Prof. Dr. Erkan Türkmen: Mevlana’yı kullandılar

Prof. Dr. Erkan Türkmen, önemli bir iddiayı gündeme getirdi. Prof. Dr. Türkmen, “Avrupa akımında, Mevlana’yı kliseye koymak istediler. Bu da dinler arası diyalog olarak çıkıyor ortaya. Binlerce İngiliz şairi Mevlana’yı kullandı.” dedi
Prof. Dr. Erkan Türkmen: Mevlana’yı kullandılar

KTO Karatay Üniversitesi Konya Karatay Ve Selçuklu Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erkan Türkmen, 45 yıldır Mevlana ve Mesnevi’yi araştırıyor. Araştırmaların birçoğunu kitaplaştıran Prof. Dr. Türkmen, bugüne kadar bilinmeyen önemli konuları ortaya çıkardı. Erkan Türkmen, Avrupa akımının, eski yıllarda dinler arası diyalog çerçevesinde, Mevlana’yı kliseye koymaya çalıştığını kaydetti. Prof. Dr. Türkmen, “Mesnevi’ye, “Ne çare eyleyim ey Müslümanlar, ben kendimi tanımıyorum.” gibi uyduruk cümleler eklenmiş. “Gel ne olursan ol yine gel” şiiri Mevlana’ya ait değildir. Mevlana’dan önce, İran’da bir derviş yaşarmış ona aittir. Bu kesindir. Bunları Mesnevi’nin içerisine kim koymuş bilmiyorum. Ama Avrupa akımında, Mevlana’yı kliseye koymak istediler. Bu da dinler arası diyalog olarak çıkıyor ortaya. Binlerce İngiliz şairi Mevlana’yı kullandı. Mesnevi’nin Farsçasını herkes anlamaz. Bir de Mevlana’yı anlamak için dil bilmek yeterli mi? Onun kültürünü ve tarihini bilmek gerekiyor. Mesela, “Hamdım, piştim, yandım” diye söyleniyor. Doğrusu, “Hamdım, yandım, yandım da yandım.” Piştim kelimesi içerisinde yoktur.” dedi.

MESNEVİ YOLDA DEĞİŞMİŞ

Hintlilerin de politik olarak Mesnevi’de değişiklik yaptığını aktaran Erkan Türkmen, “Hz. Mevlana Celalettin Rumi, Anadolulu değildir. Kendisi, Türkistan’dan göç etmiş ve konuştuğu Farsça ise, İran Farsçası değil, Orta Asya Farsçasıdır. İran, Mesneviyi değiştirdi. Hindistan’a da maalesef bu şekilde gitti. Hindistan’daki el yazmalarını inceledim ve anladım ki Mesnevi Türkiye’de değiştirilmemiş. Fakat yolda giderken değişmiş. Değişince, tehlikeli şiirler de eklenmiş. Bu değişim, İran’ın kurulmadığı zaman öncesinde de olmuş. Hintliler de politik olarak değiştirmiş. O zamanlarda Hint Şahı ortak din çıkartmaya çalıştı. Mevlana’yı da bu yönde kullandı. Bunun siyasi boyutları var. Bizim Konya’da görevimiz bunları düzeltmektir. Tekrardan taşları yerine koymalıyız.” diye konuştu.

Prof. Dr. Erkan Türkmen
 

“AKRABALARININ ÇOĞU BENLİĞE DÜŞTÜ”

Mevlana’yı iyi anlamak gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Türkmen, “Mevlana’nın kendisi çok açık söylüyor: “İnsanda şeytan yoktur, kendi nefsi vardır.” Mevlana’nın felsefesi, torunu olan Arif Çelebi’den sonra değiştirildi ve nefs için kullanıldı. Şimdi de öyle değil mi? Birçok insan çıkıp, “Bu şuyum” demiyor mu? Peki Mevlana’nın ilmini neden yapmıyorlar? “Ben Mevlana’yı çok seviyorum.” Neyini çok seviyorsun, dağıtılan Mevlana şekerini mi?  Mevlana’nın hissiyatını ve duygularını anlamak lazım. Mesnevi’de 32 bine yakın beyit bulunur. Beyitlerin çoğu aşk ile ilgilidir. Aşkı anlatır. Divanı Kebir zaten baştan aşağıya aşktır. Bu aşk nedir ilk önce onu anlamak gerekir. Aşkın Türkçesi kara sevdadır. Mevlana ilahi aşkı anlatıyor. İlahi aşk geçmez. Akrabalarının çoğu benliğe düştüler. Siz zannediyor musunuz ki Allah sevgisi çocuktan çocuğa geçer.” şeklinde konuştu.

YUNUS EMRE MEVLANA’NIN MURİDİ

Terörün panzehrinin Mevlana’nın felsefesi olduğunu da savunan Türkmen, Yunus Emre’nin Mevlana’nın müridi olduğunu söyledi. Prof. Dr. Türkmen, konuşmasına şöyle devam etti: “Sayın Cumhurbaşkanımız da hep söylüyor. Dünyada İslamifobi oluşturulmaya çalışılıyor. Bu tehlikeye karşı tek panzehir var, o da Mevlana’nın öğretileridir. Mevlana’nın Mesnevisi Kuran ve hadislerin açıklaması olduğu için tek çaredir. Pakistan da buna karar verdi zaten. Örneğin Mevlana’nın Mesnevisinde dile getirdiği “ney” Kuran’dan alınmıştır. Yoksa ney çalıp, dans etmek değildir. Terör örgütleri belki Mevlana’nın ismini duymuşlardır ama felsefesini bilmiyorlar. Mevlana’nın felsefesine inanan, başkasını öldürebilir mi? Çocukları katledebilir mi? Asla… O halde biz Avrupa’ya göre daha modern ve insancılız. Yunus Emre, “Eğer bil gönül kırdıysan, kıldığın namaz, namaz değil.” der. Buradan hareket etmek gerek. Yunus Emre de Mevlana’nın mürididir.  Onun felsefesini benimsemiştir. Mevlana’nın Mesnevisi doğru okutulursa, terör olaylarının azalmasında çok etkili olur.”

SALİH KÖPRÜLÜ / YENİ HABER GAZETESİ