Şenol Metin: Teknolojik ürün ihraç etmeliyiz

Türkiye’de geleneksel ürün ihracatından ileri teknoloji ürün ihracatına yönelinmesi gerektiğinin altını çizen Şenol Metin, “Türk Hava Yolları’nın piyasa değeri 4 milyar dolarken Whatssapp’ın 19 milyar dolar. Bugün en çok para eden teknoloji" dedi.
Şenol Metin: Teknolojik ürün ihraç etmeliyiz

Gelişmiş ülkelerin ihraç mallarının kilogram başına ortalama fiyatı 5 dolarken 2017 yılında Türkiye’de bu rakamın 1,36 dolar olduğuna dikkat çeken Eğitim-Bir-Sen Konya 2 Nolu Şube Başkanı Şenol Metin, “Türkiye’de bir kilogram domatesin ihracat değeri ortalama 1 dolar, tekstil ürününün 4,3 dolar, mutfak robotunun 100 dolar, akıllı telefonlar 2 bin dolar ve AcrivaUD Reviol Tri-ED göz içi lensleri 675 bin dolar. VSY Biotechnology ürettiği AcrivaUD  Reviol Tri-ED göz içi lensleri ile Türkiye’nin katma değeri en yüksek ürününe sahip. Ayrıca Türk Telekom’un piyasa değeri 4,5 milyar dolar iken Türk Hava Yolları ise 4 milyar dolar. Ancak Apple’ın piyasa değeri 1 trilyon dolar iken Whatssapp’ın 19 milyar dolar. Yani geleneksel ürünler ihracatından ileri teknoloji ürünleri ihracatına yönelmeliyiz. İhracat içindeki teknolojik ürünlerin payını da yüzde 3’lerden yüzde 10’lara çıkarmalıyız.” şeklinde konuştu.

senol-metin-003.jpg

 “GELİŞMİŞ ÜLKELER BİLGİYİ PARAYA ÇEVİRİYOR”

Kara Avrupa’sı ülkeleri kauçuk ve plastik gibi ürünleri doğal kaynaklarını sömürdüğü ülkelerde ürettiğini vurgulayan Metin, “En büyük nedenleri ise; bu ürünlerin üretimi sırasında çevreye büyük zararlar vermesi ve ucuz iş gücü. Ucuz iş gücünden kastımız ise x markası günlüğü 2 dolardan işçi çalıştırıp ürettiği ayakkabıyı 200 dolara satıyor. Bugün en çok para eden ise teknoloji. Yani bilgi. Kısacası gelişmiş ülkeler bilgiyi paraya çeviriyor” diye konuştu.

3-20190421175351.jpg

“YANLIŞ POLİTİKA İZLENİLİYOR”

Türkiye’deki özel sektörün yanlış politikalar izlediğini vurgulayan Metin, “Türkiye’deki özel sektörde yanlış bir politika izlenimi var. Bir şirket ya da firma sahibi para kazanmaya başladığı zaman direk kendi özel yaşamını değişiyor. Yani evini, arabasını yeniliyor ve daha lüks tüketime eğiliyor. Para kalırsa firma ya da şirketine yatırım yapıyor. Burada da para kalırsa işçisine dağıtıyor. Ancak ekonomik anlamda olumsuz yaşanılan bir dönemde ise önce işçi çıkartılıyor, dönemi atlatamamışsa yatırımları kesiyor ya da firma veya şirketini küçültüyor. Bu ekonomik anlamda batılı devletlerden bizim kültürümüze geçen yanlış bir algı. Kişi para kazandığı zaman ilk kendi özel yaşamını iyileştiriyorsa ekonomik sıkıntılar yaşanıldığı zamanda başta özel yaşamından kısmalı” ifadelerini kullandı.

YİĞİT BERKAY ÇOPUR / YENİ HABER GAZETESİ