Prof. Dr. Önder Kutlu operasyonları değerlendirdi

YENİ HABER - MERVE ATEŞ
Prof. Dr. Önder Kutlu operasyonları değerlendirdi

Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu 17 ve 25 Aralık operasyonlarının yıldönümünde gazetemize bir söyleşi verdi. Kutlu Samanyolu yayın grubuna yönelik operasyonları “Normalleşme operasyonudur aslında. Hukukun siyasi düzenin rayına sokulması operasyonudur” şeklinde değerlendirdi.

 

Geçtiğimiz günlerde 17 Aralık Operasyonlarının yıldönümüydü, bir yıl geçti üzerinden toplumda taşlar yerinde oturdu mu ?

 “Bir kaç gündür devam eden operasyonları açıktan bir tartışmaya müdahale olarak düşünülmüş bir operasyondur. Geçtiğimiz 17 Aralık’ta düzene topluma karşı bir isyan vardı. Toplumsal düzenimizi değiştirmeye yönelik adımlar atılmıştı. Biz bunu geçen yol gördük ama geçmişi olan birkaç yıldır ortaya çıkan bir olay.”

Çeşitli devlet Kurumları kullanılarak 17 Aralık operasyonları gerçekleştirildi. Hükümete karşı gerçekleştirilen bu darbe girişiminin kamuoyuna yansıması nasıl oldu.?

 “Ciddi şekilde kamuoyunda bir tepki vardı. Toplum mahremiyatının tehdit altında olduğunu düşünüyordu. Artık 17Aralık hükümet darbesine dönüşüyordu. Karşımız hükümet darbesi cıktı.Hem olayların kuruluş şeklinden yargı ve polis tarafından yapılmasından anlıyoruz. Son derce iki hassa kurum kullanılarak darbe yapılmaya çalışıldı”

8-2-2-002.jpg

Darbe girişimi olarak nitelendiriliyor, belirgin cümleler var .Planları gerçekleşse idi bu nasıl işleyecekti.?

 “Darbe olduğunu daha sonra açığa çıkan belgelerde görüyoruz. Dönemin Başbakanı” İfadesi bile bunu anlatmaya yetiyor. Bakanlar tutuklanacak, onların yerine de bir takım insanlar getirilecek. Ortaya çıkan tablo bu.”

Algı operasyonları sürüyor aylardır, mücadeleci bir görünüm veriliyor. Masum psikolojisini mi yansıtmaya çalışıyorlar.?

“Yıllardır eleştiriler vardı. Ergenekon operasyonlarında da gördük bunu kurunun yanında yaşı da yakma olayı. Darbeye teşebbüs edenlere mücadele eder görünümü verdiler. Masum insanları karalama operasyonlarına dönüşmüştü. Son bir yıldır bunlarla yatıp kalkıyoruz. Bir takım algı operasyonları var. Konya’nın art niyetli birtakım kişiler ve gruplar tarafından ‘lekelenmek’ istendiğini, her vesileyle birilerinin şehir üzerinden oyunlarını oynama çabası içinde olduklarını da biliyoruz. Bunu 12 Eylül’e gerekçe teşkil eden ‘düzmece’ Kudüs Mitinginde, 28 Şubat’a giden yolda yapılan provokasyonlarda gördük”

Samanyolu grubuna bir operasyon gerçekleştirildi. Senaryolarla toplumda bir hareket uyandırmaya çalıştıkları iddia ediliyor. Operasyonu nasıl değerlendirirsiniz?

“Son günlerde Samanyolu grubuna yapılanlar nedir, bir normalleşme operasyonudur aslında. Hukukun siyasi düzenin rayına sokulması operasyonudur. İnsanların konuşmaları evleri hukuka aykırı bir şekilde, uydurmaca delillerle tehdit altına alınmışız .Nereye gittiği belli olmayan bilgiler var.TİB’de çıkan yangından bile ben şüpheleniyorum. Bilgilerimizin nereye gittiğinden haberimiz yok karanlık işlere maşa mı yapılıyor bilgilerimiz. Sonuç olarak; ülke olarak bir ‘arınma’ sürecinden geçiyoruz. Halka ve millet iradesine güvenmeyen yapıların temizlenmesi gerekiyor. Suları tersine akıtmak mümkün değil. Bu saatten sonra, millete tuzak kuran yapılar, halk iradesine inanmayan gruplar ve diğer insanları yok sayan örgütler kaybetmeye mahkûm”

Toplum adına korkuların olduğundan söz ettiniz. Nelerdir bunlar.?

“ Ailem ve toplum adına ben bunlardan çekiniyorum. Temelde hukuki değerler yok menfaatler tuzaklar var. Pensilvanya’dan işaret verilmiş senaristler uygulamışlar. Biz bu paralel dediğimiz yapı buna tekabül ediyor. Kendilerine göre yargı kurup topluma tuzak kuruyorlar. Akademisyen olarak tehdit altında olduğumu düşünüyorum. Bunun emniyet yargı, iş dünyasında ki ayağının çözülmesi mücadele edilmesi lazım .”