Sedat Dönmez

Sedat Dönmez

RUHSUZ BİR ŞEB-İ ARUS DAHA GEÇİYOR

RUHSUZ BİR ŞEB-İ ARUS DAHA GEÇİYOR

Konya’ya yerli ve yabancı ziyaretçinin en çok geldiğini dönemleri sıralasak bu günler bir elin beş parmağını geçmez. Dünya çapında ziyaretçi çeken en önemli etkinlik ise tabi ki Şeb-i Arus haftasıdır. Bu dönemde Konya’ya yoğun bir insan akışı gerçekleşir. Herkes Mevlana’nın vefat haftası etkinliklerini görmek içi şehre gelir. Gelenlerin yüzde doksanlık bölümü hayal kırıklığıyla geri döner bir daha da gelme isteğinde bulunmaz. Bu yıl da her yıl olduğu gibi sönük, basit billboard reklamlarıyla geçiştirilen bir Şeb-i Arus haftasını daha geride bırakıyoruz. Yine Mevlana Kültür Merkezi’ne sıkıştırılmış bir etkinlik haftasını geçiriyoruz, şehirde Mevlana felsefesinden eser bile yok.

Konya’ya gelen binlerce kişi her hafta yapılan Sema gösterisine ek olarak ufak bir tasavvuf dinletisiyle gönderiliyor şehirden. Peki, bu gelen insanlardan oteller haricinde esnaf kazanıyor mu? Hayır. Şehir katma değer sağlıyor mu? Hayır. Buradan gidenler çevresine bu deneyimi tavsiye ediyor mu? Hayır. Çünkü geldiklerinde bir deneyim yaşamıyorlar sadece bir ritüeli izleyip gidiyorlar. Bu bir haftalık süreç içerisinde günleri bölen, şehirde Mevlana felsefesini ve Şeb-i Arus ruhunu verecek hiç bir şey yok. Birkaç yerli ve ulusal markanın reklamları hatırlatıyor bu önemli haftayı. Dışarıdan gelenleri zaten saymıyorum. Onlar otel ve Mevlana Kültür Merkezi arasında servis araçlarıyla gitmekten başka bir deneyim yaşayamıyorlar.

Konya maalesef elindekilerin kıymetini bilmeyen, elindeki pazarlama fırsatlarını yora yora öldüren bir şehir oluyor. Bu kadar önemli bir haftayı bu kadar boş geçirebilmek gerçekten büyük bir çaba gerektiren, önemli bir yönetim başarısı. Bu pazarlama fırsatı ile dolu haftayı nasıl bu kadar öldürebiliyorlar gerçekten inceleme konusu olur. Hatta üniversitelerin ilgili bölümlerinde başarısızlık örneği olarak derslerde anlatılacak kadar önemli. Peki, ne yapmalı Konya? Gelen insanlara şehrin her noktasında bir Mevlana deneyimi yaşatmalı, bir haftalık dönemi her gün için planlanan gündüz ve akşam etkinlikleriyle bu ruhu diri tutmalı. Buraya gelen insanlara şehirde para harcatmalı, esnafın ticaretine hareket katmalı. Gelen insanları tekrar getirmek ve çevrelerine tavsiye ettirecek motivasyonu sağlayabilmeli. Şeb-i Arus haftasından önce tüm Türkiye’yi ve hatta dünyayı Konya’ya davet etmeli.

HIZLI TREN AÇILIŞI MI ŞEB-İ ARUS MU?

Şeb-i Arus törenlerinin sönük geçmesi bir yana şu an Konya’da bu önemli haftadan daha çok konuşulan ise Konya-İstanbul arası açılacak olan hızlı tren hattı. Şehre Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar geliyor ama amaç hızlı tren açılışı. Mevlana gibi bir değerin siyasi amaçların gölgesinde kalması gerçekten çok üzücü. Devlet büyükleri hızlı tren açılışına geliyor, e hadi gelmişken Şeb-i Arus törenine de katılalım demiş gibi oluyor. Tam Şeb-i Arus günü bu açılışın yapılması üzülerek söylemeliyim ki bu değeri öldürmüş. Konya kendine harakiri yapıyor diyebiliriz.

KONYA’NIN GURUR DEĞERİ; TÜRK YILDIZLARI

Biraz önce de söylediğim gibi Konya elindeki değerlerin kıymetini bilmeyen ve o değerlerden faydalanamadan onları yoran ve kaybeden bir şehir. Konya için önemli bir diğer de tüm dünyada adından söz ettiren ve bu vatanın el üstünde tutması gereken Türk Yıldızları. Geçtiğimiz günlerde filo komutanlarımızdan Yarbay Zeki Koltukoğlu’nun davetlisi olarak Türk Yıldızları pilotlarımızla bir araya geldik. Bizim için çok onur verici bir davet oldu. Buradan tüm komutanlarımıza ve filodaki pilotlarımıza hem teşekkürlerimizi, hem de saygı ve sevgimizi sunmak isterim. Fakat şöyle bir sorun var ki hala Türk Yıldızları’nın özellikle yerli halk tarafından Konya’da olduğunun bilinmemesi, böyle bir değerin Konya’nın pazarlama hizmeti için kullanılamaması hiçbir zorunlulukları olmamasına rağmen onları çok üzüyor. Konya’nın halkının da şehir yöneticilerinin de el üstünde tutması gereken, sırf bu ülkeyi temsil etmek için canlarını hiçe sayan bu değerli insanlara daha fazla ilgi ve alaka göstermek hepimizin boynunun borcu diye düşünüyorum. Onlar hem halka hem basın çalışanlarına kapılarını sonuna kadar açıyorlar, lütfen o güzel insanlarla tanışmak ve Türk Yıldızları felsefesini yakından tanımak için oraya gidin. Böyle bir filonun bu şehirde olması Konya için büyük fırsat. Umarım Konya gözünü açar da iş işten geçmeden bu değerden faydalanabilmenin yollarını bulur. Yoksa emin olun Türk Yıldızları’na kapısını açacak ve el üstünde tutacak şehir çok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sedat Dönmez Arşivi
SON YAZILAR