"Parlamentoların kararına saygı duymak zorundasınız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Batılılar ne diyor? Bana diyorlar ki 'Ama siz idam istiyorsunuz.' Senin anan, baban, çocuğun, kardeşin ölmemiş ki. Demokrasilerde parlamentoların verdiği karara saygı duymak zorundasınız, biz de buna saygı duyarız." dedi.
"Parlamentoların kararına saygı duymak zorundasınız"

Konya'daki temaslarının ardından Trabzon'a gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, havalimanında kendisini karşılayan vatandaşlara hitap etti.

Tüm vatandaşları selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon'a tüm Konyalılarla birliğin, beraberliğin, dayanışmanın selamını getirdiğini belirterek, "Sizler aynen Konya'da olduğu gibi inanıyorum ki15 Temmuz'daki o ruhun bugün yeni bir dirilişisiniz." ifadesini kullandı.

Bu sırada vatandaşlar, "Dik dur eğilme bu millet seninle." diye slogan attı. Bunun üzerine Erdoğan, "Sevgili hemşehrilerim, biz biliyorsunuz sadece Allah'ın huzurunda, rükuda eğiliriz. Bunun dışında bize eğilmek yaraşmaz, yakışmaz. Bugüne kadar da kula kul olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Onu Pensilvanya'ya kul olanlar düşünsün." değerlendirmesini yaptı.

Vatandaşların "idam, idam" şeklindeki ifadeleri üzerine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi kardeşlerim diyor ki 'İdam isteriz.' Ben de diyorum ki bir defa benim 241, 15 Temmuz şehidimi bizim af yetkimiz yoktur, bu şehidimizin failleri asla affedilemez. Yasalarımızda idam yok, çıkartıldı. Şimdi diyorum ki çıkartan neresiydi? Parlamento. Şimdi parlamento bunu yeniden ne yapabilir? Getirebilir. Öyleyse siyasi partilere düşen ne? Bunu parlamentoda hemen gündeme almak suretiyle Genel Kurul'a getirmek. Genel Kurul'a getirilir de Genel Kurul'dan geçerse ben bunu onarım. Ben bunu onarım çünkü bu ülkede Gabar Dağları'nda şehit edilen Mehmedimin katillerini biz affedemeyiz, Tendürek'te şehit edilen Mehmedimin katillerini biz affedemeyiz, 241 şehidimizin katillerini biz affedemeyiz, 2 bin 194 gazimiz var, bunların faillerini biz affedemeyiz. Niye? Bunlar devlete karşı işlenen suçlar değil, birinci derecede bireye karşı yani sana karşı işlenen bir suçtur. Dolayısıyla onu affetme yetkisi kimindir? O şehidimin kalanı kim? Ancak onlar affedebilir."

"Bunlar bir kere değil, iki kere yargılanmaya mahkumdur"

Erdoğan, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin bir de devlete karşı işlenen boyutu olduğunu dile getirdi. Bunun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne darbe yapmaya, devleti yıkmaya teşebbüs etmek olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yani bunlar bir kere değil, iki kere yargılanmaya mahkumdur. Şimdi Batılılar ne diyor? Bana diyorlar ki 'Ama siz idam istiyorsunuz.' Senin anan, baban, çocuğun, kardeşin ölmemiş ki. Ama bizim canımız yanmış, ciğerimiz yanmış. Dolayısıyla kusura bakmayın eğer bu parlamento bu kararı verirse demokrasilerde parlamentoların verdiği karara saygı duymak zorundasınız, biz de buna saygı duyarız." diye konuştu.

Parlamentoya bu konuyla ilgili daha önce de seslendiğini hatırlatan Erdoğan, "Şimdi Trabzon'dan da sesleniyorum; parlamento bunu gündemine alır ve çıkarırsa bana düşen, geldiği zaman onu onamaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şu birliğiniz, şu beraberliğiniz var ya bu millet başka bir millet. Bu milletin dünyada benzeri yok, bu millet azizdir, bu millet gerçekten yücedir. Çünkü o 15 Temmuz gecesinde 'Haydi meydanlara' dediğimiz zaman bu kardeşiniz size 'Facetime'dan seslendiği zaman sizler meydanlara döküldünüz ya 1 saat içerisinde, 1,5 saat içerisinde, sizler 81 vilayetin meydanlarını doldurdunuz ya bu millet hiçbir şeye benzemez. Allah sizlerden razı olsun, Rabbim yar, yardımcınız olsun." ifadelerini kullandı.

"Onlar şehadete yürüdüler"

Vatandaşlara, "İstiklal Marşımızda ne diyor?" sorusunu yönelten Erdoğan, şöyle devam etti:

"(Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın. Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.) İşte o gece öyle oldu. Hep beraber ne yaptık? Gövdelerimizi siper ettik. Tankın altına attı mı bizim insanımız? Gümüşhaneli Sabri, kendini attı tankın altına. Birinci tankın altından geçti, geliyor ikinci tank, onun altına da attı kendini. Aradım kendini; Sabri nasılsın? 'İyiyim Reis'im, sen bize bakma, sen nasılsın?' Sabri ne iş yaparsın? 'Reisim' dedi, 'Ben 6 yaşından beri hava savunma sistemleri üzerinde yazılımla oyalandım. Sonra imam hatip okuluna gittim, orayı bitirdim. Sonra ilahiyatı bitirdim.' dedi. 'Ondan sonra da yazılım sistemleri üzerinde şu anda özel sektörde çalışıyorum.' dedi. Allah, Allah... İmam hatip, ilahiyat... Bunların bu işle ne alakası var? Mesele bu. Şimdi bu Sabriler olduğu müddetçe, imandır o cevher ki o ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür. Şimdi bir tarafta iman ne ile bütünleşiyor? İşte zaferle ve onlar nereye yürüdüler, onlar şehadete yürüdüler. Başka bir yol, o yol başka bir yol. Onlar şehadete yürüdüler, onlar şehadeti gördüler."

Erdoğan, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez." sloganlarına karşılık, "Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler' demeyiniz. Onlar diridirler ama siz bilemezsiniz.' ayetini hatırlattı.

Meselenin bu inceliği yakalamak olduğuna işaret eden Erdoğan, "O yola girdiği zaman her şey bitiyor. Bunu herkes anlamaz. Onun dilini herkes anlamaz, o dil farklı bir dil. O ne diyor? 'Benim bedenimi siz tankın altında ezseniz de çiğneseniz de F-16'larınız beni vursa da yok etse de ben Rabbimin katında şehadet mekanına yükseliyorum.' Onlar için şehadet, sevgililer sevgilisi Peygamber'e en yakın makam. Bunu herkes anlamaz." değerlendirmesini yaptı.

Ömer Halisdemir ve diğer 15 Temmuz şehitleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi büyük bir kahramanlık ve fedakarlık örneği göstererek şehit olan Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir'e de değindi.

Erdoğan, "Ömer Halisdemir kimi gebertti? Tuğgeneral'i ve Ömer Halisdemir'in üzerinden 30'u aşkın mermi çıktı, şehit ettiler ama o onu bilerek üzerine gitti." ifadesinde bulundu.

Darbe girişimi sırasında şehit olan diğer vatandaşlardan bazılarını da anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Trabzon'un da içinden bir Sedat çıktı. Aynı şekilde o da aramızda, yok olmadı. Aynı şekilde Akçaabatlı Samet. Aynı şekilde benim de başdanışmanımın ağabeyi Prof. Dr. İlhan, o da şehit oldu. Bakın profesör ama o, 'Profesörlükten daha yüce makam var.' dedi, o da şehadete yürüdü, o da şehit oldu. Dünyanın makamları nerede kalıyor? Burada kalıyor. Paran pulun her şeyin nerede kalıyor? Burada kalıyor. Cumhurbaşkanı olsan ne yazar, başbakan olsan ne yazar, multimilyarder olsan ne yazar? Hepsi geçici. Ne diyordum size hatırlayın, biz bir gün ölmeyecek miyiz? Öleceğiz. Bir adam gibi ölmek var, bir şey söyleyecektim ama onu söylemeyeceğim, bir de madam gibi ölmek var. Ölelim ama adam gibi ölelim. Sonra bizi defnedecekleri yer ne kadar? İki metreküp değil mi? Oraya gömecekler. Hoca efendi gelecek, ne diyecek? 'Cumhurbaşkanı niyetine' mi, 'genelkurmay başkanı' niyetine mi, 'başbakan niyetine' mi, 'milletvekili niyetine' mi? 'O bizim buranın büyüğü, multimilyarder zengini vardı, onun niyetine' mi? Yok ya 'er kişi niyetine' diyecek ya 'hatun kişi niyetine.' diyecek. Gömecekler ve çekip gidecekler."

"PKK neyse FETÖ daha beter"

Terör örgütü PKK ile mücadeleye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Güneydoğu'da terörle mücadelemiz devam ediyor mu? Doğu'da devam ediyor mu? Şimdi bu alçaklar, bu adiler Karadeniz'e sızmaya çalışıyor. Maçka'nın uşakları, sokmayın onları buraya, Giresun'un, Ordu'nun uşakları, sokmayın onları buralara. Bunları öyle av yapın ki buralar girilecek yer değil anlasınlar. Ben buna inanıyorum ve şimdi bu mücadele öyle yoğun devam ediyor ki bizim için PKK neyse FETÖ daha beter, DEAŞ daha beter ama biz hepsiyle de bu mücadeleyi aynen devam ettireceğiz. Gelecekleri varsa görecekleri de var. Ne dedik? 80 milyon tek millet. İki; tek bayrak. Bu bayraktan başka bayrak yok. Rengi, şehidimizin kanı. Hilal, bağımsızlığımızın ifadesi. Yıldız, şehidimizin ta kendisi. Üç; tek vatan. 780 bin kilometrekare. Bu vatanda parçalanma, bölme asla olamaz. Ona fırsat vermeyiz. Onun için de bütün mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz."

"İç güvenlikte önemli adımlar atıyoruz"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu kastederek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Karadeniz'in uşağı Süleyman. Şimdi inşallah Süleyman kardeşimle beraber iç güvenlikte önemli adımlar atıyoruz, atmaya devam edeceğiz. Gerek silahlı kuvvetlerimiz, jandarmamız, polisimiz, korucularımız hep beraber inşallah bunların kökünü kazıyıncaya kadar, bu mücadele PKK ile de devam edecek. FETÖ neyse PKK o, DEAŞ o. Mücadele birçok alanda devam ediyor, devam edecek." ifadelerini kullandı.

"Durmayacağız." diyen Erdoğan, 780 bin kilometrekarede tek devlet olduğuna dikkati çekti.

Paralel devlet diye bir şeyin olamayacağına işaret eden Erdoğan, "Ula nereden çıktı? Böyle bir şey yok. Devlet içinde devlet yok. Tek devlet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bitti. Neymiş, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bunun adı ne Rabia. Rabiamız bu bizim. Rabia; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Böyle yürüyeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Trabzon'un ardından memleketi Rize'ye gitti

Trabzon'da halka hitap eden Erdoğan, daha sonra helikopterle memleketi Rize'nin Güneysu ilçesine geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güneysu Merkez Camisi önünde kendisini bekleyen vatandaşları eşi Emine Erdoğan ile aracından inerek selamladı.

Konuşmasına tüm hemşehrilerini selamlayarak başlayan ve Rize'de bugün toplu açılış töreni gerçekleştireceklerini belirten Erdoğan, "15 Temmuz'da sizlerin ortaya koyduğu tavır, sizlerin ortaya koyduğu duruş, Türkiye'de bu milletin F-16'lara, helikopterlerle saldıranlara, tanklara, toplara, silahlara karşı Allah'ın 'yeryüzündeki halifem' dediği insanın duruşunu gösterdi." ifadelerini kullandı.

"Milletimle iftihar ediyorum"

İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın." dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Millet gövdesini siper etti ve bu hayasız saldırıyı ne yaptı? Durdurdu. Ben bu milletimi alkışlıyorum, takdir ediyorum, tebrik ediyorum ve milletimle de iftihar ediyorum." diye konuştu.

Hemşehrilerine teşekkür eden Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi lojmanları ve Adli Tıp Merkezinin bir bölümünün inşasının sürdüğünü, bütün bunlarla Güneysu Deresi'nin ayrı bir güç kazanacağını sözlerine ekledi.