Ramazan’da su tüketimine dikkat!
Ramazan Ayı’nda hastalarda görülen problemlerin temelinde susuzluk yattığını belirten Üroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ali Furkan Batur, “Polikliniğimize hastalar Ramazan’da özellikle ikinci haftadan sonra böbrek ağrısı şikâyetiyle geliyorlar. Hastalarımız bunu yaşamasın diye birtakım önlem ve önerilerde bulunuyoruz. Ramazan’da vücudumuz susuz kalıyor. O anlamda hastalarımızın daha iyi sıvı gıda takviyeleri yapmalarını öneriyoruz. Bizim önerdiğimiz kadarıyla iftar ile sahur arasında en azından 1,5 litre sıvı tüketmek gerekiyor. Bu sıvıyı da çok sevsek bile çay veya kahveyle değil, normal su olarak tüketmemiz gerekiyor. Çünkü çay veya kahve vücuttan su attırarak vücudun su ihtiyacını arttırıyor. Hastalar Ramazan’da böbrek ağrısı çekiyorlar. Bunun yanında halihazırda böbrek taşı olan hastaların bu miktardan daha da fazla su tüketmeleri lazım. Oruç tutmayın demiyoruz, ancak oruç tutarken sıvı tüketimlerine dikkat etmeleri gerekiyor. Özellikle böbrek yetmezliği olan hastalara ne yazık ki oruç tutmamaları gerektiğini öneriyoruz. Herhangi bir hastalığı olmayan kişilerin de iftardan sonra 1,5 ile olabilirse 2 litre su tüketmelerini öneriyoruz” şeklinde konuştu.
“YEMEĞE YÜKLENMEYİN”
Ramazan Ayı’nda insanların yemeğe hızlı bir şekilde yüklendiğini ancak bunun da hastalıkların tetikleyicisi olduğunu belirten Batur, “İnsanlara yemeği bir anda fazlaca yememeleri gerektiğini öneriyoruz. Çünkü mide ağrılarıyla da karşılaşılıyor. Bu mide ağrıları da zaman zaman böbrek ağrılarıyla karıştırılabiliyor. Hastalar iftardan sonra kendilerini acil servislerde bulabiliyorlar. Bu anlamda da dikkat etmek gerekiyor. Bu hastalıklar 20’li yaşlardan itibaren herkeste görülebilir. Biraz daha sıcak aylarda tutunca orucu bu şikayetler daha fazlaydı ama şimdi mayıs ayında tutuyoruz. Önceki zamanlardaki kadar şikayet gelmiyor. Vücuttan su kaybı nispeten azaldı. Havalar da avantajlı gidiyor gözüküyor. Özellikle yaşlı hasta popülasyonunda şöyle bir problem oluyor. Hasta sıvı tüketemiyor. 1-2 bardak suyla gün geçince bu taşla ilgili hastalıklar daha fazla oluyor. O yüzden 40 yaş üstü insanların bu anlamda daha dikkatli olmaları gerekiyor. Sıvı gıdayı mümkün mertebe 1,5 litre civarında tüketmeleri gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“SAHURA KALKMAK ÖNEMLİ”
Oruç tutarken sahura mutlaka kalkmak gerektiğini belirten Batur, “Sıvı ve gıda tüketimi belli bir vakte yayılmış şekilde olmalıdır. Yatmadan evvel yemeğimi yiyeyim, uykum bölünmesin mantığı bu anlamda hem Ramazan’ın fıtratına aykırı, aynı zamanda da sağlık olarak da aykırıdır. Ramazan Ayı’nda orucun bize getirdiği sağlık etkileri açısından baktığımızda karaciğere de çok ciddi anlamda fayda sağlıyor. Bunu yapmak için de bir anda yemeğe yüklenmemek ve dağıtarak yemek gerekiyor. Sahura bu anlamda mutlaka kalkmak lazım. Aynı zamanda tansiyon veya kronik bir rahatsızlığı olan, ilaç kullanan hastalarımızın da ilaçlarını en azından iftar-sahur aralığına yaymaları gerekmektedir. Eğer ilaçlarını aç almaları gerekiyorsa hastalarımızın sahura daha erken kalkıp ilacını alıp gerekirse yarım saat bekleyip ondan sonra bir şeyler yemeleri gerekmektedir. Bu konuda da çok dikkat etmeleri gerekiyor. Çünkü kronik hastalığın oluşturduğu etkiler daha fazla artmaktadır” dedi.
HÜSEYİN KOYUNCUOĞLU / YENİ HABER GAZETESİ
