Son günlerde gündemden düşmeyen domates, Rusya’daki Erdoğan-Putin görüşmesine bile konu oldu. Görüşme sonrasındaki basın toplantısı sırasında “Putin ile domates dışında her konuda anlaştık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’nın Türk domatesine uyguladığı ambargoya esprili bir dille gönderme yaptı. Tüm yurtta artan fiyatı ile dikkat çeken domates bu diyalogtan sonra, daha çok konuşulmaya başlandı.

Son 40-50 yılın en yüksek fiyatını gören domates, zannedildiği gibi sadece Rusya’nın uyguladığı ambargo nedeniyle bu kadar pahalı değil. Bu yıl kış şartları çok zor geçtiği için, domates üretiminde azalma oldu. Aslında her yılın bu döneminde domates fiyatlarında artış oluyordu, fakat bu artış çok olmadığı için bu kadar dikkat çekmiyordu. Çünkü bu dönem tam seranın bittiği, tarlanın çıkacağı dönem. Yani belli bir miktarda artış olması normal. Bu kadar sıkıntı da üst üste gelince domates fiyatları İstanbul’da 12 lirayı bile buldu. Tabi bu fırsatı kaçırmayan aracılar da durumdan istifade etmiştir.

Bazılarının aklına istifleme mi yapılıyor diye gelebilir. Ama domates yapısı itibariyle geçtiğimiz yıllarda patateste olduğu gibi istiflemeye dayanıklı bir sebze değil. Yani isteseler de öyle bir şey yapamazlar. Üreticiler 15 güne kadar tarla domatesinin çıkacağını fiyatların normale döneceğini söylüyor. Yani bu kadar panik yapmaya gerek yok.

Millet domates yiyemiyor, enflasyon yükseldi, ekonomi battı diye kriz çığırtkanlığı yapanlar boşuna sevinmesin, bu ülke bir domatesten batmaz.

Rusya Türk domatesinde ilaç kalıntısı var diye bir söylenti yaymış. Tarımda üretimi arttırma planları yapan Rusya’nın Türk domatesine çamur atmasına şaşırmamak lazım.

İzdivaç programları

 Bu haftanın en çok konuşulan ikinci konusu da evlenme programlarıydı. OHAL kapsamında hafta başında iki yeni KHK yayınlandı. Bu KHK’ ların biri evlenme programlarından bahsediyordu. Karar, ‘arkadaş bulma amacı ile kişilerin tanıştırıldığı veya buluşturulduğu türden programlar’a bazı yaptırımları içeriyordu. Bu madde herkes tarafından evlenme programları kapatılıyor diye algılandı. Karar tüm yurtta büyük bir sevinç ile karşılandı. Fakat çok geçmeden bu sevinç boşa çıktı. Karar televizyon kanallarına ekran karartma, lisans iptali gibi ağır cezalar içeriyor, fakat evlenme programlarının kapatılması anlamına gelmiyor. Aslında bu tam bir yıpratma politikası. 

Bu programları kapatma yetkisi olmayan RTÜK, ağır cezalar vererek kanalları yıpratmaya ve bu programları yapımcıların kendiliğinden kapatmalarını sağlamaya çalışıyor. Öyle ki yaptırımlar saat değişikliğine kadar gidiyor. İzdivaç programları artık çocukların izlediği saatlerde yayınlanamayacak. Ama bu bir çözüm değil bence. Çocuklar daha evlilik ile ilgili kavramları anlayacak yaşta değiller. Dolayısıyla onlar için bu programlar fazla bir şey ifade etmiyor. Asıl tehlikede olan gençlerin ahlakı. Bu proramlar ile yozlaştırılan evlilik kurumunun gençlere tamamen yanlış yansıtılması ve kişi mahremiyetinin ihlal edilmesi her şeyini göz önünde yaşayan bir gençliğin yetişmesine neden oluyor.

Umarız gençlerin izlememesi için de bir düzenleme yapılır ya da bunlara gerek kalmadan birçok dizi gibi ratinge yenik düşüp ekranlardan yok olup giderler.

Bakalım bunca itiraza rağmen yine de çok izlenen bu programlar bu ağır cezalara daha ne kadar direnecekler.