Sıfır atık sıfır kayıp

Emine Erdoğan'ın himayesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından tüm Türkiye genelinde başlatılan "Sıfır Atık Projesi" kapsamında çalışmalar devam ediyor.
Sıfır atık sıfır kayıp
Emine Erdoğan'ın himayesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından tüm Türkiye genelinde başlatılan "Sıfır Atık Projesi" kapsamında çalışmalar devam ediyor. Atıkların en aza indirilmesi ve geri dönüşüm sisteminin düzenli bir biçimde oluşturulması amacıyla başlatılan çalışmalar kapsamında Konya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü de önemli işlere imza atıyor.
 
Konya genelinde proje kapsamında yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Konya Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Hülya Şevik, şu anda ülke genelinde devam eden proje kapsamında Konya’da Anaokullarından Üniversiteye kadar eğitim kurumları ile çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında ve sanayilerde atıkların geri dönüşüme kazandırılması konusunda yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Şevik, tüm kamu kurum ve kuruluşlarından, alışveriş merkezlerine; evlerden okullara birçok yerde, oluşabilecek atıkların geri dönüşüme kazandırılabileceğine dikkat çekti. Çöp ile atık arasındaki farka da değinen Şevik, atıkların çeşitli yollarla geri kazandırılabileceğini, bunun için de herkese ve her kesime önemli görevler düştüğünü anlattı ve “Halkımızdan beklediğimiz, geri dönüşebilecek atık malzemeyi çöpe değil de geri dönüşüm kutularına atmalarıdır” dedi.
 
“ÇOK BÜYÜK YOL KATETTİK”
 
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün çalışma alanları hakkında bilgi veren Şevik, “Bakanlığımız artık çok geniş bir çalışma alanına sahip ve özellikle çevre duyarlılığı günden güne artıyor. Eskiden, biz sanayiye gittiğimizde siz bu atıklarınızı buraya atamazsınız dediğimizde, sanayici diyordu ki; bu atık değil ben bunları satıyorum. Üretim sonunda arta kalan şeyler, onun için bir atık değildi. Hala onun için bir ham maddeydi ya da yarı mamul bir şeydi. Ama bizim için atıktı. Biz bunları onlara anlatmaya çalışıyorduk. Bu bir atık bunu atamazsınız, satamazsınız gibi. Biz o günlerden bu günlere geldik. Gerçekten çok büyük bir yol kat edildi. Şu an çevreyle ilgili özellikle sanayi tesislerinin kuruluş aşamasında izlenmesi ve uyulması gereken kurallar var. Mesela çevresel etki değerlendirmesi dediğimiz bir yönetmeliğimiz var. Bu yönetmeliğe göre bütün sanayi tesisleri, ocakları, işletmeler, kuruluşlar, kurulmadan önce planlama aşamasında inşaata başlamadan önce bize başvuruyorlar. Eğer çevresel etkilerin herhangi bir sıkıntısı yoksa, ruhsat izin aşamalarına geçebiliyor sanayi tesisi. İnşaata başlayıp kurdurtan sonra tekrar çevre iznine geliyor. Yani ikinci bir aşamada çevre izni alıyor tesisi için.  Bu izinler aşamasında da yine biz tesise gidiyoruz. Emisyonlarına bakıyoruz. Atık suyu varsa atık suyuna bakıyoruz. Katı atığı varsa katı atığına bakıyoruz. Ve ona göre tesise bir çevre izni veriyoruz. Konusuna göre gürültüyle ilgili izin veriyoruz gibi. Konya’daki sanayi tesislerinin birçoğunun şu anda bu tarz denetim ve izinleri var. Örneğin bir metal işleme tesisi, çapak dediğimiz atıkları eskiden kafasına göre satıyordu, ama şuanda bunun için bakanlığın lisans verdiği tesislere satmak zorunda. Rastgele satamaz çünkü onu geri kazanırken o atığı birtakım şartları yerine getirmesi gerekiyor. Yani o metali eritecekse, bacasına, filtresine, atık suyuna bakıyoruz. Eskiden bunlar yoktu, kontrol edilmiyordu. Yine belki bunlar bir şekilde geri kazanılıyordu ama emisyonları zehirli bir şekilde havaya veriliyordu. Atık suları aynı şekilde doğaya, suya karışıyordu” dedi.
 
