Öncü Kuşak Söyleşileri - Ömer Saylık - Konya çok bereketli bir şehirdir

Yeni Haber - Hamdi Bağcı
Öncü Kuşak Söyleşileri - Ömer Saylık - Konya çok bereketli bir şehirdir

Öncü Kuşak Söyleşileri’ne bu hafta Konya’mızın iş dünyasının ve siyaset dünyasının tanınan simalarından Seha İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Saylık yer alıyor.

Konya siyasetinden, inşaat sektörüne kadar geniş bir düzlemde biz sorduk, Sayın Ömer Saylık yanıtladı.

 

 

Ömer Saylık kimdir?

 

1962 Akkise Doğumluyum. Akkise’de 6 yaşına kadar kaldık, ondan sonra Ereğli’ye taşındık, 7 yıl kadar da Ereğli’de yaşadık, sonra Konya’ya taşındık.  

Ereğli’deyken de Akkise’ye gidiyorduk, Akkise ile bağımız hiç kopmadı. Köyde bir dayım, bir de halam vardı, onlara yardımcı olmak için biz de gidiyorduk. Orta Okulu Devrim Ortaokulu’nda liseyi de Konya Meram Meslek Lisesinde okudum. Liseden sonra Yıldız Teknik Üniversitesini kazanmıştım, ama çalışmak zorunda kaldığım için üniversiteye devam edemedim. İstanbul’da 4-5 yılım geçti, orada çalıştım. Daha sonra askere gittim. Askerden geldikten sonra tekrar İstanbul’a gitmiştim, fakat bir gün dolmuşa bindiğimde insanlar tıklım tıklımdı, bu şehirde yaşanmaz dedim, 1986 yılında Konya’ya döndüm.

Konya’da babam ve kardeşlerim halı alım satımı yapıyorlardı, eski halıların ticaretini yapıyorlar.  O yıllarda halı tamirine, kök boyaya merak sardım. Tabi bununla ilgili epey bir araştırma yaptım. Bu 4 yıl kadar sürdü. Sonra bir anda kendimizi kilim imalatının içinde bulduk. Doğal yün, doğal kök boya ile kilim imalatı yapıyorduk. Sonra bir arkadaşımız bize ortaklık teklif etti; biz onlara mal üretiyoruz onlar da yurt dışına, dünyanın dört bir yanına satışını yapıyorlar.  

Dünyanın birçok ülkesinde, gelişmiş ülkelerin tamamında bizim ihraç ettiğimiz kilimleri bulabilirsiniz. Japonya’ya, ABD’ye, Suudi Arabistan’a kilim sattık. Ben şu anda bu işlerle direkt ilgilenemiyorum bir kardeşim bu işi yürütüyor. Ama kilim imalatı hala yapılıyor.

2002 yılında Çin’e gitmiştim. Yaklaşık 62 milyon tezgâhta halı ve kilim üretildiğini öğrendim. Bizim nüfusumuz kadar tezgâh var. İş gücü oldukça ucuz. Siz bununla rekabet edeceksiniz, mümkün mü? Almanya’da bir fuara gittim, bizim ürettiğimiz ürünü öne koymuşlar, diğerleri ise hepsi niteliksiz üretim. Fiyat sordum, bizim üretime verdiğimiz paraya adamlar orada kilim satıyor. Emek ucuz olduğu için doğal olarak fiyat rekabeti yapabiliyorlar. Tabi bütün sektörlerde aynı sıkıntı var, Çin’le bu anlamda rekabet çok zor.

Bugün dokuma kilim ve halı ihracat gelirimiz çok ciddi bir şekilde düşmektedir. İthalata dayalı ihracat yapabiliyoruz, üretim çok kar getirmiyor. Çin’den, Pakistan’dan, Afganistan’dan, İran’dan alıp ihraç ediyoruz. Ancak butik üretim para kazanabiliyor, oda çok az bir miktarda üretiliyor.  Bizim en büyük avantajımız markete çok yakınız. Bu ürünler Avrupa’ya satılıyor.

