Şenol Metin: Üretebildikleri tek şey kriz oldu
Eğitim-Bir-Sen 2 Nolu Şube Başkanı Şenol Metin, Kamu İşveren Heyeti ile Kamu Görevliler Sendikaları Heyeti 5. Dönem Toplu Sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlananamasıyla ilgi açıklama yaptı
Yapılan açıklamada Eğitim-Bir-Sen 2 Nolu Şube Başkanı Şenol Metin “Bürokratik iktidarın etkisinde kalan kamu işveren heyeti, 5. Dönem toplu sözleşme görüşmelerinde makul bir teklif üretemedi, üretebildiği tek şey kriz oldu” dedi.
Başkan Şenol Metin açıklamasında, “Gelir dağılımında adaleti sağlayacak bir araç olarak gördüğümüz Toplu Sözleşme, ne yazık ki Kamu İşveren Heyeti’nin basiretsizliği ve bürokrasinin yönlendirmelerinden kurtulamaması nedeni ile 5. Dönem Toplu Sözleşme imzalanamadı ve Kamu İşveren Heyeti Toplu Sözleşme imzalama yetkisini Hakem Heyetine devretti. Kamu İşveren Heyetini görüşmeler süresinde yetkisini burokrasiye devrettiğini, bürokrasinin görev alanını aşan bir yetki kullanımını üzülerek görmüştük. Ne yazık ki; Kamu İşveren Heyeti bu yetki devri ile de yetinmemiş, bir vesayet daha tesis ederek sözleşme imzalama yetkisini de Hakem Heyetine devretmiştir. Sonuç olarak Kamu İşveren Heyeti kendi varlık nedenini anlamsızlaştırmış, Toplu Sözleşme Masasını değersizleştirmiştir. Üzüldük… Halbuki Toplu Sözleşme Masasını değerli kılarak tüm kamu çalışanlarının sorunlarının ve çözümlerinin tartışıldığı bir platforma dönüştürerek tüm Kamu Çalışanlarının takdirini almak mümkün iken Kamu İşveren Heyeti yetkisini devrederek kendisini bürokratik vesayete teslim etti. Ne yazık ki bu basiretsizliğin bedelini memurlar/emekliler ile siyaset kurumu ödeyecek. Burokrasi ise her zaman olduğu gibi kendisine yeni limanlar bulmakta zorlanmayacaktır.
Sürecin başından itibaren Kamu İşveren Heyetini hep aklı selime davet ettik, bürokrasiyide siyaseti yanlış yönlendirmekten vazgeçirmeye çalıştık ama maalesef Kamu İşveren Heyeti bürokratik kontrolden çıkamadı. Biz ısrarla taban aylıkta seyyanen artışı gündeme getirirken bürokratlar oransal artış üzerinden kriz üretmeye çalıştı, insiyatif alması gereken Sayın Çalışma Bakanı ise yalnızca bu yönlendirmeleri izledi ve teslim oldu.
Taban aylıktaki seyyanen 200 TL’lik artışı neden önemsedik?
Biliyorsunuz, Türk-İş’in imzaladığı Toplu İş Sözleşmesinde 3500 TL’nin altında maaş alan işçilerimize seyyanen 150 TL’lik bir artış yapılmıştı. Memurlarımızın da % 70’i 4000 TL’nin altında maaş almaktadır. Bu % 70’lik kitleye 200 TL’lik artış talebimiz vardı bu hayat bulsa idi, memur maaşlarında %5’in üzerinde bir artış olacaktı ve oransal artışlar çok daha müzakere edilebilir bir çerçeveye oturacaktı. Biz bu seyyanen 200 TL’lik artış ile üst düzeyden maaş alan memurlar ile alt düzey maaş alan memurlar arasındaki ücret makasını daraltmayı, gelir dağılımında kısmi bir adalet tesis etmeyi hedeflemiştik. Ne yazık ki, üst düzey Burokratlardan oluşan Kamu İşveren Heyeti, oransal artışı öncelediği için yapmış olduğu maniplasyonu, Heyetin Başkanı Çalışma Bakanı göremedi ve bugünkü krizi üretti. Şimdi bu kriz Toplu Sözleşme Hakem Heyeti tarafından nihai olarak sonuçlandırılarak çözülecektir.
Bu süreçte 4688 Sayılı Kanunun dizayn ettiği Toplu Sözleşme sisteminin memurların haklarını savunmak için yeterli olmadığı hususunda kamuoyu hemfikir olmuştur. Toplu Sözleşme Masasının dizaynı başta olmak üzere, teknik düzeyde masanın çalışma sistematiği, grevli sendikal hakların tesisi ve en önemlisi memura ve onun örgütlü yapısı sendikalarına siyaset yapma serbestisi gibi alanlarda bir düzenleme yapılması zaruri olmuştur. Önümüzdeki dönem Toplu Sözleşme Sistemi ve Memur Sendikacılığını kamuoyunun çokça tartışacaktır.
Son bir aylık dönemde Toplu Sözleşme Masasını değerli kılmak için Memur-Sen’in gösterdiği çaba, ortak aklı tecessüm ettirmek için yaptığı çalışmalar, ortak aklın ürettiği tezler ve bu tezlerin ifade biçimi emek mücadelesi tarihinde ders olarak okutulacak tecrübeler olarak yad edilecektir Memur-Sen bu tecrübeyi yeni bir dönemi kodlayan tecrübeler olarak not etmiştir.” dedi.
