Sağlık Bakanlığında Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası toplantısı

Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası'na dikkat çekmek amacıyla Sağlık Bakanlığında düzenlenen basın toplantısında konuşan Sağlık Bakan Yardımcısı...
Sağlık Bakanlığında Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası toplantısı

Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası'na dikkat çekmek amacıyla Sağlık Bakanlığında düzenlenen basın toplantısında konuşan Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe, "2011 yılında bin kişi başına günlük 42 birim olan antibiyotik tüketimimiz 2014 yılında 40 birime, 2017 yılında ise 35 birime gerilemiştir" dedi.

Sağlık Bakanlığında Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası'na dikkat çekmek amacıyla bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye'deki antibiyotik kullanım oranının düştüğüne dikkat çeken Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe, "Bilindiği üzere akılcı olmayan antibiyotik kullanımı ve antibiyotik direnci tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi bir halk sağlığı sorunu oluşturmaktadır. Tüm dünya ülkelerinin bu sorunun çözümüne yönelik başlattıkları acil durum eylemleri ve farkındalık çalışmaları her geçen gün artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bu soruna dikkat çekmek ve sağlık çalışanları, politika yapıcılar ve halk arasında iyi uygulamaları teşvik etmek amacıyla 18 Kasım'ı içine alan haftayı Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası olarak belirlemiştir. Bizler de bu konuya değinmek, mevcut durumumuzu paylaşmak ve hepimizin üzerine düşen görevleri bir kez daha hatırlamak ve hatırlatmak amacıyla burada bir araya gelmiş bulunmaktayız" ifadelerini kullandı.

'DSÖ verilerine göre Türkiye 2011 yılında 42 ülke arasındaki sıralamada en yüksek antibiyotik tüketimine sahip ülke olmuştur'

Antibiyotiklerin keşfi ve tedavide kullanılmasının insan hayat kalitesine ve yaşam süresine çok değerli katkılar sağladığını belirten Meşe, konuşmasına şöyle devam etti:

'Bu katkının devamı antibiyotiklerin akılcı kullanımıyla sürdürülebilecektir. Akılcı antibiyotik kullanımı uygulaması, antibiyotik tedavisinin gerektiği durumlarda hastanın bireysel özellikleri göz önünde bulundurularak doğru antibiyotiğin uygun dozda ve doğru uygulama yoluyla, uygun tedavi süresi boyunca kullanılmasını gerektirir. Burada dikkat edilmesi gereken ilk husus, antibiyotik kullanımının gerekliliğinin doğru değerlendirilmesi ve hastaların bu konuda bilgilendirilmesidir. Antibiyotiklerin akılcı kullanımı için klinik ve/veya mikrobiyolojik olarak kanıtlanmış bakteriyel bir enfeksiyonun varlığı mutlaka sorgulanmalıdır. Bakteriyel enfeksiyon varlığı olmadığı halde antibiyotik tedavisine başlanması, bakteriyel enfeksiyon varlığında etkinliği bilinen bir antibiyotik yerine maliyeti daha yüksek ve yeni olan bir antibiyotiğin seçilmesi, gerekli olmadığı halde aynı anda birden fazla antibiyotiğin kullanılması, kültür sonucuna uygun olmayan antibiyotik kullanımı, uygunsuz antibiyotik kullanım örneklerindendir ve bu da direnç gelişimine yol açmaktadır. DSÖ tahminlerine göre ilaçların yüzde 50'sinden fazlası uygun olmayan şekilde reçetelenmekte, temin edilmekte veya satılmaktadır. Tüm hastaların yarısı da ilaçlarını uygun doz ve sürede kullanmamaktadır. DSÖ'nün önerdiği ve veriler arası karşılaştırmayı sağlayan bir metodoloji ile yapılan hesaplamada, 2011 yılında 42 ülke arasındaki sıralamada Türkiye, üzülerek belirtmeliyim ki en yüksek antibiyotik tüketimine sahip ülke olmuştur. Antibiyotiklerin uygunsuz kullanımları en sık üst solunum yolları enfeksiyonu ve gastroenterit olgularında rastlanmaktadır. İçinde bulunduğumuz aylar da üst solunum yolları enfeksiyonlarının en sık görüldüğü aylardır. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının önemli bir kısmı viral enfeksiyonlardır. Bu hastalığın asıl tedavisi istirahat ve semptomatik tedavidir. Viral enfeksiyonlarda antibiyotikler etkisiz olduğu gibi insan vücuduna da antibiyotiklerin birçok zararı olabilir. Özellikle çocuklarda ve yaşlılarda daha fazla olmak üzere işitme kayıpları, alerji gelişebilir, hatta böbrek yetmezliğine gidebilen tablolar ile karşılaşabilmekteyiz. Bu nedenle hekimlerimiz antibiyotikleri reçete ederken iki kez düşünmektedirler. Halkımızın da birçok riski beraberinde bulunduran bu ilaçları kullanırken çok iyi düşünmesi ve hekimlerimize antibiyotik yazması için ısrarcı olmaması gerekmektedir.'