 

Peki, inşaat sektörü ne zaman başladı?

 

Biz zaten geçmişten bu yana İttifak Holding ile istişare halindeydik. İnşaat sektörüne, kule vinç alarak, kule vinci inşaat firmalarına kiralayarak başlamış olduk. Türkiye’de meydana gelen siyasi istikrarla birlikte inşaatta yaşanacak gelişimi görmüştük, kule vinç aldık, sonra bir tane daha aldık, bunları kiraya verirken, Seha Yapı ile bir başka alanda daha çalışmaya başladık. Tünel kalıp alarak Seha’yla çalışmaya farklı bir kulvarda yaklaşık 8 yıl daha devam ettik.

Biz bu işi birkaç ortakla yapıyorduk, sonra baktık, bu ortaklık yürümüyor, bu işleri devrettik. Bu arada İttifak Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Korkmaz, beraber çalışma teklifinde bulundu, biz de Seha’nın Yönetim Kurulu Üyeliğine gelmiş olduk.

 

Bize biraz Seha Yapıyı anlatabilir misiniz?

 

Seha Konya’nın sektörde en köklü inşaat kuruluşlarından birisi. Şu anda 200’ün üzerinde çalışanı var. Konya’da birçok konuda öncülük yapmış, bina kalitesiyle, yapısıyla, mimarisiyle sektörün öncü kuruluşlarından birisi. 

Birçok projesinde inşaatına başlamadan bütün konutlar satılıyor, halkımıza güven vermiş. 600 dairelik bir projenin bir hafta içinde satışı bitmiş. Bu niye olmuş, halkımız teveccüh göstermiş, ilgi göstermiş, değer vermiş, güvenmiş, ondan olmuş. Sektörde bu çok nadir görülen bir şeydir. Dolayısıyla zamanla bir anlayış oluşmuş, “Seha reklam yapmaz…” Haklı olarak böyle bir şey oluşmuş, zira reklama hiçbir zaman ihtiyaç hissedilmemiş. Nerede bir konut üretiliyorsa hiç reklama ihtiyaç hissedilmeden satılmış. Tabi bu anlayışı da biz bir miktar değiştirmek istiyoruz, reklamın sadece satış için olmadığını düşünüyoruz. Kozağaç’ta yapacağımız projede birçok açıdan yeniliklerimiz olacak.

 

Konu buraya gelmişken, Kozağaç’taki projeden biraz bahsedebilir miyiz?

 

Konya’yı tepeden gören, müthiş bir Konya manzarasına sahip, çok önem verdiğimiz ve içinde yenilikler, ilkler taşıyacak bir proje olacak. Bir taraftan kendi mimarlarımız çalışıyor, bir taraftan da mimarlık ofislerine proje çizdiriyoruz.

Enerji konusu, teknik konular, iletişim konusu her birini ayrı ayrı masaya yatırıyoruz. Kozağaç projesi için onlarca farklı sektörle istişare ediyoruz. Şu anda 3 proje ofisine konsept proje çizdiriyoruz. Bunları bir şekilde harmanlayacağız ve yeni, farklı, inovatif bir proje oluşturacağız.

Bu proje ile ilgili bir kamuoyu araştırması da yaptırdık. Anket çalışmasının dışında ayrıca satış ofisimizden arkadaşlar birebir gitti ve yüzlerce insanla konuşarak nasıl bir ev istediklerinin verisine ulaştı. Konya, büyük bir şehir, insanlar yapılan evlerin yeşil içinde olmasını istiyor, havadar bir yerde olmasını istiyor, gürültüden uzak olmasını istiyor, su içinde olmasını istiyor. Tabi şu anda Kozağaç’taki projenin henüz proje aşaması bitmeden, temelini dahi atılmadan taliplileri isimlerini kaydettirmeye, projeden rezervasyon yaptırmaya başladılar. Meram’ı Kozağaç’a taşıyoruz, Konya’da kaliteli, yaşanabilir bir mekân oluşturmaya çalışıyoruz.

Dediğimiz gibi bu projede birçok ilk olacak, bu hem Konya’da hem sektörde, hem de Türkiye’de ilk olacak. Enerji ile alakalı çok önemli bir proje uygulayacağız, kendi enerjisinin bir kısmını burada üretecek. Kojenerasyon sistemi ile doğalgazdan elektrik üretecek, açığa çıkan ısıyla suyu ısıtacak ve bu konutlarda kullanacağız. Aslında Türkiye’deki elektriğin % 55’i doğalgazdan üretiliyor ama buradaki ısı boşa gidiyor. Biz Kozağaç’taki projemizde bu ısıyı boşa götürmeyeceğiz. Bu ısıyı da kullanacağız, güneş enerjisini buna katacağız. Şimdi tabi arkadaşlarımız bu teknik konularla ilgili çalışıyor. Hangisini, hangi oranda kullanacaklar bunları belirliyorlar. Hedefimiz; elektrik konusunda kimse elini cebine korkarak atmasın, enerjiyi daha hesaplı olarak konutlarda kendimiz üretelim.

 

Seha ile ilgili bir de Zaho’daki projeyi sormak istiyorum, Konya’dan yurt dışına açılan ilk inşaat firması oldu Seha, bu proje hakkında da bize biraz bilgi verebilir misiniz?

 

Şu anda arkadaşlarımız orada çalışmalarına devam ediyor. Zaho’da 306 tane villa yapıyoruz. İşi bitirmek üzereyiz, teslim aşamasındayız, hatta bir kısmını teslim etmeye başladık. Şu son dönemdeki gelişmelerden dolayı, belki biraz olumsuzluklar var. Ancak biz Irak’ta işlerin bir miktar yavaşlayabileceğini ama tamamen durmayacağını düşünüyoruz. Bir müddet sonra ise o yavaşlama sürecindeki durgunluğu da önüne katarak, daha hızlı bir şekilde talep büyümesi yaşanır diye düşünüyoruz.

Türkiye’deki gibi gelecek dönemde Irak’ta da TOKİ gibi bir yapılanmanın olabileceğini düşünüyorum. Belki bizdeki kadar hızlı olmayabilir ancak Irak’ın toparlanacağına, inşaat sektörünün bir ivme kazanacağına inanıyorum.

 

Konya’daki konut fiyatları biraz yüksek mi? Bu kadar arazinin müsait olduğu bir şehirde arazi kıtlığı yaşanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Doğru, Konya düz bir araziye kurulu ama ilçeler olarak üçe bölünmesi merkezde bir miktar arazi sıkıntısını beraberinde getiriyor. Yeni yapılan çevre yoluyla birlikte bu arazi üretiminin ciddi anlamda çözüleceğini düşünüyorum. Çevreyolu bize yeni bir bant oluşturacak. Bu bölümde imarsız epey bir alan var, bu alanların da imara açılması için bir baskı oluşacak, dolayısıyla bu yeni bandın Konya’daki şehirleşmeye yeni bir boyut kazandıracağını düşünüyorum.

İnşaatların fiyatlarının yüksekliğine gelince; biz işimiz gereği daha çok büyük şehirlerde, Ankara, İzmir, İstanbul, Bursa, Gaziantep olmak üzere çok fazla seyahat ediyoruz ve fiyatları da takip ediyoruz. Konya’nın konut fiyatlarını bu illerle kıyasladığımızda Konya’daki fiyatların dip fiyatlar olduğunu ifade edebiliriz. İstanbul’da bir inşaat fuarına gittik, bu fuarda duyduğumuz duymadığımız 150’nin üzerinde proje sergileniyordu. İstanbul’un merkezinin 40 kilometre kadar dışında Beylikdüzü’nün bir yerinde 3 bin lira metre karesi olmak üzere en düşük satış fiyatlı bir yer bulduk ve evet burası makulmüş, dedik. Biz Konya’da daha metre karesi 3 bin liradan ev satmadık. Kule konakları dâhil, Konya’nın merkezindedir biliyorsunuz, biz burada bile metrekaresi 3 bin liradan ev satmadık. Gaziantep’te bugün konutların kirası bile 2000 liranın üzerinde. Urfa’da bile 1 milyon liranın üzerinde çok fazla konut var, Gaziantep’te de var. 

Ayrıca şunu da ifade edeyim, Konya çok bereketli bir şehirdir. Bu her sektör için böyledir. Antalya’da halde satılan fiyata Konya’daki insanlar sebze meyve yerler. Tekstilde öyledir, ekmekte öyledir, hala Türkiye’nin en ucuz suyu Konya’dadır. Konutta da öyledir. Biz bunu her platformda konuşuyoruz, birçok şehre göre Konya’da çok daha ucuz konut satın almak mümkündür. 

 

Ülkemizde bazı şehirler var, buralarda ciddi potansiyeller var, Gaziantep bunlardan bir tanesi oralarda konut yapmayı Seha düşünüyor mu?

 

Aynı düşüncedeyiz, Seha oralarda ciddi araştırmalar yapıyor. Ben Kuzey Irak’taki inşaatlarımız için giderken Doğu ve Güney Doğu illerimizi görüyorum. Oralardaki rakamları da inceliyoruz, araştırıyoruz.

Tabi inşaat sektöründe yerellik öne çıkıyor. Yerel firmalar öne çıkıyor. Dışarıdan gelip bir şehirde inşaat yapmak çok kolay değil. Büyük projeler uygulayacaksanız, büyük siteler yapacaksanız mutlaka yerel ortağınızın olması gerekiyor. İstanbul daha kozmopolit, İstanbul’da onun için dışarıdan gelen firmalar daha rahat iş yapıyor ama diğer illerde böyle değil. Arayış içerisindeyiz, görüşmeler yapıyoruz. Çalışmalarımız bu yönde. Ama çok yorucu olduğunu da belirtmem gerekiyor.

Ama İstanbul’a arsa temini ya da ortaklık olabilir, İnşa Allah çok yakın bir zamanda gireceğiz. Yerel partner bulduğumuz takdirde Gaziantep, Şanlıurfa gibi illere de gireriz diye düşünüyoruz.

 

Konya’ya gelmek istiyorum biraz da. Siz AK Parti’de il başkanlığı da yaptınız? Konya’yı çok iyi tanıyorsunuz, bu çerçevede sorabilir miyim? 2023 yılına Konya nasıl taşınmalıdır?

 

Bu soruya cevap vermek için 2001 yılına gitmemiz gerekiyor. O zaman Ecevit başbakandı, Amerika Başbakanı ile bir fotoğrafı vardı... Ve o tablo 28 Şubat sürecinden sonra yaşanmıştı. Normalde ben siyaseti hiç düşünmüyordum. Daha öncede birçok partiden bize teklifler gelmişti ama ben düşünmemiştim. Ama artık o dönemde bir şeyler yapmamız gerektiğine inanmıştım. Elimizi taşın altına koymamız gerekiyordu, mücadele eden insanlara yardımcı olmamız gerekiyordu. Biz bunları düşünürken AK Partinin kuruluş haberi geldi. Hasan Angı Bey kurucu il başkanı olmuştu. Hasan Bey’i havuza atmış olduk. Biz de yanında onunla birlikte havuza atladık.

AK Parti süreci böyle başladı. Ben kurulurken, kurulduktan sonra ayrılırım diye düşünürken, kendimizi de içinde buldum. O dönemde zorlu bir süreç yaşanmıştı. O zaman Konya’da iktidar olan bir parti var, onların baskısı var, o dönemde mevcut iktidarda olan partilerin baskıları var. Birçok insanı davet ediyorsunuz, bu arkadaşla biz birlikte çalışırız, diye düşünüyorsunuz. Ama o arkadaşlar kaçıyor baskıdan dolayı gelemiyor. O dönemlerden sonra, işte kaç yıl geçmiş, 13 yıl… Başbakanımız Cumhurbaşkanlığını açıkladı. Şimdi bakınca çok hızlı bir sürecin yaşandığını görebiliyoruz.

Türkiye bir yıl hariç bu süre içinde tamamen büyümüş. O yılda bütün dünyada büyük bir kriz çıktı ve büyüyen hiçbir ülke yoktu. Bu süreçte Türkiye’nin her tarafı değer kazandı. O gün benim siyasette, gelin bir el atalım, bir şeyler yapmamız gerekiyor, diye düşündüğüm, madem bu ülkede yaşıyoruz, çocuklarımız için mücadele edelim dediğimiz günlerden bu günlere gelindi.  Tabi çok kısa bir süre sonra yeni bir fotoğraf gördük, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dı ve ezilmiyorduk, başımız dikti artık. 

100 yılı aşkın bir süredir Türkiye’yi etkisi altına almış, içeriden ve dışarıdan bağlamış zincirler kırılıyor bugün. Türkiye bu bağlarını çözüyor. 2023 alelade bir rakam değil, Cumhuriyetin kuruluşunun 100. Yılı… Aslında 100 yıl sonra bu ülkeyi, bu ümmeti tekrar geri almak için bir başlangıçtır.

Dolayısıyla atılacak her adımın, yapılacak her işin büyük önemi var. Etrafımızı değerlendirirken de bu çerçeveden değerlendirmek gerekiyor.

Konya ise biraz daha birlik olabilse daha kolay hedefe ulaşılacak diye düşünüyorum. Konya’yı değerlendirirken de Türkiye’nin genel durumuna göre değerlendirmek gerekiyor. Türkiye bir bütün olarak kalkınmasını sürdürdüğü sürece, Konya’da bundan payını layığınca alacaktır diye düşünüyorum.

 

Konya’nın sanayi kültürü ile ilgili bir soru ile bitirelim.

 

Konya Sanayi Odasında 2 dönemdir görev alıyorum. Konya bir atak yapacaksa mutlaka markalar oluşturmak zorunda. Belirli markalar etrafında bir çıkışın olabileceğini düşünüyorum. Bu anlamda yerel markalarımızı hem desteklemeli, hem de yeni çıkanlara da fırsat vermeliyiz. Gaziantep’in markaları var, Kayseri’nin markaları var, başka birçok ilin markaları var. Biz Konya’dan da marka çıkarmalıyız. Mesela ben Torku’yu bu çerçevede destekliyorum. Biz destek olmazsak bizim markalarımız büyümeyecek. MÜSİAD olarak da bunun için 2023 vizyonuna katkı yapmak amacıyla bir çalışmamız oldu. 1000 tane nitelikli iş yerinin olduğu sanayi kenti yapılacak. Sosyal tesisleriyle, sosyal donatılarıyla, Camisi, okullarıyla, meslek lisesiyle, kurs yerleri ile hastanesi, itfaiyesi ile sağlık kulübü ile Türkiye’de sadece birkaç yerde uygulanmakta olan bir projeyi burada MÜSİAD olarak hayata geçireceğiz İnşa Allah. Bunu yapabilirsek Konya’nın 2023 vizyonuna da büyük katkımızın olacağını düşünüyorum. Buradaki kapalı alan tamamlandığında, Konya’nın mevcut kapalı alan kapasitesini 2’ye katlayacak bir yapıdan bahsediyoruz, büyük bir proje bu.

Bu çerçevede çalışmalarımızı sürdüreceğiz diye düşünüyorum.

 

Ömer Bey bizi kırmayıp, sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz.

 

Ben teşekkür ederim…