Salih Köprülü

Salih Köprülü

Şeb-i Arus’taki protokol!

Şeb-i Arus’taki protokol!

Mevlana Müzesi’ndeyken bir İranlı turist ile konuşmuştum.

“Mevlana İran’da nasıl tanınıyor?” diye sormuştum.

O da, “Büyük hürmet ve saygı var. Fakat Mevlana’nın felsefesi evrenseldir. Ne Türkiye’ye ne İran’a ne de başka bir ülkeye aittir. Bütün insanlığa hitap etmiş. O nedenle Mevlana’ya sınır çizilmemesi gerekiyor” demişti.

Mevlana, adeta Konya’nın simgesi haline gelmiş durumda.

Yaşamının büyük bir kısmını Konya’da geçirmesi ve bu topraklarda vefat etmesi, türbesinin de burada olması dünyanın birçok yerinden, binlerce insanın Konya’ya gelmesini sağlıyor.

“Konya” ismi ile “Mevlana” ismi, birleşmiş halde.

Bir Avrupa ülkesine gittiğinizde “Konya” dediğinizde ilk akla gelen Mevlana’dır.

Uzakdoğu’ya gidilse de böyledir; Ortadoğu’ya gidilse de…

Konya’nın her yıl en önemli etkinliği, Mevlana’yı anma günleridir.

17 Aralık günü yani Şeb-i Arus gecesi, her yıl Konya için en önemli günlerin başında yer alır.

O gece Mevlana, hak ile buluşmuş, hasreti sona ermiş ve hayatı boyunca hazırlandığı, anlattığı düğün gecesini yaşamış.

Konya her yıl, bu gece için hummalı bir çalışmaya yapar.

İlgili kurumlar, gecesini gündüzüne katar.

Etkinliklerin düzenlenmesinde şehir olarak büyük bir gelişme ve değişim gösterdik.

Fakat…

Şeb-i Arus gecesinin içeriği daha çok doldurulmalı.

Örneğin, Şeb-i Arus gecesinde niye protokol var?

Hadi, koruma ve karışıklığı önleme adına devletin üst makamları tamam…

Ama en ince detayına kadar protokol var.

Bilmem ne başkanı, bilmem ne müdürü

Mevlana’nın hakka yürüyüşünü anma, anlama ve anlatma gecesi değil mi o gece?

Bu yıl ki mesaj, “Kardeşlik Vakti” değil mi?

O zaman niye içeride koltuk kavgası yapılıyor?

Kimi, “ben onun yanına, arkasına oturmam” der.

Kimi, “Vay niye önüme oturdu?”

Kimi de koltuk kavgasına tutuşur.

Ve tüm uyarılara rağmen gürültü eksik olmaz.

Mevlana oğluna vasiyet ederken, “Hiç kimsenin kinini yüreğinde tutma. Fazla bir şey isteme ve hiç kimseden de fazla olma. Merhem ve mum gibi ol, iğne gibi olma.” öğüdünün anlamını ne kadar anlayabildik?

Sadece, reklam, para kazanma, turizmi canlandırma için bunlar yapılıyorsa diyeceğimiz zaten bir şey yok.

Ama Hz. Mevlana’yı gerçekten anmak ve anlamak isteniyorsa, yapılan yanlışlıklar var; bizden söylemesi.

Konya ile Mevlana ayrılmaz bir bütün olduysa, bu bütünlüğün içini boşaltmayalım.

Dolduralım ki gelecek nesil de doluyu görsün.

Umarım bu konuda gelecek yıllarda önemli adımlar görürüz diyerek ekleyelim.

Allah’ım bu konuda güzel işler yapmak adına, şehrimize birlik ve dirlik versin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Salih Köprülü Arşivi
SON YAZILAR