"Reçete Bilgi Sistemi aracılığıyla hekimlerimizin antibiyotik reçetelemelerini takip etmekteyiz'

Reçete Bilgi Sistemi'ne göre aile hekimleri tarafından oluşturulan reçetelerin analiz edilerek bu reçetelerde antibiyotik bulunma oranlarının tespit edildiğine dikkat çeken Meşe, "Bakanlık olarak "Akılcı İlaç Kullanımı (AİK) Ulusal Eylem Planı 2014-2017" kapsamında antibiyotiklerin akılcı kullanımının sağlanmasını önceliklendirdik ve bu kapsamda çalışmalara başladık. 81 ilimizde Akılcı İlaç Kullanımı İl Koordinatörlüklerini kurduk. Bakanlığımızın akılcı antibiyotik kullanımının sağlanması amacıyla hekim, eczacı, yardımcı sağlık personeli, hasta/hasta yakını, ilaç sektörü, düzenleyici otorite, meslek örgütleri ve sorumluluk sahibi diğer gruplara yönelik bilgi ve bilinç düzeylerinin artırılması yönündeki çalışmaları hız kesmeden devam etmektedir. Hekimlerimizin e-reçetelerinin analiz edilip değerlendirilmesine ve hekimlerimize kendi reçeteleriyle ilgili bilgilendirme yapılmasına imkan sağlayan "Reçete Bilgi Sistemi (RBS)" aracılığıyla hekimlerimizin antibiyotik reçetelemelerini takip etmekteyiz. Reçete Bilgi Sistemi'ne göre aile hekimlerimiz tarafından oluşturulan reçeteler analiz edilmiş ve bu reçetelerde antibiyotik bulunma oranları tespit edilmiştir. Bu analiz sonuçlarına göre belirli bir tanıya yönelik yapılan değerlendirmede ülke ortalamasının üstünde antibiyotik reçeteleyen hekimlere yönelik küçük grup çalışmaları, ön ve son testler içeren eğitim çalışmaları yapılmıştır, yapılmaktadır. Hekim reçetesi olmaksızın antibiyotik kullanımının önüne geçilmesi amacı ile 81 İl Sağlık Müdürlüğümüze eczanelerde reçetesiz antibiyotik satışı yapılıp yapılmadığıyla ilgili denetimlerin artırılması talimatlandırılmıştır. Ayrıca her ilde serbest eczacılara yönelik "Akılcı Antibiyotik Kullanımı ve Antimikrobiyal Direnç" konusunda eğitimler verilmiştir" şeklinde konuştu.

'2011 yılında bin kişi başına günlük 42 birim olan antibiyotik tüketimimiz 2014 yılında 40 birime, 2017 yılında ise 35 birime gerilemiştir'

Meşe, 2011 yılında tüketilen 1,6 milyar kutu ilacın yaklaşık yüzde 13'ü antibiyotiklerden oluşurken, 2017 yılında tüketilen yaklaşık 2 milyar kutu ilacın sadece yüzde 8,5'inin antibiyotiklerden oluştuğunu açıkladı. Bu yüz güldüren sonuçların sağlık camiasının büyük gayretiyle elde edildiğini vurgulayan Meşe, "Halkımıza yönelik farkındalık çalışmaları da yürütülmektedir. 2015 yılında "Bilinçsiz Antibiyotik Kullanma Geleceğini Karartma" sloganı ile hazırlanan afişlerin 81 ilde hastane, eczane, aile sağlığı merkezlerine dağıtımı yapılmış ve halkın görebileceği yerlere asılması sağlanmıştır. Halkımıza yönelik olarak www.akilciilac.gov.tr web sitesi (Türkçe/İngilizce dil seçenekli) ve sosyal medya üzerinden bilgi paylaşımları yapılmaktadır. Ayrıca antibiyotik kullanımı konusunda yürütülen çalışmaların ve dikkat edilmesi gerekenlerin yazılı ve görsel medya üzerinden yaygın bir şekilde halka ulaştırılması sağlanmaktadır. Ocak 2018'de "Antibiyotikte değil, sağlığınızda ısrarcı olun" temasıyla başlayan medya kampanyamızın çalışmaları da halen sürmektedir. Tüm bu çalışmaların neticesinde 2011 yılında bin kişi başına günlük 42 birim olan antibiyotik tüketimimiz 2014 yılında 40 birime, 2017 yılında ise 35 birime gerilemiştir ki bu durum başta DSÖ olmak üzere diğer kuruluşların ve ülkelerin takdirini toplamıştır. Ayrıca, 2011 yılında reçetelerimizin yüzde 35'inde antibiyotikler yer alıyorken, 2017 yılında yaklaşık yüzde 25'inde antibiyotik yer almaktadır. Aile hekimlerimizin 2017 yılında, 2011 yılına kıyasla antibiyotik reçeteleme tercihinde yüzde 28.5'lik bir azalma olmuştur. 2011 yılında ilaç için harcadığımız her 100 TL'nin yaklaşık 11 TL'sini antibiyotikler için harcarken, 2017 yılında bu rakam 5 TL'ye düşmüştür. 2011 yılında tüketilen 1,6 milyar kutu ilacın yaklaşık yüzde 13'ü antibiyotiklerden oluşurken, 2017 yılında tüketilen yaklaşık 2 milyar kutu ilacın sadece yüzde 8,5'i antibiyotiklerden oluşmaktadır. Bu yüz güldüren sonuçları sağlık camiasının kıymetli neferlerinin büyük gayreti ile elde ettik. Birlikte her ne kadar güzel sonuçlar elde etmiş olsak bile daha fazlasına ihtiyacımız var. Bu kapsamda hekimlerimizin antibiyotiklerin uygun reçetelenmesi konusunda bugün olduğu gibi yarın da gerekli özeni göstermesi ve eczacılarımızın hastalarımıza hekim reçetesi olmadan antibiyotik vermemesi konusundaki hassasiyetinin sürekliliği büyük önem arz etmektedir" açıklamalarında bulundu.

Meşe'nin konuşmasının ardından Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofis Başkanı Dr. Pavel Ursu ve diğer katılımcılar da söz alarak antibiyotik kullanımı ve antibiyotik kullanımının azaltılmasına yönelik bilgi verdi.

İHA