Erol Çimen

Erol Çimen

Sadaka Taşları

Sadaka Taşları

Sadaka taşları farklı boylarda olmakla beraber genellikle beyaz renkli taştan silindir veya dört köşe şeklinde bir kısmı ise havuz ve yatay, bazen de oyuklar şeklinde olurdu. Silindir ve dört köşe taşlar toprağa dikine gömülürdü.60-90-140 cm , 2 metre boylarında olanları da vardı. Tepeleri dikdörtgen veya taşına göre yuvarlak 10-15 cm derinliğinde oyuktu. Sadaka veren ve alanlar kollarını uzatarak sadaka taşındaki oyuğa ulaşırlar, böylece kimin sadaka verdiği, kimin sadaka aldığı belli olmazdı. Genellikle akşam saatleri tercih edilirdi. O zamanlar fakir ve muhtaçlar, taşta birikenlerden sadece ihtiyacı olan şeyleri  ve muhtaç olduğu miktar kadarını alarak diğerlerini başkalarına bırakmaya özen gösterirlerdi. Bu kanaat ve bu ince düşünce her türlü takdire şayandı.

Her birisi milletimizin birer samimiyet anıtı olan bu taşları aynı zamanda kültür ve medeniyet tarihindeki kilometre taşları olarak kabul etmek gerekir. İnce kapkaç becerilerinin arttığı, her gün yeni bir hırsızlık kurnazlığının, hokkabazlığının ortaya çıktığı, şirketlerin, bankaların, devlet kasasının hortumlandığı bir devirde; reklamı olmayacaksa kuruş dahi verilmeyen bir devirde kolayca ulaşılacak bir yere para konması ve oradan da sadece muhtaç olanın ihtiyacı kadarını alması kolay anlaşılacak bir şey değildir.

Ecdadımız ; Sadaka Taşını “Bir elin verdiğini öbürü bilmemeli” emri ve bu minval üzere olanlar yonttu ve dikti. Dün merhametin, şefkatin, inceliğin, zarafetin timsali idi, bu günde cemiyetin dününü ve bugünü anlatan mihenk taşıdır.

Bu taşların günümüzdeki durumunu tahmin etmek zor değil. Bir kısmı, bir kenarda unutulmuşlar, bir kısmı da değişen dünya şartları ve sosyo-kültürel hayat sebebiyle kullanılmaz hale gelmişlerdir. Sadece yaşlıların zor hatırladıkları yorgun hatıraları arasında kalmışlardır. Çoğu uzun yıllar içerisinde kullanılmaya, kullanılmaya özelliklerini kaybetmişlerdir. Bu arada yanlış belediye faaliyetleri, istimlak lar, yol, meydan, kaldırım çalışmaları sırasında ya bir kenara yatırılıp veya ters yüz edilip itilmişler veyahut da tamamıyla yok olup gitmişlerdir. Kullanılmadıkları için neye yaradıkları bilinmediğinden kıymeti ve görevi idrak edilemeyen bu fazilet abidesi taşlarımızdan hiç olmazsa mevcut olanlarının koruma altına alınması; adının ve görevinin bir etiketle belirtilmesi; öğrencilere tanıtılmaları; rehberlerce turistlere gösterilmeleri gerçekten takdire şayan bir hizmet olacaktır.

ALLAH hepimizi ecdadımıza layık torunlar yapsın. Amin. Selam Ve Dua İle

Önceki ve Sonraki Yazılar
Erol Çimen Arşivi
SON YAZILAR