Şehit aileleri acılarını dindirmeye çalışıyor

Terör saldırılarında çocukları şehit olan aileler, Ramazan Bayramı'nı hüzünlü karşılıyor.
Şehit aileleri acılarını dindirmeye çalışıyor

Kars'ta 10 ay önce teröristlerle çıkan çatışmada şehit edilen Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Nurettin Öztürk'ün ailesi evlatsız ilk bayramlarını geçirecek.

Kırıkkale'nin Sulakyurt ilçesine bağlı Kalekışla köyünde yaşayan şehidin babası Habip ve annesi Elife Öztürk, oğullarının hasretini evlerinin yanında bulunan köy mezarlığına yaptırdığı anıt mezarla dindirmeye çalışıyor.

Baba Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlunun yaklaşık 10 ay önce şehit olduğunu ve bu sürenin kendileri için çok zor geçtiğini söyledi.

"Sanki çıkıp gelecek gibi"

Sofralarında ağıtsız bir gün yemek yiyemediklerini aktaran Öztürk, şöyle konuştu:

"Televizyonda şehit haberlerini görünce duramıyoruz. Allah herkese ecir, sabır versin. İyiyim diyen yalan söyler. 10 ay oldu, geceleri 2 saatlik uykum yok. Hiç uyumadan kalktığım günler var. Sanki çıkıp gelecek gibi. Bayramlarda bizi hiç yalnız bırakmazdı. Oğlum, eşinin isteği üzerine Ankara'da toprağa verildi. Biz de onun hasretini dindirmek için evimizin yanında bulunan köy mezarlığına anıt mezar yaptırdık. Onlar da acı çeksin, onlara da acı çektirsinler. Ben nasıl acı çekiyorsam gece gündüz, onlar da çeksin. Onlara destek verenlerin ocağı batsın."

"Yıkayıp astığı çorabı, dünyanın malına vermem"

Bingöl'de 1994'de çıkan çatışmada şehit düşen Jandarma Er Süleyman Zeytün'ün annesi Emir Zeytün de şehit oğlundan kalan eşyaları evinin bir odasında saklıyor.

Anne Zeytün, üniformasından tarağına, mendilinden son kez yıkadığı çorabına, çantasından hatıra fotoğraflarına, atletinden bozuk paralarına ve tabutunun üzerindeki Türk Bayrağına kadar oğlunun özel eşyalarının bulunduğu odada gününün büyük bölümünü geçiriyor.

Sulakyurt ilçesine bağlı Ağayli köyünde yaşayan anne Zeytün, oğlunun acemi birliğini bitirip izne geldiğinde eline kına yaktırdığını söyledi.

"Oğlum niye eline kına yaktın." diye sorduğunu anlatan Zeytün, "Ana şehit olur gelirsem elim kınalı gelsin." diye cevap verdiğini aktardı.

Zeytün, daha sonra oğlunun şehadet haberinin geldiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Şehit oğlum haricinde 1 oğlum 4 kızım daha var. Torunuma şehit oğlum Süleyman’ın adını koydum. 18 yaşına geldi kocaman oldu. Şehit amcasının ismini aldığı için herhalde çok tatlı. Odanın içerisinde gömleği, bayrağı, fotoğrafları, tarağı, asker çantası, yıkanmış çorabı, mendili, üniforması, atleti ve bozuk parası bulunuyor. Çantasına da '80 günüm kaldı anacığım geleceğim' diye yazmış. Aslan gibi yiğidimi, çobanlarla, ırgatlık yaparak ve komşulardan aldığımız elbiselerle büyütmüştüm. Neler çektim neler. Ailemiz çok büyüktü. Yediremedim, içiremedim ve gezdiremedim. Köy yerinde ne olur. Şimdi de var tadı yok. Dünyanın malını verseler ben istemem. Hiç istemem. Yıkayıp astığı çorabı, dünyanın malına vermem. Böyle içime kokusunu çekerek saklıyorum."