Nueva Economia Forum

Başbakan Yıldırım: (2)"Sınırlarımızdaki duvarları, girişleri, çıkışları daha da sıkılaştırarak sorunu çözemeyiz. Suriye'deki sorunun sebebi de biz değiliz, başlatanı da biz değiliz ama sonuçlarını yaşayan, bedelini ödeyen biziz"- "İspanyol yatırımcılar Tü
Nueva Economia Forum

MADRİD (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Sınırlarımızdaki duvarları, girişleri, çıkışları daha da sıkılaştırarak sorunu çözemeyiz. Suriye'deki sorunun sebebi de biz değiliz, başlatanı da biz değiliz ama sonuçlarını yaşayan, bedelini ödeyen biziz." dedi.

Yıldırım, Nueva Economia Forum'da yaptığı konuşmada, İspanya-Türkiye ilişkilerinin her yıl arttığını, iki ülke arasındaki ticaretin geçen yıl 13 milyar dolara ulaştığını söyledi.

İki ülke ticaretinin "kazan-kazan" esasına dayandığını belirten Yıldırım, "İspanyol yatırımcılar Türkiye'ye güveniyor, Türkiye'ye yatırım yapmaya devam ediyor. Bankacılık, alt yapı, bilişim, mühendislik, danışmanlık gibi birçok alanda ciddi yatırım yapan firma var. 600'den fazla firma 10 milyar dolarlık yatırım yapmış durumda. 15 yıl önce bu rakam 3,5 milyar dolardı." diye konuştu.

Yıldırım, Türkiye'ye yatırımın yalnızca Türkiye'nin 81 milyon potansiyeline yatırım yapmak olmadığını, 3,5 saat uçuşla 60 ülkeye, 1,5 milyar nüfusa ve yıllık 30 trilyon dolarlık gayri safi hasılanın döndüğü coğrafyaya erişmek anlamına geldiğini vurguladı.

Kafkaslar, Orta Asya, Balkanlar, Ortadoğu, Afrika coğrafyasının gelişme, büyüme ve kalkınmaya aç bölgeler olduğunun altını çizen Yıldırım, bu ülkelerin yıllarca savaş, kötü yönetim ve iç karışıklık nedeniyle büyük bedel ödediğini aktardı.

Terör ve göçün arkasında yılların yanlışlarının birikimi olduğuna dikkati çeken Yıldırım, şöyle konuştu:

"Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere üzerimize düşen görev, bir yandan bölgesel sorunları halletmek, diğer yandan buralardaki insanların başka yerlere göç etmesinin önüne geçmek. Sorunların kaynağına inerek çözüm üretmemiz lazım. Daha çok güvenlik boyutlu, daha çok silah geliştirerek, daha çok anarşi, terörü tetikleyecek keskin tedbirler alarak bölgesel sorunları çözemeyiz. Avrupa'nın da Türkiye'nin de güvenliğini sağlayamayız. Biz Suriye, Irak bölgesine gitmek isteyen 60 bin yabancı savaşçıyı sınırlarımızdan geri döndürdük. Bunlar Batı ülkelerinden geliyor. Bunu lütfen düşünün. Ne kadar büyük bir tehditle karşı karşıya kaldığımızı düşünün. Bu şekilde 4 bin 500 yabancı savaşçıyı Suriye'den, Irak'tan ülkemize geçerken yakaladık ve cezaevine koyduk."

- DEAŞ ile mücadele

Binali Yıldırım, terör örgütü DEAŞ'ın ülkelerin ortak sorunu olduğunu, bu konuda birlikte mücadele verilmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye'nin, Fırat Kalkanı Harekatı ile Cerablus, Azez ve Bab'da DEAŞ mensubu 3 bin 800 teröristi tek başına etkisiz hale getirdiğini anlatan Yıldırım, bölgeye 160 bin Suriyeli'nin döndüğünü ve yerleştiğini bildirdi.

Benzer şekilde Afrin bölgesinde 350 bin Arap, Kürt ve Türkmen'e, terör örgütü tarafından zulmedildiğini, bu insanların daha sonra Türkiye'ye gelmek zorunda kaldığını hatırlatan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bununla da kalmadılar, sınırlarımıza büyük büyük tüneller kazıdılar. Türkiye'ye bugüne kadar 740 roket attılar. İki sınır ilimizde 71 sivil hayatını kaybetti. Ondan sonra biz Afrin'e terör operasyonu düzenlediğimizde bazı dostlarımız bundan rahatsız oluyor. Ne yapalım, bekleyelim de bu terör örgütleri oradaki insanları öldürmeye devam mı etsin? Oradaki yerleşik insanları evlerinden, yurtlarından kovup mallarına el koymaya devam mı etsinler, zulüm mü yapsınlar? Biz buna rıza gösteremeyiz. Burada da operasyonu yaptık, bütün terör örgütlerinden temizliği gerçekleştirdik."

