Hasan Mutluoğlu

Hasan Mutluoğlu

ÖĞRETMEN VE EĞİTİM

ÖĞRETMEN VE EĞİTİM

24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesi ile, öğretmenlerle alakalı alışılagelen söylemleri yeniden duyduk, basından okuduk. Öğretmenler ne kadar mutlu oldular!!?

Geçmişe dönüp bakıldığında, “Bir arpa boyu yol” alamadığımızı –Öğretmen yetiştirilmesi konusunda- düşünenlerdenim.

15 Temmuz kalkışması sonrasında ortaya çıkan öğretmen açığı vesilesi ile, öğretmenlik mesleğinin niteliği ve önemi bir kere ortaya çıkmış oldu.

Eğitim/öğretim faaliyetinin başarılı olması, ülke gerçeklerine uygun olabilmesi, karşılaşılan problemlere çözüm getirebilmesi, öğretmenlerin niteliği ve kalitesi ile alakalı sonuç getirebilecek çalışmalara bağlı önemli faaliyetlerdir.

Okullar insanlığın atölyeleridir.” Öğretmenler; bu atölyelerin ehil ustalarıdır. Atölyenizin donanımlı, araç ve gerecinin mükemmelliği, atölyeye işlerlik kazandıracak ehil ustalar olmadıkça, hiç bir işe yaramaz.

Nitelikli öğretmenin eğitim için uygun olmayan ortamlarda neler başarabildiğinin örneklerini geçmişte yaşadığımız gibi, yakın zamanda güzel örneklerini basından ve televizyon haberlerinden öğreniyoruz.

40-50 yıl öncelerinde yetiştirilerek ülkenin en ücra köşelerine, “Kuş uçmaz,  kervan geçmez.” diye tabir edilen köy ve kasabalarında görev yapan eğitmenlerin ve ilkokul öğretmenlerinin destansı çalışma/başarı hikayelerini biliriz.

Günümüzde; televizyon ve gazetelerde zaman zaman başarı hikayelerine imza atan öğretmenlerimizin olduğunu, bu çalışmaların kişisel çabalarının bir sonucundan kaynaklandığını öğreniyoruz.

Ama; dün ile bu gün arasında bir fark var. Bu farkı iyi okumak ve ona göre değerlendirme yapmak lazım.

Geçmiş dönemlerde öğretmen yetiştiren İlköğretmen Okulları;  öğretmene kazandırdıkları “Hayat dair beceriler” ile görevlerini başarılı bir şekilde yürütebilmişler. Toplumun yaşantısına, insanların etkinliğine katkıda bulunmaya çalışmışlar.

İlköğretmen Okulları müfredatı, ülke gerçekleri göz önüne alınarak hazırlanıp öğretmen yetiştirme çalışmalara ona göre yapılmış. Ülke ve dünya şartları değişmeye başlayınca, müfredat ve eğitim değişiklikleri yerine, İlköğretmen Okulları  tedricen ortadan kaldırılmış.

İlköğretmen Okullarında yetişen öğretmenler “İlkokul Öğretmeni” unvanını kullanırlardı. Günümüzde emekli olan bu öğretmenler; sınıf öğretmeni olarak nitelenmelerini istemezler, “Ben sınıf öğretmeni değil, ilkokul öğretmeniyim” hatırlatmasında bulunurlar.

İlkokul öğretmenlerini farklı kılan özellikleri ifade etmek gerekirse şunları söylemek mümkün:

-İlköğretmen Okullarına girmek isteyenler; ilkokul veya ortaokul sonunda,  iki yazılı, bir sözlü ve beceri uygulamalı sınavlarını başarmak,

-İlköğretmen Okulundan başarılı bir şekilde mezun olabilmek için, ifade ve beceri dersleri diye nitelendirilen; Beden Eğitimi, Müzik, Resim, İş Bilgisi, Tarım derslerinde, geçerli değerlendirme kriterlerini aşmak,

-İlköğretmen Okulu son sınıfta, şehir ve köy ilkokullarında uygulamalı staj çalışmalarında geçerli not alma zorunluluğu, farklı kılan en önemli özellikler diyebiliriz.

Özetle; İlkokul Öğretmenlerini, bütün branşları kendisinde toplayabilen eğitimciler olarak nitelendirmek mümkün.

Bu ifadelerimden, öğretmen yetiştirme programlarında eski kriterlere dönülmesi, anlamında değil, öğretmenleri başarıya götürebilecek olan “Öğretmen Yetiştirme Program ve Müfredatını” çağımızın ve ülkemiz gerçeklerine uygun hale getirmek en öncelikli işimiz olsun diyorum.

Finlandiya ülkesinin eğitimi konusunda söylenenleri hepimiz biliyoruz. Örnekliği konusunda, diğer ülkeler arasında önceliğe sahip bu ülkenin en prestijli meslekleri arasında ilk sırada öğretmenlik var.

Bu ülke eğitiminde görev alabilecek öğretmenlerin nasıl seçilip yetiştirildiklerine dair kısa bir bilgi sunmaya çalışayım.

Üniversite sınav başarısını gösterenler arasından öğretmen olmak isteyenler:

-Yazılı giriş sınavı,

-Yetenek testi,

-Bireysel mülakat

-Grup tartışma gözlemlenmesi sonucunda başarılı olanlar eğitim fakültesinde okuma hakkını elde ederler.

Eğitim fakültesinde öğrenim süresi 5 yıldır. İlk üç yılı lisans, 2 yılı yüksek lisans olmak üzere, 300 krediyi tamamlamak zorunluluğu vardır. Bizim eğitim fakültelerinde ise 152 kredi.

Teorik bilgi kazanma, uygulamalı tecrübe kazanma çok iyi sentezlenerek uygulanan öğretmen yetiştirme programında en dikkat çeken özellik, son iki yılda 4 devreler halinde belirlenen okullarda uygulanan staj çalışmaları.

Ülkemiz eğitimin her kademesinde görevlendirilebilecek öğretmenlerimizin seçimi, yetiştirilmesi için “öğretmen yetiştirme felsefesi yeniden ele alınmalıdır.”

Geçmiş tecrübelerin ışığında, yeniliklerin aydınlığında yol almanın çabası, başarılı olmamızı sağlayacaktır.

Ayrıştıran değil, kaynaştıran bütün öğretmenlerimize SELAM olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Mutluoğlu Arşivi
SON YAZILAR