nuceyfi, "Türkiye ve Arap dünyasının da bu durumu gözden geçirip, yaşananları yakından takip etmesini istiyoruz. Musul halkının masum olduğunu herkes biliyor. Halkın iki ateş arasında kaldığını herkesin çok iyi bilmesi gerekir. Bölgede en çok Musul halkını öldüren DEAŞ herhangi bir değeri göz önünde bulundurmadan Ezidi, Hristiyan, diğer azınlıkları ve masum insanları katletti. Şimdi ise emniyet güçleri bu sivillerin ölmesine sebep oluyor. Herkese insani sorumluluklarını göz önünde bulundurarak hareket etmesi çağrısında bulunuyorum." dedi.

"Musul halkının siyasi, dini ve toplumsal olarak özgür bırakılması"

DEAŞ sonrası Musul'da başka sorunların baş göstereceği uyarısında bulunan Nuceyfi, konuşmasına şöyle devam etti:

"DEAŞ sonrası Irak'ta, Şii milislerden de kurtulup yeni bir ülkenin kurulması için büyük çabaların olduğunun farkındayım. Tabi bu bir çabadır ancak bana göre Sünnilerin, Şiiler tarafından susturulmaya çalışılmasının faturası farklı bir şekilde karşımıza çıkacaktır. Böyle bir durumda yeni bir çatışma aşamasına geçilip, ortaya yeni bir DEAŞ'ın çıkması, tekrardan bir göç dalgasının başlaması demektir. Mevcut tablo, yeni bir ülkenin inşası değil ancak hataların tekrar edileceğini gösteriyor."

Musul'un halkı başta olmak üzere Irak genelinde Sünnilerin yeniden bir felaketle karşı karşıya kalmaması için ne tür adımların atılması gerekiyor sorusu üzerine Nuceyfi, "Bu sorunların önüne geçilip, problemlerin çözülmesi için Musul halkının tamamen siyasi, dini ve toplumsal olarak özgür bırakılması gerekiyor. Bölgelerin yeniden inşası için dışarıdan başkaları tarafından dayatılan emirlerle değil ancak kendilerine imkan verilerek bu sürecin başlatılması gerekir. Maalesef şu anda Musul'da mezhepsel bir yaklaşım söz konusu. Türkiye başta olmak üzere uluslararası toplumların Musul halkının yaralarını sarması için göndereceği yardımların önünün açılması lazım. Bu şekilde yeni bir Musul inşa edilebilir." cevabını erdi.

Son olarak Nuceyfi, terör örgütü PKK'nın Musul vilayeti sınırları içerisindeki varlığına da değinerek sözlerini şöyle tamamladı:

"PKK bir terör örgütüdür ve insanların hayatı üzerinde tehlike oluşturduğunu biliyoruz. Bunlar siyaset ve diyalogun ne olduğunu bilmedikleri gibi çözüm için ölüm ve silahı kullanıyorlar. Yapılanların hepsi tam olarak bir terör örgütünün özelliğidir. Örgütü destekleyen Iraklı gruplara ve batı ülkelerine şunu belirtmek istiyorum, bugün bize tehdit oluşturan bu terör örgütü yarın sizin de kapınızı çalacaktır. PKK'nın bölgedeki varlığının büyük bir tehlike arz ettiğini herkesin çok iyi idrak etmesi lazım."