Esra Doğan

Esra Doğan

Sancılı Bir Günün Yıl Dönümü

Sancılı Bir Günün Yıl Dönümü

Bugün 28 Şubat…

Sancılı bir günün yıl dönümü…

Heba edilmeye çalışılan bir neslin diri kalmasına vesile olan bir gün…

Okulları kapatılarak sindirilmeye çalışılan İmam Hatiplilerin bu ülkede söz sahibi olan, dünyaya kafa tutan, tuttuğunu koparan, bu ülkeyi yöneten insanların ortaya çıkmasını sağlayan bir gün…

Postal izlerinin tarihe gömüldüğü bir gün…

Şerrin kol gezdiği ve nedense sadece inananları hedef aldığı bir gün…

Zor günler bizi her zaman daha da güçlendirmiş, inandığımız şeylerden vazgeçmemenin ne kadar doğru olduğunu öğretmiştir. Hep zorda kaldığımızda kenetlenmişizdir, hep darda kaldığımızda daha da kuvvetlenmişizdir.

Derdimiz oldu mu, birbirimizin derdine derman olmaya çalışmışız, yaramız varsa birlikte sarmışızdır. 28 Şubat’ta da birlik olduğumuz için daha da güçlenerek ayağa kalktık, bugün de böyle yaptığımız için ayaktayız, yarın da böyle olacaktır.

----------------

28 Şubat’ta sadece İmam Hatipler kapatılmadı, başörtüsü yasaklanmadı; insanların hak ve hürriyetleri kısıtlandı, zulmedildi. Bizler bunları bire bir yaşadık, bizlere yaşattırıldı. Sonuç; ne mi oldu?

O dönemlerde üniversitelerde okumamıza engel oldular, yıllar sonra üniversitede okuyup mezun olduk. Şimdi ne mi olacak?

Onların sadece inançlarından dolayı hor gördükleri, yok saydıkları bizler, o üniversitelerde hoca olacağız. Onlar gibi üniversitelerde bölücülük yapıp öğrencileri örgütlemek yerine, vatanına bağlı, adaletle hükmeden öğrenciler yetiştirerek bu zulme cevap vermiş olacağız. Bizlere de böylesi yakışır.

---------------

O dönemlerde başörtüsüne “furuat” diyenlerin sonunu gördük. 15 Temmuz’da bu millet bu sözü sarf edenlere gereken cevabı vermiştir. 28 Şubat’ta gördüğümüz zulmün bir benzerini kanlı bir şekilde 15 Temmuz’da tüm milletimize yaşatmaya çalıştılar.

Bir sonraki tarih ne olur bilemeyiz; ama şer odakları el değiştirerek bu milletin üzerine yürüdüğü sürece bu ve buna benzer zulümler de hep olacaktır. Allah fırsat vermesin, planlarını her daim başlarına çevirsin.

-------------

Hocalı Katliamıyla ilgili paylaşımlar yapılarak yaşatılan zulme dikkat çekmeye çalışanlar içerisinde bir şey dikkatimi çekti:

 

Yıllardır fetö içerisinde ablalık yapan, sonraları onlardan tamamen koptuğunu iddia eden, 15 Temmuz'a kadar onların savunuculuğuna devam eden kişilerin, Hocalı Katliamını lanetleyen paylaşımlar yapması...

Adama sormazlar mı; yıllar öncesinde yapılan katliamı kınıyorsun da, daha birkaç ay önce kardeşlerimize kurşun sıkanların safında nasıl duruyordun sen? O zaman hiç vicdanın sızlamadı mı?

Hepimizin ciğeri yanarken, üzerimize kurşun yağma ihtimalini bile göze alarak sokaklara döküldüğümüzde sen ne düşündün acaba? Hocalı Katliamı’nda yapılan zulme duyarsız kalamayarak fotoğraf paylaşırken sen; İstanbul’da, Ankara’da şehit ve gazi olan kardeşlerimize yapılan zulüm hafif mi geldi?

Bu ülkenin meclisi bombalanırken evinde sessiz sessiz oturmak seni insanlıktan etmedi mi?

Belki her şeyi sineye çekebiliriz de, ihaneti asla unutmayız, unutamayız, unutmamalıyız.

28 Şubatlar, 15 Temmuzlar bizlerde unutulmaz izler bıraktı. Zorluklar bizi her zaman daha da perçinledi. Derdimizi ve davamızı unutmamamız adına bizi sürekli diri tuttu. Diri kalabilenlere selam olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Esra Doğan Arşivi
SON YAZILAR