Bölgeye dönüşlerin başladığına işaret eden Yıldırım, "Şimdi oraya da dönüşler başladı. Nereden dönüyor? Doğu Guta'dan, Duma'dan insanlar şimdi geldi oraya yerleşiyor. Niye? Orada güvenlik var, huzur var. Bu gayretlerimiz, çabalarımızın amacı Suriye'de kalıcı barışı tesis etmek, Birlemiş Milletler Cenevre inisiyatifine yardımcı olmak. Bu konuda niye biz bu kadar ilgiliyiz? Çünkü yalnızca Suriye ile 911 kilometre sınırımız var. Bu sınır boyunca tehdit her an var. Terör tehdidi var, mülteciler sürekli geliyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin, sığınmacılara ilişkin "açık kapı politikası" uyguladığını hatırlatan Yıldırım, insan hayatından daha değerli bir şey olmadığını, insan hayatının olmadığı yerde hiçbir şeyin konuşulamayacağını belirtti.

- "İspanya medeniyetlerin buluştuğu bir yer"

Ölümden kaçan insanlara Türkiye'nin kucak açtığını bildiren Yıldırım, "Tıpkı 1490 yılında Yahudi'lerin İspanya'dan Osmanlı'ya sığındığı gibi. İspanya'nın bir güzel özelliği daha var. İspanya medeniyetlerin buluştuğu bir yer. Elhamra, Endülüs, Hristiyan, Katolik, Müslüman, Sünni... Herkes yıllarca, asırlarca beraber yaşamış. O yüzden İspanya'da hoşgörü var, aşırıcılık yok, radikal akımlar daha zayıf, ırkçılık yükselişte değil. Ama bazı Avrupa ülkelerinde müthiş bir tehdit, eğer tedbir alınmazsa yakın zamanda maalesef gündeme düşecek." diye konuştu.

Ekonominin tek başına anlamı olmadığını dile getiren Yıldırım, ekonomiyle insanın iç içe olduğunu vurguladı.

Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

"İnsanlar niye doğdukları, büyüdükleri yerleri terk etmek için yollara düşüyorlar? Bir bilinmeze, maceraya niye sürükleniyorlar? Daha iyi bir hayat için, daha iyi bir gelecek için. Bu herkesin hakkı. İster İspanya'da, ister Lübnan'da, ister Türkiye'de, isterse Libya'da yaşasın, fark etmez. Bizim yapmamız gereken önce ülkemizde gelişmişlik farklarını asgariye indirmek daha sonra bölgemizde ateşi söndürmek ve o insanların orada kalmasını sağlamak. Düşünebiliyor musunuz bugün dünyada 65 milyon mülteci var. Bunların vatanları yok. Birlemiş Milletler'de 194 ülke var, 20'nci büyük ülke mülteciler ülkesi. Bu sorunlara kulağımızı tıkayamayız.

Sınırlarımızdaki duvarları, girişleri, çıkışları daha da sıkılaştırarak sorunu çözemeyiz. Bölgede güç gösterisi, rekabet yapmak yerine iş birliği yaparak sorunları çözebiliriz. Suriye'deki sorunun sebebi de biz değiliz, başlatanı da biz değiliz. Ama sonuçlarını yaşayan, bedelini ödeyen biziz. 3,5 milyon mülteciye 8 yıldır kucak açıyoruz. Ekmeğimizi, aşımızı paylaşıyoruz. Onlara sağlık, barınma, eğitim hizmeti veriyoruz. Bütçemizden 30 milyar dolar harcadık. Bunu seve seve yaptık. Çünkü biz 'İnsanı yaşat ki dünya yaşasın.' felsefesini benimseyen bir ülkeyiz. Dolayısıyla dostlarımızdan 'Aferin, iyi yapıyorsunuz.' demelerini bekliyoruz ama bunu da yeterli görmüyoruz. Onların da biraz elini taşın altına koymasını bekliyoruz. 3 milyar avro söz verildi, ikinci 3 milyar avro da verilecek denildi. Üzerinden 3 sene geçmesine rağmen daha 3 milyar avronun 3'te 1'ini alamadık."

(Sürecek)



Kaynak: