"Postmodern darbe"nin 22. yılı

ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Halit Bekiroğlu:- "28 Şubat postmodern darbe sürecinde, Türkiye'nin daha adil, daha sivil, daha müreffeh ve daha özgür bir ülke olması için kendi mevzisinde mücadele veren ve bedel ödeyen genç-yaşlı, kadın-erkek
"Postmodern darbe"nin 22. yılı

İSTANBUL (AA) - ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Halit Bekiroğlu, "28 Şubat postmodern darbe sürecinde, Türkiye'nin daha adil, daha sivil, daha müreffeh ve daha özgür bir ülke olması için kendi mevzisinde mücadele veren ve bedel ödeyen genç-yaşlı, kadın-erkek her ferdi, çok tarihi bir görevi yerine getirmiştir. Bugün özellikle haklar ve özgürlükler alanında elde edilen kazanımlar, onların çabalarının sonucudur." dedi.

Bekiroğlu, "postmodern darbe" olarak nitelenen 28 Şubat'ın 22. yılında, Üsküdar İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği'nde (ÜSİMDER) basın açıklaması yaptı.

Halit Bekiroğlu, 22 yıl önce 28 Şubat 1997'de Türkiye Cumhuriyeti’ne kurulan tuzağın, yerli iş birlikçilerin gönüllü çaba ve gayretleriyle hayata geçirilmeye çalışıldığını ifade ederek, "Görev ve yetki alanlarını aşan darbe heveslisi asker ve bürokratlar, halkın iktidara layık görmediği siyasiler, faizden ve ranttan beslenen iş ve ekonomi baronları, işçi ve memurun sırtından geçinen sendika ağaları, topuk selamıyla 'hazır ol' vaziyette bekleyen medya mensupları, ülkenin seçilmiş hükümetine ve bin yıllık kadim manevi değerlerine her türlü enstrümanla savaş açmıştır." diye konuştu.

Avrupa başkentlerinde ve okyanus ötesinde hazırlanıp onaylanan bu kirli planın uygulamaya konulması ile tüm ülke sathında bir "cadı avı" başlatıldığını belirten Bekiroğlu, şöyle devam etti.

"Ancak cadı niyetine avlananlar başörtülü üniversiteliler, imam hatip okullarında okuyan gencecik kız çocukları, başörtülü memurlar, namaz kılan asker ve bürokratlar olmuştur. 28 Şubatçı zihniyet, 'irtica' ve 'kamusal alan' diye uydurduğu iki kavram üzerinden, menfur niyetlerini uygulamaya engel gördükleri herkesi bir şekilde bertaraf etmiştir. Öğrenciler okullarından, askerler ordudan atılmış, kendileri gibi düşünmeyen hiçbir memura hayat hakkı tanınmamıştır. Mütedeyyin iş adamları iflas ettirilmiş, milyonlarca insan, kendi vergilerinden maaş alan darbeci asker ve bürokratlar tarafından horlanıp hakir görülmüştür. Yüz binlerce vatandaşımız yapılan zulüm ve haksızlıklardan doğrudan etkilenmiş ve mağdur edilmiştir. Devletin etkili makamlarını ele geçirip işgal etmiş bu bir avuç zalim, zulümlerinin bin sene sürmesi için kararlar alıp planlar yapmıştır. Fakat acı çeken, horlanan, hakları elinden alınan ve hesapların dışında tutulmak istenen halk, inancı ve feraseti sayesinde tüm planları boşa çıkarmasını bilmiştir. Gerek halk tarafından desteklendiği halde postmodern bir darbeye maruz kalan hükümet gerekse akıl almaz uygulamalarla karşı karşıya bırakılan millet nazarında, 28 Şubat süreci tarihin akışında bir nokta mesabesinde görülmüştür. Hukuk tanımayan ve sivil olmayan darbecilerin beklentilerinin ve planlarının aksine, dönemin kanaat önderleri ve millet, oyuna gelmeyip mücadelesini hukuki zeminde ve sivil tepkilerle göstermiştir."