“KONYA’DA ATIK SU DENETİMLERİMİZ DEVAM EDİYOR”
 
Su kirliliğinin önüne geçmek adına bazı tedbirler aldıklarını dile getiren Şevik, “Suyla ilgili de atık suların çevreyi kirletmemesi için sanayi tesislerimize atık su arıtma tesisleri kurduruyoruz. Konya’da şu ana kadar 45 tane tesise atık su arıtma tesisi kurdurduk. Bir de deşarj dediğimiz deşarj standartlarımız var. Diyor ki yönetmelik şu, şu, şu değerlerde olursa verebilirsin. O değerlere indiriliyor atık su arıtma tesisinden sonra. Ondan sonra verilebiliyor. Hiç vermeyecek değil tabi bir kriteri var. Kurallara uymayanlara uygulanan bazı yaptırımlarımız var. Bizim yaptırımlarımız oldukça ağır olur. Biz bir işletmeye gittiğimiz zaman keseceğimiz minimum ceza 72 bin lira. Çünkü çevreye karşı işlenen suçlar tüm toplumu, hatta tüm dünyayı etkiliyor” diye konuştu. Torak kirliliğinin en büyük sebebinin atık çöpler olduğunu anlatan Şevik, “Evlerde oluşan çöpler, sanayide oluşan atıklar, bunlar direk toprağa atıldığı zaman; içindeki kimyasallar, atıklar bir şekilde yer altı sularına geçiyor. Hem toprağı kirletiyor hem de yer altı sularını kirletiyor. Böyle de bir zararı var. Onun için bu atıklarında düzenli depolama tesisi dediğimiz yer altına sızdırmayan, her türlü tedbiri alınmış yerlerde depolanması gerekiyor. Şu an Konya Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu bir düzenli depolama tesisi var. İlimiz o açıdan şanslı” şeklinde konuştu.
 
“SIFIR ATIK EĞİTİMLERİ YAYGINLAŞMALI”
 
Hava kirliliği ile ilgili çok büyük mesafe mesafe kat edildiğini belirten Şevik, “Doğalgazın gelmesi çok etkili oldu. Doğalgaz yokken biz birtakım tedbirler aldık. Tabi hava kirliliği konusunda bizim Avrupa standartlarını yakalamamız ve bundan sonra da buna uymamız gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda yeni bir temiz hava eylem planı hazırlayacağız” diye konuştu. Sıfır Atık Projesi ile ilgili olarak toplumsal bir bilinç oluşması gerektiğine değinen Şevik, “Özellikle Cuma hutbelerinde çevre bilinci öne çıkarılabilir. Yine okulları çok önemsiyor, çocuklara çevre eğitimleri veriyoruz. Yani çöpünü nereye atacağını, plastiğini ayırması gerektiğini, kâğıdını ayırması gerektiğini öğretiyoruz. Çünkü ağaç yaşken eğilir. Çocukta küçükken bu eğitimleri aldığı zaman gerçekten suyu toprağı koruması gerektiğini öğrenmesi gerekiyor” dedi.
 
“KONYALI KADINLARI DA BİLİNÇLENDİRMELİYİZ”
 
Bütün kamu kurumlarında Sıfır Atık Projesi eğitimleri verdiklerini ifade eden Şevik, “İlk etapta kamu kurumları, hastaneler, alışveriş merkezleri, belediyeler gibi yerlerde eğitimlere başladık. Eğitimlere kamudan başlamamızın nedeni örnek olmak. Ama tabi ki bizim hedefimizde sanayi de var, alışveriş merkezleri var, özel, resmi bütün hastaneler var ve bütün insanlarımız var. Aslında en çok atık evlerde oluşuyor. Konyalı hanımlar bir poşete; kâğıdı ayrı, plastiği ayrı, organikleri ayrı koymuyorlarsa, bu direk çöpe gidiyor demektir. O yüzden bizim önce hanımları bilinçlendirmemiz lazım. Yani bunla ilgili çalışmalar da yapacağız mutlaka. Sayın Valimiz de bu konuda gerçekten çok duyarlı. Geldiğinden bu yana çevre konusunda bizi hep yönlendiriyor. Bu konuda bir proje teklifimiz oldu. Uygun görülürse önümüzdeki günlerde de bunun çalışmasına başlayacağız. İnşallah hep birlikte basının da desteğiyle insanları bilinçlendireceğiz” dedi.
 
sifir-atikk-2.jpg
SEYFULLAH KOYUNCU/YENİ HABER GAZETESİ