Şehit emniyet müdürünün çocuklarına nasihatı

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında şehit düşen eski özel harekatçı Tecimen'in büyük oğlu Ahmet Kasım, "Babam bizi önce İslam'a sonra vatana hizmet edin' diye yetiştirdi." ifadelerini kullandı.
Şehit emniyet müdürünün çocuklarına nasihatı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖdarbe girişimi sırasında Özel Harekat Daire Başkanlığına atılan ikinci bomba ile şehit düşen eski özel harekatçı 3. sınıf emniyet müdürü 51 yaşındaki Mustafa Tecimen'in çocukları, babalarının şehit olmasından duydukları gururu anlatarak, 'Babam bizi önce İslam'a sonra vatana hizmet edin' diye yetiştirdi" ifadelerini kullandı.

Yıllarca Özel Harekatta hizmet veren ve son yıllarda akademide öğrenci yetiştiren Tecimen, 15 Temmuz gecesi darbe girişimi haberini alır almaz, 22 yaşındaki hukuk fakültesi son sınıf öğrencisi oğlu Kasım’la Özel Harekat Daire Başkanlığına gitti ve kısa bir süre sonra atılan ikinci bomba ile şehit düştü. Kasım Tecimen ise eline isabet eden şarapnel parçasıyla hafif yaralandı.

Babasıyla her yere birlikte gittiğini söyleyen Ahmet Kasım Tecimen, o gece yaşananları AA muhabirine anlattı.

Tecimen, babasının, aralarında bakan korumaları ve özel harekatçıların da bulunduğu arkadaşlarıyla Gölbaşı'nda bir kafede oturduklarını belirterek, şöyle dedi:

"Bir anda herkesin telefonu çalmaya başladı. Özel harekatçı olanlardan bazıları koşa koşa gitti. Herkes telefonuna baktı, 'Darbe oluyormuş, boğazları kapatmışlar' dedi. Önce güldüler, 'Ne darbesi' falan dediler. Özel Harekatta görevli abiler hemen gitti. Birkaç kişi kaldık. Eve doğru gelirken, ilk bomba patladı. Babam eve geldi silahını aldı. Ben aşağıda bekliyordum. Bana, 'Sen eve çık' dedi. 'Ben de geleceğim' dedim. Beraber gittik. Yolda giderken tenha bir yol vardı. Babam, 'Onlar yolu da kesmişlerdir' diyerek, silahın mermisini namluya sürdü, öyle gittik." 

"Babamın orada olduğunu hiç düşünmedim"

Özel Harekat Daire Başkanlığına geldiklerinde içeriye babasıyla girdiğini, oradaki müdürün babasına, "Sen şu an özel harekatçı değilsin, eski özel harekatçısın" dediğini duyduğunu anlatan Tecimen, şöyle devam etti:

"Bana da 'Sen dışarı çık' dediler. Nizamiyeden izliyordum. Sonra babam koşarak, ana binaya doğru gitti. Beni orada da bekletmediler. Nizamiyenin karşısında otopark vardı, orada 10-15 dakika babamı bekledim. Tam bir arkadaşımla telefonda konuşuyordum, o anda bir ışık geldi, beni 5-10 metre sürükledi. Kalktım, her yer toz duman, tarla yanıyordu zaten. Bir polis abi yaralanmıştı. İçeri girdik silah sesleri geliyordu, önce herkes helikopter tarıyor sandı ama mühimmatlar patlıyormuş. Bekledik 10-15 dakika, yaralı polis abiler vardı. Diğer polis abilerle onları taşımak için yardım ettik. Bir yarım saat içinde yaralıları taşıdık en son bir yaralı abiyle ilgilenmek için hastaneye gittim. Allah'ın işi, aklıma hiç babam gelmedi. Çünkü babam ana binaya koşmuştu. Gördüğüm için babamın orada olduğunu hiç düşünmedim. Düşünseydim o şekilde yardım edemezdim. Allah'ın bir yardımı bence. Hastanede benim de elime pansuman yaptılar. Sonra hastanede sedye taşıdık, oradaki yaralılar yardım ettik."

Sabaha karşı eve geldiğini, babasını aradığını ancak "Herhalde görevde işi vardır" diye düşündüğünü belirten Tecimen, babasının şehit düştüğü haberini sabah arkadaşından öğrendiklerini söyledi.

Okulu bitirince hakim ya da savcı olmak istediğini, babasının da bunu destelediğini belirten Tecimen, şöyle dedi:

"Acımız yok, şehit oldu sonuçta. Bence Allah'ın bir hediyesi, ikramıdır. İlla ki üzülüyoruz ama şehit olmasının sevinci benim için daha üstte. O gün de babamın görev yeri akademiydi, gitmeyebilirdi, iyi ki gitti. Gitmeseydi ben daha çok üzülürdüm. İyi ki gitti, vatan için şehit oldu, vatan için öldü, elhamdülillah inşallah Allah bize de öyle bir ölüm nasip eder. Vatan gidiyordu elden, o gün çıkmasaydık, öbür gün sürükleyerek çıkaracaklardı bizi evden. Vatan için bir şey yapmak zorundaydık, herkes zorundaydı ama milletimiz elhamdülillah her evde destan oldu. Allah hepsinden razı olsun. Vatan imandandır. Müslümansan vatanını sevmek zorundasın zaten. Öbürleri din üzerinden gidip, dini istismar ediyor. Ülkemizde dini yaşamakta bir sıkıntı yok. Dini olarak bize sıkıntı çıkarmadıkça vatan bizim için dinden sonra en değerli şey. Annemizden, babamızdan önce vatan gelir. Babam bizi 'Önce İslam'a hizmet edin, sonra vatana hizmet edin' diye yetiştirdi. Önceliği öyleydi. Her şey para değil, cep doldurmak değil önce vatana millete hayırlı bir evlat bir nefer olabilirsek, ne mutlu bize."