Tarihten günümüze baktığımızda ilk insanların daha doğal beslendiğini, daha uzun süre yaşadığını bilmek zor değil... Peki ya ne oldu da ? insan ömrü kısalmaya başladı, hastalıklar arttı ?  Bundan 20 sene evvel birinin kanser olduğunu duyduğumuzda ' aaa ' diye tepkiler veren biz, artık duyduğumuzda beklenen bir durum gibi karşılamaya başladık. Diyabet ve kanser, tarihte hiç olmadığı kadar görülmeye başladı. Sebeplerine baktığımızda çıkan etmenler belli; sağlıksız beslenme, radyasyon, virüs salgınlığı, çevre kirliliği, sigara-alkol tüketimi, genetik etmenler vb... Gördüğümüz faktörler içerisinde en gözümüze çarpan ve kaynağını anlayamadığımız etken ' sağlıksız beslenme ' .

... önce gıdamızı bozdular !

Amerika ortalama 70 yıl önce buğdayı düzeltme çabaları adı altında çalışmalara başladı. Amaç; açlık sınırını indirmekti. Fakat günümüze baktığımızda bu sorun azalmak yerine daha da arttı.

Önce besinlerimiz bozuldu, bozulan besinler sağlığımızı bozmaya başladı.Raf ömrü uzatmak için kullanılan katkı maddeleri obezite sınırında patlamaya sebep oldu. Akabinde insanları iyileştirmek adı altında binlerce ilaç çıkmaya başladı.obeziteden tutun da psikolojik rahatsızlıklara kadar...Hayatınızdaki her kimse obez, depresyonda, diyabeti var ya da hipertansiyon hastası. Baktığınız zaman kimse sağlıklı da değil, mutlu da...

   Doğru beslenmediğiniz zaman bu durumları ortadan kaldırmak mümkün değil. Yaşadığımız mutsuzluğun, halsizliğin, depresyonun, uykusuzluğun, stresin ana temeli tükettiğiniz besinlerden geçer. Doğru bir beslenme ile hayatınızı şekillendiirip daha kalıcı hale getirebilirsiniz.

   Hepimiz ' yemezsen kafan çalışmaz, büyüyemezsin ' cümlesini ya çocukluğunuzda duymuşsunuzdur ya da çocuklarınıza söylemişsinizdir. O halde, bütün temelin doğru beslenmeye dayandığını bilmeliyiz. Nasıl beslenmeniz gerektiğini bilmek, sizi içinde bulunduğunuz üçgenden çıkaracaktır.

Asırlar önce Hipokratın da dediği gibi ; " Besininiz ilacınız, ilacınız besininiz olsun. "