‘Reçete okuryazarlığı düşük seviyede’

Sağlık Bakanlığı’nın son yıllarda yaptığı başarılı çalışmalar sayesinde, aile hekimlerinin 2011'e göre antibiyotik reçeteleme tercihlerinde yüzde 28,5'lik bir azalma oldu.
‘Reçete okuryazarlığı düşük seviyede’

Sağlık Bakanlığı’nın son yıllarda yaptığı başarılı çalışmalar sayesinde, aile hekimlerinin 2011'e göre antibiyotik reçeteleme tercihlerinde yüzde 28,5'lik bir azalma oldu. Türkiye’de reçete okuryazarlığının çok düşük seviyelerde olduğunu ifade eden Konya Eczacılar Odası Başkanı Adem Açıkgöz, “Vatandaş antibiyotiği ağrı kesici zannediyor. Daha önceki dönemlerde öyle kullanılıyordu. Son yıllarda bu konuda büyük mesafe aldık” dedi.

ilac-2.jpg

Antibiyotik satışının reçetesiz olarak yapılmadığını hatırlatan Konya Eczacılar Odası Başkanı Adem Açıkgöz, “Serbest eczanelerimiz, vatandaşlarımıza verdikleri ilaçların yüzde 98’ini reçete ile veriyorlar. Diğer ilaçlarda olduğu gibi antibiyotik konusunda da önemli oranda yasal düzenlemeler var. Antibiyotikler kesinlikle reçetesiz satılmıyor. Zaten hekim gerekli gördüğü zaman bir antibiyotik yazıyor vatandaş da eczaneden tedavisi için gerekli antibiyotiği alıyor. Şuanda ülkemizde reçetesiz antibiyotik kullanımı yok” dedi.

ilac-88.jpg

“TÜRKİYE’DE REÇETE OKURYAZARLIĞI ÇOK DÜŞÜK”

Türkiye’de reçete okuryazarlığının çok düşük seviyelerde olduğunu ifade eden Açıkgöz, “Vatandaş antibiyotiği ağrı kesici zannediyor. Daha önceki dönemlerde öyle kullanılıyordu. Bu da hem ülkemizde hem de dünya genelinde antibiyotiğe karşı vücudumuzdaki mikropların direnç boyutunu yukarı seviyelere getiriyor ve bir sonraki aşamada vatandaşın ya da hastanın tedavi olmasını mümkünsüz kılıyor. Bilinçli bir antibiyotik kullanımı gerekiyor. Bu noktada zaten son zamanlarda hem eczanelerin reçetesiz satış yapmadıkları hem de sağlık bakanlığının kamu spotlarında ya da afişlerde vatandaşı bilinçlendirdiği için antibiyotik kullanımı ciddi anlamda düştü. Düşmesi gerekiyordu zaten. Biz bu konunun sonuna kadar savunucusuyuz. Bu konuda vatandaşlarımıza büyük iş düşüyor” diye konuştu.

ilac-1.jpg

“TEDAVİ BİTMEDEN İLACI ATMAYIN”

Eczanelerin antibiyotik kullanımının azaltılması noktasında vatandaşa her türlü bilgilendirmeyi yaptığını ifade eden Açıkgöz, “Yani antibiyotiklerin çok önemli ilaçlar olduğunu, tedavi olunması için önce hekime gidilmesi gerektiğini ve tedavi süresince de düzgün kullanması gerektiğini anlatıyoruz. Yani vatandaş önce doktora gidiyor. Doktor antibiyotiği yazıyor 1 kutu veya 2 kutu. 2 gün kullanıyor ilacı ve sonra çöpe atıyor. 2 gün sonra biraz iyi hissettiğini anladığı an ilaç kullanmayı bırakıyor. Bu çok yanlış bir uygulama. Çünkü vücudundaki enfeksiyon bitmeden kendini iyi hissettiği için bırakıyor ama 1 hafta, 2 hafta ya da 1 ay sonra o hastalık tekrar nüksediyor. Bu sefer o hastalık birinci seviyedeyse nüksettiği zaman o hastalığın seviyesi daha şiddetli boyutlara çıkıyor. Yani tedavi için gerekli olan antibiyotiğin oranını daha çok artırmak gerekiyor. Bu yüzden vatandaşımızın düzenli tedavisinde reçetedeki ilaçları çok düzenli ve süresinde kullanması gerekiyor. Yarım kesmemesi gerekiyor” dedi.

ialc-44.jpg

“KÜLTÜR-ANTİBİYOGRAM TESTİ İLE KARAR VERİLİYOR”

Hekimlerin, reçetelere yazdıkları antibiyotiklerin hastalık çeşidine göre sınıflandırıldığını belirten Açıkgöz, “Antibiyotik aslında hekimin hastalığı teşhis edip, tedavisini vermesiyle alakalı bir şeydir. Zaten üniversite hastanelerine gittiğiniz zaman ya da büyük hastanelere gittiğiniz zaman birçok hekim arkadaş, hastalıkla alakalı kültür-antibiyogram testi yaptırır. Her mikroba karşı, her antibiyotik olmuyor. Vücudun duyarlı olduğu antibiyotikleri kullanmamız gerekiyor ki vücutta gelişen mikrobu öldürsün ve tedavi etsin. O yüzden kesinlikle kültür-antibiyogram testiyle antibiyotik verilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

“ANTİBİYOTİĞE BAĞIŞIKLIK TEHLİKELİDİR”

Vücudun antibiyotik kullanımına bağışıklık kazanabileceğini ifade eden Açıkgöz, “Diyelim ki antibiyotik 1 ay içerisinde kullanıldı. Tekrar ikinci de, üçüncü de kullanıldı ama bunun neticesinde hasta iyileşmedi. İşte o zaman o kişinin metabolizması bir sonraki aşamada o antibiyotiklerle mevcut tedavisini sağlayamaz hale geliyor. Zaten bütün dünyadaki sağlık otoriterlerinin korktuğu şey budur. Yani süresince ve en mantıklı bir antibiyotikle tedavi etmek gerekiyor. Aksi halde normal bir antibiyotikle tedavi edebilecek bir hastalığa üst grup bir antibiyotik verildiği zaman bir sonraki aşamada o vatandaşımızın tedavi olma süresi ya uzuyor ya da tedavi edilemez hale geliyor” ifadelerini kullandı.

SÜMEYRA KENESARI/ YENİ HABER GAZETESİ