Roth: Hayatı artık kamera lensinden görüyorum

"Lost", "Prison Break" gibi dizilerin ABD'li yönetmeni Bobby Roth, "5. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali"nde sinemaseverlerle buluşarak, "Ben hayatı artık kamera lensinden görüyorum. Şimdi Türkçe bilmiyorum ama öğrenebilirim." dedi.
Roth: Hayatı artık kamera lensinden görüyorum

"Lost", "Prison Break", "Miami Vice" ve "Fringe" gibi pek çok kült dizinin yönetmeni ABD'li yönetmen Bobby Roth, "5. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali"nde sinemaseverlerle buluştu.

Roth, Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu festivalin Grand Pera Emek Sahnesi'nde düzenlenen "Masterclass" programında, sinema sektöründeki tecrübelerini paylaştı.

Eğitimini Berkeley'de Felsefe ve Yaratıcı Yazarlık, USC Cinematic Arts'ta Sinema, UCLA'da Film Yapımcılığı alanında tamamlayan Roth, programda 10 bölümden oluşan "Bir Yönetmen Hazırlanıyor" başlıklı, kamera arkaları ve röportajlardan oluşan derslerine yer verdi.

Roth, "Bir Yönetmen Hazırlanıyor" başlığıyla hazırladığı eğitim filminin "Hazırlık ve Hayal Gücü", "Yönetmenin Senaryoyla İlişkisi", "Çekim Tasarımı", "Rol Dağılımı" ve "Zaman Yönetimi" bölümlerinde, iyi bir yönetmen olmak için yapılması gerekenleri anlattı.

"Her hata bana bir şeyler öğretti"

Sektöre 40 yıl önce bağımsız filmler çekerek girdiğini aktaran Roth, son 10 yıldır daha ticari işlerde yer aldığını söyledi.

Roth, son zamanlarda ulusal bir kanalda televizyon filmler çekmeye başladığını belirterek, "Bunu kimseye tavsiye etmem. Çünkü çok zor bir iş. Daha önce sinema okullarına gitmiştim ama bir şey öğrenmedim. Sektöre dair öğrendiklerimi aslında 40 yılda, tecrübe ederek öğrendim. Birçok hata yaptım ve her hata bana bir şeyler öğretti." dedi.

Sektöre dair eğitimler verdiğini ve bu eğitimleri bir film haline getirdiğini bildiren Roth, "Daha önce çektiğim filmlerde ve dizilerde çalıştığım oyuncu, sanat yönetmeni ve görüntü yönetmenleriyle röportajlar yaptım. Bir yönetmenden neler beklediklerini sordum. Böylelikle 'Bir Yönetmen Hazırlanıyor' ortaya çıktı." diye konuştu.

Roth, zaman zaman bazı dizilere danışman olarak Türkiye'ye geldiğine işaret ederek, "Kendimi çok rahat hissediyorum. Türkçe bilmesem de Türkiye'deki sinemacılarla çok iyi anlaşıyoruz. Çünkü sinema ortak bir dildir. Bu sizin için de çok önemli. Bir işe başlamadan önce yapılan hazırlık için, iletişim kurabilmek çok önemli." değerlendirmesini yaptı.

"ABD'de zaman çok pahalı"

Bir film çekerken, sette çok sabırlı olduğunun altını çizen yönetmen, şöyle devam etti:

"Benim işim seti sakin kılmak. Baskı altında kimse iyi çalışamaz. Sorunlar ortaya çıktığında elimizde yeteri kadar kaynak olmalı. Aksi halde işin içinden çıkamayabilirsiniz. Sette bir aktöre, 'Çok iyi oldu' dışında bağırmak kötü bir fikir. O sahnenin çekimine dair olumsuz şeyler düşünseniz dahi bunu aktöre söylememeniz gerekir. Benim yöntemim, herkesin kendisini özgür hissetmesini sağlamak. Zaman para demek olduğu için aslında çok da özgür değiliz bu konuda. ABD'de zaman çok pahalı. Tekrar tekrar çekim yapabilirsiniz ama bu size çok pahalıya mal olur. Bir sinema filmi çok kazanırsa fazla maliyeti görmezden gelebilirsiniz ama televizyon dizisinde, kazanacağınız para önceden belli olduğu için zamanı verimli kullanmak çok önemli."

Bobby Roth, bir sinema filmini ya da diziyi çekmeden önce detaylı bir hazırlık yaptığına işaret ederek, "Ne kadar fazla hazırlık yapar, senaryoyu ne kadar fazla okursanız o kadar iyi çekimler yaparsınız. Sete ve senaryoya hakim olmak sizin işinizi kolaylaştırır. Sahnedeki her şeyin hayalini önceden kurmak gerekiyor. Ben hayatı artık kamera lensinden görüyorum. Şimdi Türkçe bilmiyorum ama öğrenebilirim. Lens dilini öğrenmek ise Türkçe öğrenmekten daha kolay." ifadelerini kullandı.

Film çekmeden önce mümkün olduğunca prova yapmak gerektiğini vurgulaya Roth, şunları kaydetti:

"Televizyon dizileri için prova yapmak çok mümkün olmuyor. Türkiye'de durum daha da ağır, bir günde daha fazla sayfa çekiliyor. Ben bir çekim listesi yapıyorum ve bu listeyi setteki herkese veriyorum. Çünkü iletişimin gücüne inanıyorum. Ekibinize ne kadar çok bilgi verirseniz o kadar iyi olur ve ekipten herhangi biri, o sahnenin çekimiyle ilgili size daha iyi bir öneri sunabilir. Planlı ve hazırlıklı olmanız, değişiklik yapmak zorunda olduğunuzda işinizi kolaylaştırır. Sorular sorarak ilerlemek daha iyi sonuçlar almanızı sağlar. Çünkü yaptığınız işe biraz da kişiliğinizden katıyorsunuz. Ekibe verdiğiniz yemek de çok iyi olmalı. Ben sette ekibim için iyi bir baba gibiyim. Çünkü ekip mutlu olduğunda daha iyi işler çıkar. Bunların hepsi, yaratıcılıkla para arsındaki dans, iyi idare etmeniz gerekiyor."