2003 yılı ajandam elimde ve aldığım notları paylaşmak istedim bu yazımda.

O dönemde ajandama not alırken bazı alıntılarıma kaynak belirtmemişim. Sahiplerine saygılarımı sunuyorum.

Çalınmış mirâs

Çalınmış bir mirâsın vârisleriyiz. Çalınmış bu mukaddes mirâsı geri almanın kavgasını verenler olmalıyız.

Zalimler coğrafyasında Müslümanın dirilişi, direnişi kadardır. Şunu bilelim ki; yeryüzünde zalimleri durduracak tek şey mazlumların direnişidir. Bugün zalimlerin karşısında direnmeyenler, yarın dilenirler. Oysa ki biz Müslümanlar, zalimlerin karşısında dilenerek değil, direnerek varoluruz.

Ölüme nişanlı olmayanlar, sevaplara sevdalanmış sayılmazlar.

Müslüman, inancının bulunduğu yerde bulunmak mecburiyetindedir. (Mustafa Çelik)

Gerdanlık

Evren kussun, it havlasın…Din bâkidir.

Mü’min’de sabır, kâfirde kin bâkidir.

Bezm-i Elest’te yapmıştık biz yemini,

O meydan, o defter, o yemin bâkidir.

(Merhum Abdurrahim Karakoç)

İslam dini

İslam dini; ibâdeti siyâset, siyâseti ibâdet olan bir dindir.

Bilinmelidir ki, şahsiyet olmadan cemaat, cemaat olmadan kadro, kadro olmadan kurum olmaz.

Haydi! Bir seferberlik başlatalım. Herkes kendi gönlünün çöle dönen uçsuz bucaksız coğrafyasını yeşertmek için katılsın bu seferberliğe. Yüreğine sahip çıkmayanın yüreği işgal olunacaktır. Bilelim ki, yürek bir imkandır. Teknolojinin değil, Allah’ın bir harikasıdır. Onu tam kapasite kullanabilmenin yollarını öğrendiğimiz gün, sığlıktan kurtulup derinleşeceğiz, zenginleşeceğiz. (Mustafa İslamoğlu)

İyi bir idarecinin 20 özelliği

Himmeti, gayreti yüksek ve ulvi olmalı.

Gücü ve kuvveti tam olmalı.

Heybeti yerinde olmalı.

Ahlâkı temiz olmalı.

Güzel âdetleri olmalı.

Tedbirlerinde isâbet olmalı.

İdârecilik açısından kıymetli görüşleri olmalı.

Allah için mütevâzı olmalı.

Yumuşak huylu olmalı.

Dini yönden dosdoğru olmalı.

Rabbine karşı takva sahibi olmalı.

Makamının ve şöhretinin bir gün biteceğini unutmamalı.

Kendisinin de akıbetinin kabir olduğunu bilmeli ve ona göre hareket etmeli.

İdâresi altındakilere yakın olmalı, onlardan birisi olduğunu hissettirmeli.

Yumuşak muamelede herkese eşit davranmalı.

Keskin görüşlü olmalı.

İnce düşünüşlü olmalı.

Kendisine verilen emanetlerin farkında olmalı.

Adâletli olmalı; hikmet, iffet ve şecaat sahibi olmalı.

Âlim ve fakih olmalı. (A. Muhsin Meriç)

Birkaç özellik de biz ilâve edelim.

Adâlet, idarecinin dilinde değil, fiilinde olmalı.

Öfkesinde bile merhamet kokmalı, gülüşünde korku değil.

İdâreciliğine etki edecek unsurlardan birinin, etrafındaki insanlar olduğunu bilmeli.

Tek taraflı mâlumat ile kanaat oluşturmamalı.

Her şeyi, emri-vâki ile halledemeyeceğini unutmamalı.

İnsan

İnsan, dört vasfıyla hayvanlardan ayrılır:

Hikmet, iffet, akıl ve adâlet.

Bilgisi, edep ve kabiliyeti hikmete girer.

Benliğe hakim olma, sabır ve vakar akla girer.

Haya, geniş gönüllülük ve şahsiyetli olma iffete girer.

Doğruluk, iyilik, nefis murakabesi ve güzel ahlak adâlete dahildir.

Bu vasıfları kendinde taşıyan insan, saltanat ve devletiyle ilgili kader cilveleri karşısında üzülmez. Arzu etmediği bir durumla karşılaşırsa şaşırmaz, korkmaz. (Beydeba)

Vefa

-Vallahi hiç aklımdan çıkmıyorsun abi!

-Beni aklında değil, gönlünde tut emi!

Edep

İnsan bir arabaya benzetilirse; bilgisi motoru, edebi ve ahlakı da direksiyonudur.(Merhum Prof. Dr. Sebahattin Zâim)

Düstur

İnsan, Hakk için içini, halk için dışını süslemeli.

Duânızı eksik etmeyin efendim.