Geçtiğimiz haftanın en önemli gündemi, sınır ihlali yapan Rus savaş uçağının, devriye görevi yapan Türk F-16 uçaklarımız tarafından düşürülmesiydi.

Olayın akabinde Rusya’nın verdiği orantısız tepkiler sıcağı sıcağına takip edilmekle birlikte, Türk resmi makamlarının yaptığı mutedil ve belgelere dayanan açıklamaları dünya kamuoyunda daha ikna edici olmasıyla öne çıktı..

Rusya’nın düşürülen uçak olayına verdiği ilk tepkiler duygusallık ve iç kamuoyuna yönelik olduğu düşünülse de yaşanan gelişmeler bu tepkilerin arkasında başka planların olduğu yönünde kuşkulara yol açtı…

Öncelikle Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığını artırması, Suriye hava sahasını tamamen kontrol etmeye yönelik hamleler atması, Rusya’nın düşürülen uçak olayının bir fırsata dönüştürmeye ya da Suriye’de yaşanan çıkmazdan kurtulmak için Rus jetinin düşürülmesine kasten zemin hazırlandığı yönünde düşüncelere vesile oldu…

Türkiye, Suriye’nin ülke bütünlüğünden yana olması, katil Esad yönetiminin ülke yönetiminden uzaklaştırılması şeklindeki güçlü savunuşları nedeniyle emperyalist güçlerin istediği şekilde bir çözümün olanak dâhilinde olamayışı, onları yeni hamleler yapmaya sevk etti…

ABD, Suriye’de kendi hedefledikleri çözüme ulaşmak için Rusya’nın Suriye’deki faaliyetlerine kendi menfaatleri doğrultusunda hareket etmesinden dolayı güçlü bir tepki vermedi… Çünkü Türkiye’nin savunduğu tezlerin çökertilmesi için müttefik olmayan bir gücün Suriye’deki dengeleri değiştirecek hamleler yapması gerekiyordu. O yüzden Rusya Suriye’ye müdahil oldu.. Lakin Rusya ile iyi ilişkileri olan Türkiye, bu duruma yine tepki koydu. Rusya diplomatik olarak Türkiye’nin itirazlarını dinlemesine rağmen, Suriye’deki Türkiye’ye rağmen eylemlerine aralıksız devam ediyordu… Bu faaliyetler esnasında Türk sınırlarını ihlal eden Rus uçakları Türkiye’ye gözdağı vermeyi amaçlayan bir mahiyette tezahür ediyordu…

Defaatle uyarılmasına rağmen sınır ihlalleri konusuna aldırış etmeyen Rus uçağı nihayet Türk uçakları tarafından düşürüldü…

Rusya’nın düşürülen uçağına yönelik orantısız tepkilerine aralıksız devam etmesiyle Suriye krizinin çözümünde Türkiye’yi saf dışı bırakmaya yönelik niyeti daha aşikâr hale geldi… Rus lider Putin’in Türkiye’ye yönelik iftira niteliğindeki DAİŞ ile ilgili kabul edilemez, siyaset etiğine yakışmayan ithamları bu amaca yönelik ikinci bir hamleydi. Kendini çok akıllı zanneden Putin, Rus kurnazlığıyla Suriye’de oyunu kendi lehine çevirdiğini düşünüyordu…

ABD, yaşanan bu olaylarda bir taşla adeta kuş sürüsü vuruyordu… Hem Suriye’de Türkiye nedeniyle yapamadığı şekillendirmeyi Rusya sayesinde el değmeden yapacak, hem de Rusya’nın tıpkı Afganistan’da olduğu gibi bataklığa saplanıp çaresiz çırpınışlarını keyifle seyredecekti…

Yaşanan bu olaylarda en ironik olanı ise, yaptırıma maruz kalan Rusya’nın Türkiye’ye yaptırım uygulamak ile gözdağı vermesi oluyordu…  Batılı devletler Rusya’ya ambargo uygularken Türkiye bu karara katılmayarak Rusya ile ticari ilişkilerinin yaptırım dolayısıyla etkilenmeyeceğini ilan etmişti… Ne yazık ki Rusya böylesine vefalı bir dostunu kaybetmiş oluyor… Tıpkı bu olayda Rusya’nın yanında saf tutan İran gibi…

Unutmamak gerekir ki, zalimlerin bir planı varsa, Allah’ın da bir planı vardır…

Rabbim, devletimize ve milletimize zeval vermesin.

Selametle…