- "Darbecileri destekleyenler yargı önüne çıkarılmamıştır"

Yaşanan çok derin sarsıntılar ve acılardan sonra yakalanan ilk fırsatta, dönemin siyasetçilerinin halk tarafından cezalandırılıp siyasetin karanlık sayfalarına ve sandıklara gömüldüğüne değinen Bekiroğlu, "Yıllar sonra başlatılan davalarla birlikte darbeci asker ve bürokratlar yargılanmış ve bir kısmı cezalandırılmıştır. Ancak darbecileri destekleyen ve onlara akıl veren iş adamları, medya mensupları, sendikacılar gibi unsurlar henüz yargı karşına çıkmamıştır. O dönem haksızlığa uğrayan ve zulme maruz kalan insanımızın haklarının ödenmesi ise ahirete kalmıştır." ifadelerini kullandı.

28 Şubat'ı organize eden aklın Türkiye'nin üreten, güçlü ve lider bir ülke olmaması için eğitim alanında attığı adımların zannedildiğinden daha etkili ve derin olduğunu vurgulayan Bekiroğlu, şunları kaydetti:

"Geride kalan yirmi yılı aşkın bir sürede, gerek meslek liseleri alanında gerekse din eğitiminde yaşanan sıkıntılar, darbecilerin uzun vadeli sinsi planlarının kısmen tuttuğunu göstermektedir. Meslek liselerini ve imam hatip okullarını, aldıkları akıl almaz kararlarla kapanma noktasına getiren darbeci zihniyet; yerli ve milli bir üretimin önünü tıkamış, gençlerimizi manevi değerlerinden ve özünden koparmıştır. Gösterilen onca çaba ve gayrete rağmen bu tıkanma açılamamış ve bağ tam manasıyla onarılamamıştır. 28 Şubat postmodern darbe sürecinde, Türkiye’nin daha adil, daha sivil, daha müreffeh ve daha özgür bir ülke olması için kendi mevzisinde mücadele veren ve bedel ödeyen genç-yaşlı, kadın-erkek her ferdi, çok tarihi bir görevi yerine getirmiştir. Bugün özellikle haklar ve özgürlükler alanında elde edilen kazanımlar, onların çabalarının sonucudur. Bu vesileyle darbe sürecine direnen, mücadele eden herkese şükran borcumuz vardır. O gün vermiş oldukları mücadele ve kararlılığı minnetle anıyoruz."

Basın açıklamasının ardından Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen'in de katılımıyla Üsküdar İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği'nin yeni hizmet binası törenle açıldı.

Üsküdar Belediye Başkanı Türkmen de açılışta yaptığı konuşmada, derneğin 28 Şubat'ta açılmasının çok manidar olduğunu ifade ederek, "Her şeyden önce biz Müslümanlar, inananlar, dava adamları cesur olmak durumundayız. Bu anlamda ben bugünü böyle okuyorum. Şunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim. Bu davanın en önemli isimleri, liderlerimiz, büyüklerimiz çocuklarını imam hatipten aldılar. Neden aldılar? 'Çocuğumuzun önü kapalı. Gelecekte üniversitelere giremez. Zaten katsayı problemi var. Zaten kız çocuklarını okullara da sokmuyorlar. Bari erkek çocuklarımızın geleceğini karartmayalım.' Çocukları bu okullardan alanlar oldu. Mesela ben çocuğumu almadım. Bunu bilmenizi isterim. O süreçte bir eksikliğimiz ve yanlışımız olmuştur. Ama hepsi birer tecrübedir." diye konuştu.

28 Şubat sürecinde yaşananları anlatan ve Türk toplumunun psikolojik olarak bu sürece hazırlandığını vurgulayan Türkmen, "Bugün de buna benzer senaryo var aslında. Bugün de bu süreç soğan-patates üzerinden yürütülmeye çalışılıyor. Bunları artık biz Müslümanlar görmek zorundayız." ifadelerini kullandı.

Kaynak: