Doç. Dr. Ömer Akdağ

Doç. Dr. Ömer Akdağ

Saygıdeğer Başbakanım

Saygıdeğer Başbakanım

Bugün Selçukoğullarının başkenti ve Milli Mücadele’ye yaptığı emsalsiz desteğiyle hatırlanan Konya’ya tesisler açmaya geliyorsunuz…

Hoş geldiniz.

Safâlar getirdiniz.

Bir Konyalı olarak teşekkür ediyorum sizlere…

Milletimize yapmış olduğunuz, yapmakta olduğunuz ve yapacağınız hizmetler elbette takdire değerdir ama külliyen makbul telakki edileceğini lütfen düşünmeyiniz.

Zira her şeyden önce siz bir Konyalısınız.

Kanaatimiz odur ki, Konya sizi bağrına basmıştır ve basmaya devam edecektir.  Sadece Konya değil Türkiye sizi bağrına basmıştır ve milletimiz sizi kucaklamaya devam edecektir.  

Konyalı olarak müteşekkiriz sizlere…

Ancak siz de çok iyi bilirsiniz ki siyasette nezaket bazen doğru anlaşılmamaktadır. Hele hele yüz yıldır taşların bir türlü yerine oturamadığı ülkemizde nezaket anlaşılmamakta /anlaşılamamaktadır.

Böyle olmakla birlikte bir seçmen olarak nezaketli haliniz bizim kabulümüzdür, bunu bilmenizi arzu ederiz. 

Son iki yüz yıldır hasret kaldığımız devlet ve milletiyle bütünleşmiş devlet anlayışına sahip devlet adamlığı kimliğinizle, bir Konyalı olarak iftihar vesilesi olduğunu belirmem gerekir.   Meselenin bu yönüyle devamlılığı açısından müşavirlerinizin “iletken” olması bir Konyalı olarak tercihimizdir.

Yine siz de çok iyi bilirsiniz ki, Tanzimat’tan sonra şirazesinden çıkmış devlet anlayışıyla karşı karşıya olduğumuz bir gerçektir. Müslüman Türk milletinin kök değerlerini taşıyan ve yaşamaya çalışan bir devlet adamı ve başbakan olarak beklemediğiniz mahfillerden direnişlere muhatap olabilirsiniz.

Milletçe sizi desteklediğimizi ifade etmek isteriz.

Mücehhez olduğunuz değerler milletimizin değerleridir, bilmenizi isteriz.

Cumhuriyet tarihinde taşıdığı ve yaşadığı değerler bakımından milletiyle bütünleşen Konyalı ilk başbakan olarak sizi tebrik etmek istiyoruz.

Bilirsiniz ki, hükümet ile devlet ayrı mefhumlardır. Hükümetler değişir. Ama devlet değişmez ve hükümetler devletin hizmetindedir. Her ne kadar Tanzimat’tan sonra devletin kimyası biraz değişmiş olsa da yine bizim devletimizdir. Devletin sahibi millettir ve millet varsa devlet de vardır. Hükümetlere eleştiri getiririz ve getirmekle mükellefiz. Eleştirilere açık olduğunuzu biliyoruz ve bundan da memnuniyet duyuyoruz.

Sayın Başbakanım,

Ülkemiz çok zor günler geçirmektedir.  Dahili ve harici ihanetlerle; tarihte misli görülmemiş suikastlar yapılmaktadır. Büyüklüğünü sevgili peygamberimize olan emsalsiz sevgisinden alan büyük Türk milleti bütün dahili ve harici ihanetleri göğüsleyecek çaptadır.

Buna imanımız tamdır.

Hatırlamanızı isteriz.

Ve son olarak yine hatırlatmak isteriz ki, Türk milleti sadece Müslüman değildir, aynı zamanda İslam dünyasının bin yıldır lideri konumundaydı.

 VE BÜTÜN ÜMİTLER BİN YILLIK TÜRK-İSLAM DÜNYASININ LİDERLİĞİ TECRÜBESİ OLAN MİLLETİMİZDEDİR.

Saygıdeğer Başbakanım;

Siz de Türk-İslam dünyasının ümitlerini bağladığı Osmanlı Türk Cihan devletinin devamı olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanısınız.

ALLAH YÂR VE YARDIMCINIZ OLSUN.

MİLLET SİZİNLEDİR.

Not: Saygıdeğer Başbakanım; Sizi seviyoruz ama lütfen devlet adamı kimliğinizle İngilizce konuşmayınız. Türk milletine temsilen Türkçe konuşmanız tercihimizdir.. Hususi sohbetlerde başka bir dili kullanmak olabilir. Şahsen Türk milletini temsil makamında Türkçenin dışında bir lisanın konuşulmasını sömürge anlayışına bir temayül olarak algılıyor ve rahatsız oluyorum. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doç. Dr. Ömer Akdağ Arşivi

YAZI

02 Ocak 2017 Pazartesi 09:01

DUA

19 Aralık 2016 Pazartesi 09:04
SON YAZILAR